Sarhoş sarhoş arabaya binersin,

Binme diyen oldu mu, “Bi şey olmaz abi"

Gaz kaçıran tüpü kontrol için, Eline çakmağı alıp yanaştığında ,

Birisi, aman ha demeye kalmadan, “Korkma abi bişey olmaz"

Herkesin tuvaletten çıkarak ayağını bastığı zemine hiç düşünmeden oturursun,

Ne yapıyorsun diyenlere, “Acı patlıcanı kırağı çalmaz abi"

Sigara denilen bir illeti dudağımıza yapıştırıp yapıştırıp çekerken, koca proflar ikaz ettiğinde,

Aman sende “Atın ölümü arpadan olsun” deyiveriyoruz.

Her gün akşam meyhane meyhane dolaşırız sırtımız yerden kalkmaz,

Ama yine de erkekliğe bok sürdürmeden “Ben dayanıklıyım abi" terennümüyle düşe kalka gideriz yolumuza.

Albert Einstein’ın dediği gibi :

“Cehalet ne güzel lan, her şeyi biliyorsun"  demekten başka ne gelir elimizden diyerek kulağımızın üstüne mi yatacağız. Yoksa bu işin nedenlerini sorgulayıp gerçeğe mi ulaşacağız.

Bu toplum daha dün ;

Kaç zayıfı olursa olsun sınıf geçecek, dediğimiz çocuklardan müteşekkil olmadı mı?

Açtığımız eğitim enstitülerinde üç aylık eğitimden sonra öğretmen olan neslin yetiştirdiği çocuklar değil mi?

Bu toplum dün ekilen tohumların bu günkü acı meyveleri değil mi?

Şimdi biz kiminle tartışmaya gireceğiz.

İmam Gazali, “Cahillerle hiç tartışmaya girmeyin, ben yenemedim” derken bizim ortada tartışacağımız bir güruh da yok.

..

Korona kapımıza dayanmış, tuttuğunu alaşağı ediyor,

Biz hala meydanlarda fink atıp geziyoruz.

“Adam küçücük bir virüsten ne olacak”

Sonra şu sözü duyar gibiyiz, “Kötüye bir şey olmaz”

Daha ne olacak, iyiden sıyrılmış kötü olmuş işte.

Bu insanlar için yapacak bir şey de yoktur.

Nietzsche, “Derisini değiştirmeyen yılan ölmeye mahkumdur. Bu durum fikirlerini değiştirmeyen zihinler için de geçerlidir “ diyor.

Yaradan da yüce kitabımız Kur’anı Kerim Ra’d suresi 11. ayetinde ;

“Bir toplum kendisindekini değiştirmedikçe Allah onlarda bulunanı değiştirmez" buyuruyor.

Önce biz kendimizi değiştireceğiz ki sonra Yaradan verecek.

..

Mürekkep bile yalamayan “Bi şey olmaz abi" kılığına bürünen bu insanların haline şaşıp kalmamak lazım. Bu insanların ikna edilecek bir yönü yoktur.  Sakın ha sakın bu tür insanlarla tartışmaya girmeyin.

Konfüçyüs bunlar için,

“Bilenle tartışabilirsin, bilmeyenle tartışabilirsin. Ama bildiğini sananla tartışmak ahmaklıktır” diyor.

Bu insanları aydınlatmak istersin de yine yorulan sen olursun.

Kendi gayreti olmayan bir insanı gayrete getiremezsiniz

İmmanuel Kant da, “Aydınlanma, kişinin kendi aklını kullanmaya cüret etmesidir” diyor.

İlla ki aklımızı kullanacağız.

Hadi bunlar cahildi diyelim.

Bu ülkede “Anayasayı bir kere delmekle bir şey olmazdiyen Cumhurbaşkanı geldi geçti.

Bu ülkede Karaman’daki çocuklara tecavüz skandalıyla ilgili olarak “Bir kere rastlanmış olması kurumu karalamaya gerekçe olamaz" diyen bir bakan geldi geçti.

Böyle başa böyle tıraş mı diyeceğiz?

Yoksa bir millet kendi mahirlerini yukarıya mı taşıyor?

Hadi yüreğiniz yetiyorsa öz eleştiriye geçelim;

“Evrende en büyük ziyan, sorgulama yeteneğini yitirmiş bir beyindir.” (Albert Einstein)

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.