Gazeteciliğe 1984 Ocak ayında Tercüman’da başladım. Daha sonra Güneş’e geçerek mesleğe devam ettim. Yeni Asır-Hürgün-Günaydın- Akşam ve Çeşitli Dergiler derken, Günaydın Gazetesi’ne 1985 Aralık ayında geldim ve 13 yıla yakın süre çalıştım.

1987 yılında, 12 Eylül ile siyasi yasaklar getirilen Demirel-Ecevit-Türkeş ve Erbakan’ın politikaya dönmesi için referandum yapılacaktı. Yasakların sürmesini isteyen Anap Genel Başkanı ve Başbakan Turgut Özal “hayır” oyu için çalışırken, Türk Basını’nında Günaydın Gazetesi yasakların kaldırılması için “Evet” oyu verilmesini savunuyordu. Bu konuda kampanya sürerken çok haber yaptım. Bayramda bile Ağustos ayında Turizm Bölgelerini dolaşan Özal, yasaklarını sürmesi için kampanya yapıyordu. Sonuçta basın desteği ile referandumu eski siyasiler yarım puan oy ile kazandı ve politika hareketlendi.

O yıllarda Tercüman’dan emekli bir gazeteci ağabeyim Kenan Evren konusunda ilginç bir olayı anlattı. Gazeteci ağabeyim 1980 yılında Atatürk Havalimanı’nda Tercüman’ın muhabiri olarak çalışırken, bir gece haber alıyor. Tarihler Ağustos ayının son haftası. Gece yarısı Amerika Seyahatinden dönen kişi Genel Kurmay Başkanı Kenan Evren’dir. Abimiz Havalimanına gidiyor. Kendi ile beraber yanında Hürriyet Gazetesi muhabiri de vardır.

Kenan Evren’e şunu soruyor; “Paşam Hürriyet’te haber var. İhtilal yapacakmışsınız?..”

Kenan Evren kızıyor; “Yok öyle bir şey..”

Abimiz: “Efendim Hürriyet bunu yazıp duruyor? diye üsteleyince Kenan Evren daha da kızıyor;

“Sen Tercüman Muhabirisin Hürriyet’in haberinden sana ne?” deyip yürüyüp Ankara uçağına binmek üzere gidiyor.

Aradan 15 gün geçiyor ve 12 Eylül 1980 İhtilali oluyor.

İhtilal olduktan sonra ABD Başkanı Jimmy Carter’a: “Bizim çocuklar Türkiye de İhtilal yaptı” diyorlar.

...

12 Eylül’e nasıl gelindi.

12 Mart 1971 Muhtırası ile 12 Eylül 1980 arasında Türkiye’de 5 binden fazla sağ ve sol kesimlerden gençler öldürüldü. Üniversitelerin değerli Profesörleri, Aydınlar, Gazeteciler, Yazarlar öldürüldüler. Bu insanlar ölmeseydi gelecek yıllarda bu ülkeyi yönetecek kadroları oluşturacaklardı.

1980’de Başbakan olan Süleyman Demirel, Kenan Evren’e Anarşi’nin önlenmesi için gerekli her desteği vereceğini söylemesine rağmen bunu düşünmeyen Kenan Evren ve Kuvvet Komutanları oldu. 1979 Yılında bunu kararlaştıran İhtilalciler 1 yıl boyunca ülkenin olgunlaşmasını beklemişler. Bu süreçte 2000 genç öldü ve 5-6 gençte yararlandı. O yıllarda anarşi yüzünden insanlar kahvelere bile gidemiyorlardı. Gece gündüz taranıyor suçsuz insanlar ölüyordu. Üniversitelerde eğitim sık sık boykotlarla geçiyordu. Her gün sağ ve sol öğrenciler birbirlerine saldırıyorlardı. Ekonomi ise hiç de iyi sinyaller vermiyordu. 24 Ocak 1980 kararları ile ekonomi biraz düzelir gibi olmasına rağmen anarşi yüzünden ülke güvenlik sorunu yaşıyordu.

Ordu’nun el koyması halk tarafından ilgiyle karşılandı ama arkadaki Gizli Planları bilmiyorlardı. ABD geleceği planlamıştı ve sonrasında da neler yapılacağını Kenan Evren ve Arkadaşlarına dikte ettirdiler. Turgut Özal’ı da başbakanlığa hazırladılar.

12 Eylül öncesinde öldürülen sağ ve sol öğrenciler üzerlerinde çıkan mermilerin aynı silahtan atıldığı otopsilerde belirlenirken, birilerinin ülkeyi karıştırmak için cinayetler işlediğini görebiliriz.

...

Bugün 40 yıl geçti.

Anarşi bitirildi gibi gösterildi ama 4 yıl sürdü ve PKK 15 Ağustos 1984 günü Doğu’da eylemlere başladı ve geri planda Amerikan desteği vardı. Bugün de Suriye’de onların devamı olan örgütle hala ilişki içindedir.

İDAMLAR VE DİĞER CEZALAR

12 Eylül’den 7 Kasım 1983 tarihine kadar geçen sürede darbe sonrası devlet yöneticilerinin emri ile anarşist ilan eden 1 milyon 683 bin kişi fişlendi.

Devlet Güvenlik Mahkemesi tarafından açılan 210 bin davada 230 bin kişi yargılandı. 7 bin kişi için idam cezası istendi ve 517 kişiye idam cezası verildi. Haklarında idam cezası verilenlerden 50'si asıldı (26 siyasi suçlu, 23 adli suçlu, 1'i Asala terör örgütü militanı). İdamları istenen 259 kişinin dosyası Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne gönderildi.

71 bin kişi Türk Ceza Kanunu'nun 141, 142 ve 163. maddelerinden yargılandı,

98 bin 404 kişi örgüt üyesi olmak suçundan yargılandı.

388 bin kişiye pasaport verilmedi. 30 bin kişi sakıncalı olduğu için işten atıldı.

14 bin kişi vatandaşlıktan çıkarıldı.

30 bin kişi siyasi mülteci olarak yurtdışına gitti.

300 kişi kuşkulu bir şekilde öldü. 171 kişinin işkenceden öldüğü belgelendi.

937 film sakıncalı bulunduğu için yasaklandı.

23 bin 677 derneğin faaliyeti durduruldu.

3 bin 854 öğretmen, üniversitede görevli 120 öğretim üyesi ve 47 hâkimin işine son verildi.

Aynı dönem 400 gazeteci için toplam 4 bin yıl hapis cezası istendi.

Gazetecilere 3 bin 315 yıl 6 ay hapis cezası verildi.

31 gazeteci cezaevine girdi. 300 gazeteci saldırıya uğradı.

3 gazeteci silahla öldürüldü..

...

Anayasa da darbeden nasibini aldı

12 Eylül 1980 Türk Milletini kurtarmaya gelenlerin devleti bozmalarının en belirgin örneği, geniş özgürlüklerin yer aldığı 1961 Anayasası’nı kaldırmalarıdır.  Meclisi denetleyen Senato da bunlardan birisidir.

Kenan Evren tarafından getirilen 1982 Anayasası halen milleti memnun etmiyor. Değişikliklere rağmen…

12 Eylül'e Devletin Anayasası'ndaki bu değişiklik ve tahribat yönleriyle de bakmak gerek.

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.