Şu anda Türkiye’nin en büyük derdi “İstanbul Depremi” gibi duruyor.

Uzmanlar bas bas bağırıyor “Deprem Geliyor” diye.

İstanbul’daki yaklaşık 70 -75 kilometrelik uzunluktaki fayın kırılması bekleniyor.

Bu fayın enerji biriktirdiğini eğer kırılırsa minimum 7.2 büyüklüğündeki deprem oluşturabileceğini söylüyorlar.

Depremin olması halinde milyonlarca insanın öleceğinden,

Binlerce evin yıkılacağından dem vuruyorlar.

Maksimum değerleri Adalar’ın güneyindeki fay hattı veya Marmara’daki fayın tümünün kırılması halinde ise 7.6 büyüklüğünde bir deprem beklendiği belirtiliyor.

Hal böyle iken ne hikmetse kimsenin gözü görüp kulağı duymuyor.

Bunun üzerine bir de İktidar-Muhalefet çekişmesini koyduğunuz zaman durum bir vahamete bürünüyor. Galiba herkesin “Ben nasıl olsa ölmem” gibi bir düşüncesi var.

Kimin ölüp kimin kalacağını bilemiyoruz, lakin sen tedbiri al da takdir Allah’tandır.

Ben ölüme yakalanmam diye bir kaide yok.

Ben İstanbul’a gitmezsem depreme yakalanmam diye de bir kaide yok.

İnsanların nerede ne zaman olacağını kaderleri tayin eder.

Bu işe bakanlardan istirham edeceğimiz bir durum var.

Bunu açık yüreklilikle söyleyebiliriz.

Eğer siz İstanbul depremini düzeltmek için önlem almaz iseniz,

Deprem size düzene koymak için en şiddetli yüzünü gösterecektir.

Bu İstanbul için, insanlık için bir felakettir.

Herkes bu düşünceyi zihinlerine mıh gibi çakmalıdır.

Hz. Süleyman zamanında Azrail Hz. Süleyman’ı ziyarete gelir.

Orada bir şahsa dik dik bakar. Şahıs bu bakışlardan ürperir. Hz. Süleyman’a;

“Ya Süleyman rüzgarlara söylesen de beni Hindistan’a atsınlar, Bu şahsın bakışlarından ürktüm” der.

Bunun üzerine rüzgarlar adamı Hindistan’a atar. Hz. Süleyman Azrail’e dönüp ;

“Ya Azrail sen bu adama neden haşin baktın” deyince Azrail,

“Bana verilen ölüm listesinden bu şahsın canını Hindistan’da almam gerekiyordu. Burada ne geziyor diye baktım” cevabını veriyor.

Bu nedenle yel olur, sel olur, bir gün insanı İstanbul’a atıverir.

İkinci olarak başımızın belası Covid-19 denen korona.

Biz hala “Maske takmayı” öğrenememişken, bir de üzerine senaryoların üretilmesi işin tuzu biberi.

Virüs üretip insanları öldürmeyi düşünenler sanki kendileri hiç ölmeyecekmiş gibi hareket ediyor.

İnsanların öleceğini ama ölümün kendilerine ulaşmayacağına kendilerini inandırmış gibiler.

Herkesin bir hesabı var, Yaradan’ın da bir hesabı vardır elbet.

Kimin nerede ne zaman öleceğini kimse bilmez.

“Öldürmeyen Allah öldürmez”

Nigara şelalesinden düşüp hayatta kalan tek insan olarak bilinen Bobby Leach, evinde portakal kabuğuna basarak düşmüş ve iç kanamadan ölmüştür.

Nerede olursanız olun, ölüm size erişecektir.

Nisa suresi 78. Ayet ;

“Nerede olursanız olun, sağlam kalelerde de olsanız, ölüm gelir sizi bulur..”

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.