Son 20 günde, özellikle futbolda onaylamayacağımız söylemler, eylemler ve olaylar oldu…

Geçmiş yıllarda da benzerlerini görüp yaşadığımız..

43 yurttaşımızı toprağa verdiğimiz 1967 Kayseri-Sivas futbol faciası halen tazeliği ile belleğimizde..

Türk Ulususuna ve sorumluluk noktasında bulunan kişi ve kurumlarına yakışmayan olaylar bunlar.

Sakın başka ülkelerde de oluyor demeyin..

Hem ülkemiz hem dış dünyadaki sağ duyulu çevreleri üzüp şaşırtan, kültürümüze özümüze hiç yakışmayan...

Bilmem, hep böyle miydik yoksa?

70'li yıllarda sokakta birbiriyle vuruşanlarla da içimiz çok yandı.. 

Heyecanlı, tez canlı, gördüğünden çok duyduğu ile fünyesi dilinde, sustası, silahı, levyesi elinde bir toplum olma çağına giderek giriyoruz sanki..

Bir kulüp Başkanı “GÜM” diye bir yumruk patlatarak suratına yere indiriyor uluslararası bir hakemi..

Bu kulüp Başkanının buna benzer başka eylemleri olduğu da söyleniyor..

Yetmiyor, futbolcular da başkanlarına destek yerdeki hakeme tekmeleriyle karşılık veriyor..

Bir başka kulüp yetkilisi takımını çekiyor sahadan oyun sonlarına doğru, hakeme küfür gibi..

Şimdi de Süper Kupa olayı..

Yıllar boyu seyredilen mafya ve kovboy dizileri mi, yoksa kanalarımızı şiddete boğan yerli diziler mi bunda etkili?

Çabuk sinirlenen, gördüğü ile değil duyduğu ile alevlenen, birbirini hemen ötekileştiren bir toplum olma eğrimiz mi artıyor dediğim gibi?

"Yok zaten hep böyleydik" diyenlerimiz mi giderek çoğalıyor sanki?

Bazı koşullarda gördüğümüz bile yetmez gerçeği yakalamamız için..

Oysa “Acele işe şeytan karışır

Duy da inanma

Hele hele spor dahil her alanda ötekileştirmeyi iteleyen, tek savaş da kaybetsek kucaklaşıp birlikte mücadeleyi emreden “Hattı müdafaa yok, sathı müdafaa vardır. O satıh da bütün Vatandır” hikmetli ATA sözlerimizi Ulus olarak içselleştirmiş olmamıza rağmen..

Her gün sınırlarda şiddete kurban verdiğimiz şehitler içimizi yakarken spor arenalarındaki çirkinlikler ülke itibarımızı karalıyor.

Spor alanlarımızdaki son çirkinlikler uluslararası müsabakalara katılmamızı engellerse hiç şaşmayalım.

Nedir bu zorbalığa, kabadayılığa hatta serseriliğe gıpta ve özen?

Sporun asaletine, yönetici kişiliğin nezaketine, sporcunun rakibe fizyolojik ve psikolojik zarar vermemesine dair olay erdemine ulaşmak varken..

Ulus ve Cumhuriyetimize yakışan bireyler olmak varken.

Sağ duyulu olmamız ve birbirimizle kenetlenmemiz varken.

Ata’mızın “Sporcunun çevik ve ahlaklısını severim” sözünü yüreklere ve stadyum duvarlarına kazımak varken.

Bu yüce sözü sadece sporcular değil yukarıda sözü edilen kişiler ve tüm kulüp yöneticileri, takımı için aklını yitirme noktasına gelen taraftarlar da içselleştirmeli..

ÜLKE UFUKLARIMIZI AYDINLATMAK UĞRUNA..

Mutlu ve kutlu yıl dileklerimle..

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.