Her dönem, her kuşağın dediği gibi.

Nerede o eski günler, eski bayramlar, komşuluklar, nerede insanlık.

Demek ki her gelen yıl, giden yılı aratır olmuş değerlerimizin tükendiği.

Sahi... Ne oldu bizlere.

O eski günlere.. sıcacık komşuluk ilişkilerimize.

Bir kaybı olunca, onunla günlerce üzülen, radyosunu televizyonunu saygısızlık olur diye açmayan,

Radyodan dinlenen haber (ajansı) bile sesi kısık dinleyen,

Günlerce ölü evine yemekler yapıp götüren bizlere ne oldu?

Nerede o eski bayramlar dediğimiz günler? 

Üzücü ki, o eski bayramların tadını da tüketen bizleriz.

Komşu çocuklarını kardeş gibi gören, ergen komşu kızına bir bakan olunca öz kardeşiymişcesine onu korumaya alan, komşunun iffetini kendi iffeti gibi sayan bizlere ne oldu?

Aynı sokaktan ikinci üçüncü kez geçen bir yabancıyı göz hapsine alan, gerekirse "kimsin, nesin" diye soru soran bizlere..

Komşunun evini kendi evimiz gibi gören, gelip giden yabancıyı "bu da kim" diye takip eden, arsız hırsız olabilir diye endişe çeken bizlere ne oldu?

Yaşlı komşularımızı ailemizin anneannesi, babaannesi gibi kabul eden, bakkala, markete giderken bir ihtiyacın var mı diye soran bizlere..

Bayram sabahı gibi özel günlerde aile büyüklerinden sonra komşularımızla bayramlaşmaya giden, mendil arasında para verip çocukları sevindirenlere ne oldu?

Kendi çocuğuna küçülen giysiyi komşu teyzeyle takas eden tutumlu annelere,

Yıllar öncesinin giysisini ters yüz yapıp yeni gibi giyenlere, abiden abladan kalma giysileri bol da olsa giyen çocuklara,

Küçücük çocuklara bol bol giysiler satın alırken bile bir iki yıl sonrasında da giysin diye emanet duran, içinde bir o kadar da sevimli olan, ikide bir ellerini yutan uzun kolları sıyıran o masum çocuklara ne oldu?

Tasarrufu bir yaşam tarzı bilenlere ne oldu?

Ne de çabuk tüketir olduk, duyguları, nesneleri, güzellikleri..

Tam bir tüketim toplumu olduk... 

Yıllar boyu tükettiğimiz güzel olan herşeyin sorumlusu başkaları imiş gibi bir de hayıflandık "Nerede o güzellikler" diyerek..

Biziz her türlü güzelliği tüketen biz,

Ormanları, doğayı, insanlığı, sevgiyi, saygıyı daha bir çok güzel hasletleri tüketen bizleriz..

Hep özlem duyduk tükettiklerimize, tüketmeye devam ederken.

Ahlaki değerleri tükettik, insana saygıyı, hatta ve hatta tüm canlılara olan saygıyı tükettik?

Hoşgörüsüz, sabırsız, saygısız, ahlaksız, görgüsüz, kalitesiz, aç gözlü, kompleksli, maddi yarış içinde bir toplum olduk..

Tam bir çürümüşlük!..

İnsanlığı, bilgiyi, görgüyü, kültürü, hazmetmişliği, kaliteyi, insan gibi insan olmayı, adam gibi adam olmayı nerede bıraktık?

Sahi... Ne oldu bizlere?

Tabi ki tenzih edilenler, her şeye rağmen insan gibi, adam gibi duruşunu bozmayanlar.  

.

Hep insanca olalım, insan gibi insanlara denk gelelim.

Sağlıkla, saygıyla,sevgiyle kalın..

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
Avatar
Ali Kaybal 4 yıl önce

Aktivitesi yüksek bir konu. Keşke insanları geriye doğru götürebilseydik meseleyi bir noktada halletmiş olurduk. Galiba bize ne olduysa 1980 sonrasında oldu. Süt bozuldu, maya bozuldu, sonunda insanımız bozuldu. Sonunda da olanlar oldu.... Selamlarımla

Avatar
Şayan Ercan 4 yıl önce

Ali Kaybal bey, keşke mümkün olsa..ya da insanlar insan gibi insan olabilmeyi günümüzde de başarabilseler!