Emekli tuğgeneral Adnan Tanrıverdi’nin yönetim kurulu başkanı olduğu Adaleti Savunanlar Stratejik Araştırmalar Merkezi Derneği (ASSAM), 15 Ekim 2011 tarihinde kurulmuştur. Adnan Tanrıverdi daha sonra Cumhurbaşkanı askeri Başdanışmanlığı ile Cumhurbaşkanlığı Güvenlik ve Dış Politikalar Kurulu üyeliği yapmıştır. ASSAM’ın amacı, İslam ülkelerini bir çatı altında toplayarak, ortak irade ve güç birliği oluşturmak için fikri çalışmalar yapmak olarak açıklanmıştır.

Bu amacı gerçekleştirmek için ASSAM, Uluslararası İslam Birliği Kongreleri düzenlemektedir. Bu kongrelerin amacı ise İslam ülkeleri coğrafyası başta olmak üzere dünya siyasetinde güncel sorunlarla ilgili olarak akademik ve siyasal bir zemin üzerinde saptamalar yapmak ve karar vericilere çözüm önerileri sunmak olarak açıklanmaktadır.

Birinci kongre, 23-24 Kasım 2017 tarihinde yapılmıştır. Kongre sonucunda İslam Ülkeleri Parlamentosu’nun kurulması ve her İslam ülkesinin, bakanlar kurulunda İslam Birliği Bakanlığı kurulması gerektiği kanaatine varılmış ve ASSAM Yönetim Kurulunca onaylanan ‘İslam Ülkeleri Konfederasyonu Deklarasyonu’ basın yoluyla dünya kamuoyuna duyurulmuştur. Ayrıca bildirilerde vurgulanan hükümler dikkate alınarak İslam Ülkeleri Konfederasyonu Anayasa taslağı hazırlanmıştır.

İkinci kongre, 1-2 Kasım 2018 tarihinde yapılmıştır. Kongrede İslam ülkeleri arasında gümrük birliği, ortak pazar, para birliği, ticaret bölgeleri kurulması önerilmiştir. Üçüncü kongre, 20-21 Aralık 2019 tarihinde “İslam Birliği İçin Savunma Sanayi İşbirliği Usul ve Esasları” ana başlığı altında yapılmıştır. Birinci kongre sonrasında hazırlanan İslam Ülkeleri Konfederasyonu Anayasası, son kongrede kitap olarak basılmış ve dağıtılmıştır.

ASSAM yönetim kurulu başkanı Adnan Tanrıverdi, son kongrede yaptığı konuşmada: “İslam Birliği olacak mı, olacak. Nasıl olacak? Hz. Mehdi geldiği zaman. Peki, Mehdi ne zaman gelecek? Allah bilir. Peki, bizim işimiz yok mu, ortamı hazırlamamız gerekmez mi? İşte ASSAM bunu yapıyor” sözleriyle gündeme oturmuştu. Adnan Tanrıverdi, Türk Silahlı Kuvvetleri’nden irticai faaliyetleri nedeniyle atılmış ve Türkiye’de özerkliği savunmaktadır. Mehdi bekleyen bu başdanışman, 15 Temmuz sonrası Türk Silahlı Kuvvetleri ve askeri okullardaki yeniden yapılanmanın kendisinin yönlendirmeleri doğrultusunda gerçekleştiğini söyledi. Böyle biri, Türk Ordu’sunda üst rütbelere gelirken, bunu göremeyenler de aymazlık ve sapkınlık içindedirler.

İslam Ülkeleri Konfederasyonu Anayasası’na göre devletin adı ve şekli: ASRİKA (Asya-Afrika) İslam Devletler Birliği’dir. ASRİKA İslam Devletler Birliği Konfederal Cumhuriyettir. ASRİKA İslam Devletler Birliği, kuvvetler ayrılığı sistemi uygulanarak, başkanlık sistemi ile yönetilir. Başkenti İstanbul, resmi dili Arapçadır.

Üçüncü kongrede basılı kitap olarak dağıtılan bu anayasa, yaklaşık bir buçuk yıldır ASSAM internet sitesinde bulunmaktadır. Bu anayasaya ve yapılan kongrelere göre Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin, anayasası, ismi, bayrağı, resmi dili, üniter yapısı ve yönetim şekli gibi temelini oluşturan varlıkların tümü değiştirilmek istenmektedir. Böylece şeriat anayasası olan yeni bir ülke ve yeni bir yönetim kuracaklarını açıklamışlardır. Kurulacak yeni devletin başkenti İstanbul, resmi dili Arapça olarak ifade edilmiştir. Bu, demokratik-laik cumhuriyeti ortadan kaldıran bir darbe ve vatana ihanet suçudur. Ancak bu suça karşı yaptırımda bulunacak Cumhuriyet Başsavcılarını da bulmak artık neredeyse olanaksızdır. Üstelik bu son kongre THY, MKEK, ASELSAN, TAİ, HAVELSAN ve bazı belediyelerin de aralarında bulunduğu kuruluşların desteği ile yapılmıştır.

Özellikle bu şeriatı savunan anayasa ortaya çıkınca gelen tepkileri önlemek amacıyla Adnan Tanrıverdi, Cumhurbaşkanlığı askeri Başdanışmanlığı ile Güvenlik ve Dış Politika Kurul Üyeliği görevlerinden istifa etti. Görevinden istifa etmesi söylediklerini, yaptıklarını ortadan kaldırmaz. Danışmanlığını yaptığı AKP Genel Başkanı da, 25 Kasım 2019 tarihinde düzenlenen 6. Din şûrasındaki konuşmasında; “İslam bize göre değil, biz İslam’a göre hareket edeceğiz, yaşamımızı İslam dini kurallarına göre düzenlemeliyiz” demişti. Her ikisi de aynı söylemlerde bulunmaktadırlar. Cumhurbaşkanının askeri başdanışmanı olan bir yobaz anayasa ve yasalara aykırı işler yapıyor, toplantı düzenleyip, İslam Anayasası hazırlıyor ama kimse bu kişiye tek soru sormuyor, soramıyor.

Laikliği korumak isteyenler laik cumhuriyeti yıkmak için çalışanları sadece seyretmekte yetiniyorlar. Açık açık İslam Devleti isteyenlere karşı gerekli ve yoğun tepkiler verilmemekte, sanki ödüllendirilmek istenmektedirler. Anayasa Mahkemesi’nin kararıyla “laiklik karşıtı eylemlerin odağı olduğu” kanıtlanan bir siyasi iktidarın, laik ülkeyi yönetmesi gibi bir durum dünyanın hiçbir yerinde yoktur, olamaz da. Benzer şekilde “laiklik tehlikede değildir” diyen bir ana muhalefet başkanı varken, Atatürk’ün aydınlık ülkesi göstere göstere şeriatın karanlığına doğru sürüklenmektedir. Kemalist ilkelere bağlı, tam bağımsızlıktan yana ve emperyalizm karşıtlığında birleşenlerin oluşturacağı örgütlü güç ile bu şeriat artıklarına son vermek için daha ne bekleniyor?

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.