“Bu dünyada senden daha kıymetli bir şey yok”
Gibi bir uyarıyla karşılaştığınız zaman bunu söyleyenler sizi seviyor.
Bir an önce de sizi sıkıntıya düşüren düşüncelerden de vaz geçmenizi istiyor.
Tabi ki bunu söyleyen bu insanlar sevdiklerini düşündükleri için bunu yapmaya çalışırlar.
Bu nedenle de size kendinizin ne kadar önemli olduğunu hatırlatmak isterler.
Ancak bunu yaparken de yanlışa düşeceklerini, yanılabileceklerin anlamıyorlar.
İnsan bir derde düştüğü zaman, hasta olduğu zaman her şeyden vaz geçmez.
Hele ki candan.. Can son nefese kadar bizim emanetimizdir.
Mevlana şöyle der: “Sopayla kilime vuranın gayesi, kilimi dövmek değil, tozunu almaktır. Allah sana sıkıntı vermekle tozunu, kirini alır. Niye kederlenirsin?”
Evet, hastalık Mevlana’nın dediği noktada bir şükür kapısıdır.
Senden kıymetlisi yok düşüncesi şeytanın ince bir ayarıdır.
Söyleyen bunun farkına varmalıdır.
Eğer farkına varmaz ise, söylediği kişiyi de yanlışa iter.
Artık bu sözü kabullenen insan da alışkanlıkların esiri olur.
Hz. Ali (RA) ne buyurmuştu; “Söz senin ağzında iken senin esirindir. Söz ağzından çıkarsa artık sen onun esirisin”
İşte bu nedenle Şeytan insanın koltuğunun altına girer.
“Bu dünyada senden daha kıymetli bir şey yok”
“Bu dünyaya bir daha mı geleceksin. Ye, iç, keyfine bak..”
“Dünyanın tadını çıkar, gününü gün et..”
Şarkılarımız türkülerimiz bile buna ayak uydurur.
“Bas bas paraları Leyla’ya..” diye çıkar oynarız.
Bu ve buna benzer vesveselerle akıl çelmeleri olur.
Bu tür düşüncelerle şeytan insanın kafasına benlik sokar.
Bu tür düşünce insanın sevgisini de elinden almış olur.
Bir kez bunları kabul ettiğiniz zaman şeytanın dümen suyuna girmiş olursunuz.
Artık ruhunuzu “Benlik” işgal etmiş olur.
Ki bu çok tehlikeli bir ortamdır. Allah’ın hiç hoşlanmadığı bir şey bencilliktir.
“Çünkü Allah, büyüklük taslayan ve insanlara karşı böbürlenen hiç kimseyi sevmez” (Hadid suresi ayet 23 )
İnsanın kendisinin dışındakileri sevmek ve ona değer vermek Allah’ın bir emridir.
Özellikle de bu görev Müslümanım diyen herkese tevdi edilmiştir.
Bu sevgiye Allah sevgisiyle başlamak da bir emirdir.
Nitekim bakara suresi 165. Ayette: “İnsanlardan kimileri vardır ki, Allah’tan başka bazı varlıkları Allah’a denk tanrılar sayar da bunları Allah’ı sever gibi severler. İman edenler ise en çok Allah’ı severler.”
Ayete göre sevmek ve bir başkasına değer vermek imanın gereğidir.
...
İnsanın kendinden daha değerli olan 2. sırada kim var?
Gelin onun için de ayetlere bakalım. Ahzab suresi 6. Ayet;
“Peygamber, mü’minlere kendi canlarından daha önce gelir. Onun eşleri de mü’minlerin analarıdır. “
Nitekim bu bir hadisi şerifte de teyid edilmektedir.
Enes (b. Mâlik) tarafından rivayet edildiğine göre,
Resûlullah (sav) şöyle buyurmuştur: “Sizden biriniz, beni anne-babasından, çocuğundan ve bütün insanlardan daha çok sevmedikçe (tam anlamıyla) iman etmiş olmaz.” (B15 Buhârî, Îmân, 8)
İnsanın kendi dışında birini sevmesi özellikle de Allah ve Peygamber sevgisi imandandır, belki imanın ta kendisidir: Nitekim Hz. Ömer:
"Ey Allah'ın Rasûlü! Ben sizi canımdan başka her şeyden daha çok severim.” dedi
Peygamberimiz: "Ey Ömer, canımı kudret elinde tutan Allah'a yemin ederim ki, beni canından daha çok sevmedikçe olgun mü'min olamazsın..” buyurdu.
Peygamberimizi dikkatle dinleyen Hz. Ömer: "Ey Allah'ın Resûlü, vallahi ben şimdi sizi canımdan da daha çok seviyorum" deyince Peygamberimiz: "İşte Ya Ömer, şimdi olgun mü'min oldun." buyurdular. (Aynî, Umdetü'l-Kârî,1/144)
…
İnsan kendisinden fazla eşine de değer vermelidir.
Peygamber Efendimiz; “Kadınlar size Allah’ın bir emanetidir” buyurmuyor mu ?
Öyleyse kim bu emanete ihanet etmek ister. Allah ihanet edenleri de hiç sevmez.
Zira o Allah’ın kendisine bir emanetidir.
…
Bazen çocuk sevgisi kendinizden daha öne geçer.
Öyle olmasaydı hiç yüzme bilmeyen bir insan bir denizde ya da bir nehirde boğulmakta olan çocuğunu kurtarmak için ardı süre atlar mıydı?
Sözün özü; bu dünyada sizden daha önemli varlıkların olduğunu unutmayın.
Ve Mevlana da diyor ki: "Altın ne oluyor, can ne oluyor, inci, mercan da nedir, bir sevgiye harcanmadıktan, bir sevgiliye feda edilmedikten sonra.."




