Cumhuriyet Bayramı Kutlaması mı Yapıldı? Yoksa Yapılan İsraf mı Kutlandı? “Milli Duygu” Neden Yok Bayramlarımızda?..
12 Kasım 2012’de çıkan Büyükşehir Yasası ile büyükşehir statüsünde olan şehirler sanki olduğu yerde ayrı birer devlet gibi olmaya başladılar.
‘Devlet dediğin her işi yapmaz’ mantığı ile hareket edenler; belediyeleri şirketler kurmaya yönlendirdi ve şehrin sınırları içindeki yolları, köprüleri, su yönetim işlerini tamamen belediyelere verdiler.
Seçim kazanan belediye başkanları da, altın tepsi ile sunulan bu yasanın tanıdığı şirket kurma hakkını kullanırken, “rant sağlamak” ve belediyelerde liyakat sahibi kişiler yerine, partilerinden bile önce “kendilerine hizmet edecek” kişilere görevler verdiler.
Hatta bazı belediye başkanları, “Başkanlık” görevine “Kariyer” gözü ile bakıyorlar nedense. Bu başkanlar, “Kariyer nedir, nasıl yapılır” konusunda iyi bir araştırma yapmalılar öncelikle.
..
Dün tüm ülkemizde en önemli bayramımız “Cumhuriyet Bayramı” kutlamaları yapıldı.
Eski bayram kutlamalarında MİLLİ DUYGULARIN artması için, şehirlerde bayram kutlama hazırlık görevi, “o şehrin okullarından seçilmiş, mesleklerinde başarılı öğretmenlere” verilirdi. Müzik Öğretmenleri- Edebiyat Öğretmenleri- Tarih Öğretmenleri- Beden Eğitimi Öğretmenleri- Tiyatro yeteneği olan Öğretmenler- Halk oyunları eğitimi veren Öğretmenlerden oluşan “Heyet” yapardı bayram kutlama programını. Hazırlığa ve kutlama provaları da en az 1 ay önceden başlardı.
Tüm milletin beğenisini kazanan bayramlar, o zamanlar vardı. Şehrin stadyumunda gündüz ve gösterilerle yapılırdı.
Eskiden bayram törenlerinin açılış konuşmalarını, o şehrin Vali ya da Kaymakamı yapardı. Sonra şunlar olurdu programda,
1.Kutlanan bayramın neden armağan edildiği.. Bu bayramın armağan edilme süreci çok güzel anlatılırdı tarih öğretmenleri tarafından. Bayram konuşmalarını sadece öğretmenler değil, o şehirdeki öğrenciler de yapardı.
2.Bayrama özel kısa ve anlaşılan dilde hazırlanan oyunlar oynardı öğrenciler.
3.Bayrama özel yazılmış şiirlerin yanı sıra kendilerine ait şiirleri de okurdu öğretmenler ve öğrenciler.
4.Yörelerimize özel Milli halk oyunlarımız oynanırdı
5.O şehirdeki okullarda başarılı grupların hazırladığı Milli bayramın ruhuna uygun şarkılar ve türküler dinlenirdi.
Bunlara ilaveten; Sözleri GÜZEL TÜRKÇEMİZE yakışır şekilde yazılmış ve günümüzdeki “POP-ROCK müziği” yapan gençlerimizden çok daha güzel konserler yaparlardı.
Mili bayramlar, bir anlamda Milli duyguları yükseltmek, vatan sevgisini artırmak amacı ile kutlanır. Gazi Mustafa Kemal Atatürk, bu bayramları bizlere, “bu duyguları hiç hissetmeyen ve vermeyen sözde şarkıcılara milyonlarca para ödeyerek kutlama yapın” diye armağan etmedi.
Kimse kusura bakmasın, demek ki Milli Duygu bilinci zayıf kişileri başkan seçiyoruz.
Milli duygusu zayıf kişilerden de hiç kimse, o şehrin geleceği için doğru işler yapmasını beklemesin.
Bu CUMHURİYET BAYRAMIMIZ’da da, ne dediği anlaşılmayan, bol gürültülü müzikle Melike Demirağ’ın şarkısındaki gibi,
"Uyu yavrum ninni uyutayım seni,
Ninnilerle minnilerle avutayım seni.." dediler topluma.
Halka ait milyonlarca liraya gözlerini kırpmadan kıydılar.
Oysa bu törenleri eskisi gibi şehrin “Öğretmenler Heyeti” hazırlasa, konser organizasyonun tamamına verilen paranın yarısıyla Milli Eğitime destek verselerdi ne olurdu?
Ya da daha genelinden bakalım, yıllık konserlere verdiğiniz paraları harcamadan, halkın “toplu ulaşımlarına zam yapmasanız” iyimi olurdu? Yoksa kötü mü?..
Mustafa Kemal Atatürk sağ olsaydı, bu israfı yapanları zaten belediye başkan adayı falan yapmaz, hatta devletin kapısına bile bastırmazdı.
İktidar ya da muhalefet belediyelerinin hepsi de aynı icraatı yapıyor bayramlarda..
Yok birbirlerinden farkları...
29 Ekim Cumhuriyet Bayramımız Kutlu Olsun..





Çok doğru..