Kazakistan’dan Nurşat hanımefendi bana mesaj gönderdi. Bu konuyu yazmamı istedi.
Mesaj gönderen hanımefendinin dedesi Osmanlı Rus savaşında Ruslara esir düşmüş. Oradan Doğu Türkistan’a gitmiş orada evlenip çocuk çocuğa karışmış. Mesajı yazan hanımefendi bu Türk askerinin torunu. İki yıl önce Türkiye’ye gelerek dedesinin yakınlarını, akrabalarını aramış fakat maalesef bulamadan tekrar Kazakistan’a dönmüş.
Kendisi Türkiye sevdalısı asil bir hanım.
Geçen gönderdiği mesajı noktasına virgülüne dokunmadan siz değerli okurlarımla, kamuoyu ile ve ilgili yetkililerle paylaşacağım ve ondan sonra da ben söyleyeceklerimi söyleyeceğim!
Hanımefendinin bana hitaben yazdığı mesajı;
“…Sayın Bay!
Siz kaleminizi, mazlum kardeşlerimiz için kılıca çeviriyorsunuz. Her şeyi siz yazıyorsunuz (Doğu Türkistan’ı kasdediyor)
Siz acı çeken kardeşlerimiz için terlerken siz, Ama Türk insanının itibarı bütün dünyada azalıyor.
Nasıl!?
Çünkü günümüz Türk filmleri herkesin Türkleri iğrenç olarak görmesini sağlıyor.
Bugün gerçekten onurumu incitecek bir şey duydum.
“Türk filmi izliyoruz. Ne iğrenç insanlar bunlar. Ne kadar zina eden bir topluluk! hepsini toplayıp öldürmek istiyordum.... “soyledi
Ruhum beni terk etmedi, ama öldüm.
Bu bir film! dedim. ama filmlerin de gerçek hayattan esinlendiğini söyledi.
Şimdi, sayIn bay efendim!
İnsan ruhunu kirleten filmler yapanlar hakkında bir şeyler yazmanızı rica ediyorum.
Sadece başkalarının değil, kendi kardeş halklarımızın da bize bakışı çok korkutucu..…
Tüm Türklerin onuru!
Ağlayan kalbim için özür dilerim!”
Kazakistan’da yaşayan Türkiye asıllı bir hanımefendinin feryadını sizlere aktardım!
Gene, Ünlü Rus sosyolog Raushan Birmagambetova
Türk film ve dizileri için;
“Sürekli dedikodu, saldırganlık, acımasızlık ve aldatma konularını işleyen Türk dizileri dünyayı zehirliyor.”
Tesbite ve oluşturduğu kanaate bakar mısınız! Utanç verici bir durum.
Şimdi birkaç soru soracak ve sözü fazla uzatmayacağım.
Organize işler!
Aziz milletin yakasından düşün!
Ben biliyorum, bazılarınız “pakraduni” bazılarınız “sabataist” bazılarınız o bazılarınız bu… her neyse!
Her kimseniz düşün milletin yakasından!
Peki onlar öyle de!
Meydanı boş bırakanlara ne demeli!
Yetkililere, sorumlulara soruyorum!
Bunlara daha ne kadar müsamaha edeceksiniz?
Bazı ülkelerden gelen haberlere göre Türk filmleri “genel ahlak kurallarına aykırı, toplumun ahlakını bozuyor” gerekçesi ile yasaklanmış!
Yukarda Kazakistan’dan gelen mesajı gördünüz!
Daha neyi bekliyorsunuz?
“Kız çocukları yatak odası kıyafeti için bile uygun olmayan kıyafetle, daha çocuk yaşta göbek açık göğüsler açık etekler bir karış”
Öte yandan, LGBT özentisi pompalanıyor!
Cinsiyetsizleştirme dolu dizgin!
Uyuşturucu yaşı 10’a düşmüş, ilkokullara kadar inmiş ve dünya sıralamasında 4. sıralardaymışız! Durum felaket!
Uyuşturucu müptelası bir gencin kız erkek farketmeksizin akıl almaz işler yapabildiğini söylemeye gerek yok!
Sahi “bekaret” kavramı diye bir kavram vardı! Şimdilerde “bekaret” nedir?
Bilen önemseyenleri hak getire.
Bu konuda yapılan anketler dehşet vericidir.
Yollar, sokaklar, okullar insanların istediği gibi arzı endam edebildiği yerler olmamalı!
Hele sinema tiyatro TV’ler toplumun genel ahlak kurallarına aykırı yayınlar yapamaz! Yapamamalıdır.
Sınırlar çizilmeli, sınırı aşanlar maddi manevi ağır cezalar ile tecziye edilmelidir.
Bu konuda yasal boşluk mu var?
Yetki kargaşası mı var?
Her nerede aksaklık varsa orası hiç zaman kaybedilmeden düzeltilmeli, mesela milletvekillerin sosyal hakları ile ilgili kanun ve kararlar alınırken gösterilen hız burada da gösterilemez mi?
Beyler bu ahlaksızlıkları teşvik eden, yayan, toplum ahlakını bozanlar kadar bu konuda sessiz kalan yetkililer de sorumludurlar!
Hay sizin “ifade özgürlüğü demokrasi, insan hakları” diye eveleyip geveleyip toplumu ifsat manivelası olarak kullandığınız “ifade özgülüğü demokrasi, insan hakları” anlayışınıza!!!
Yazık oluyor,
Ayıp oluyor.
İlgililerden sorumlular da tık yok!
Var da biz mi bilmiyoruz?
Kültür Bakanlığı bu işin neresindedir?
Milli Eğitim Bakanlığı bu işin neresindedir?
RTÜK bu işin neresinde?
Yeter artık, yeter!
“Orta da kız mı erkek mi?
Giyinik mi soyunuk mu?
Evli mi, bekar mı?
Kaynanasından çocuğu olan!
Baldızıyla birlikte olan!
Birisi ile evli olduğu halde çocuk kimden olduğu belli olmayan!”
Gibi sözler ve durumlar TV’lerde ve her yerde duyulur oldu!
Bizim milletimize yakışmaz bir durumdur!
Malesef üzülerek ifade ediyorum!
Tv’lerde gösterilen dizi film ve yayınlardan hareketle yabancı ülke vatandaşları ülkemizi ve çoğu insanımızın tamamının aynı durumda olduğu kanaatine vardıklarını, Kazakistan’dan yazan Nurşat hanımefendi konuşulanların bir bölümünü göndererek bizleri uyarmış, kendisinin de kökünün Müslüman Türkiye Türk’ü olması sebebi ile “ahlaksızlık” ithamlarını üzerine alarak çok üzülmüş olduğunu mesajında çok açık ifade etmiştir.
Aziz milletimizin kültürüne, inancına aykırı genel ahlak kurallarına uygun olmayan ortamlar, konuşmalar ve yayınlar istemiyoruz!
Değerli okuyucum, acı gerçeğin halının altına süpürülmemesi gerekiyor. Gerçekle yüzleşmek ve her birimizin sorumluluk almamız ve sessiz kalmamamız gerekiyor.
Toplumdaki çürüme böyle devam edemez önüne geçmek gerekiyor! Milletleri var eden asaletleri, erdemleri genel ahlaki meziyetleridir. Ahlakın olmadığı yerde hiçbir şeyin önemi kalmaz!
Vesselam..




