Kurt kışı geçirir amma yediği ayazı bilir.

Bu ayazı hiçbir zaman unutmaz.

Bu kışın kendine kim sırt dönmüş,

Kimler yanında olmuş,

Kimler kendisi için bir şeyler yapmış,

Bunların hepsini aklının bir köşesine yazar.

Günü geldiği zaman da onları bir bir uygular.

Şimdi kurt nereden çıktı,

Bu mevsimde bu kış nereden çıktı, diyeceksiniz elbet.

Aşk ağlatır, dert söyletir,

Dertsiz baş olmuyor.

Bu dert girmeyi görsün.

Ondan sonra için için eritir.

Ağacı kurt insanı dert kemirir, der eskiler.

Dert var gelir geçer, dert var deler geçer, tecrübeyle sabittir.

Geceleri uyku uyutmaz.

Behçet Necatigil ne demişti : “Dertliler biliyor, geceler kaç saat.."

Herkes mışıl mışıl uyurken, dertli set üstüne set atlar.

Bir arkadaşım yakınıyordu.

En yakınında olan insanların tavrından esef ediyordu.

Mevlana hazretleri “Dertli bir adamın, tereddüt ve dumanlarla dolu bir gönül evi vardır, derdini dinlersen o evde bir pencere açmış olursun" diyordu.

Biz de bu sese kulak verdik. Ayazda kalmış bir insan. Kışın içinde kalmış bir insan.

“Bu gün bir sıkıntı yaşıyoruz ailece, bir huzursuzluğumuz var.

Kızım, çekti gitti.." dedi ve devam etti;

"Sonradan öğrendim ki, bacanağıma gitmiş.

Benden başka herkes orada buluşmuş.

Bana açıp haber vermiyorlar.

Diyemez miydi 'sizinkiler burada sen ne yapıyorsun' diye.

Ama demedi.

Gönül umduğu yere küsüyor.

Ataların dediği gibi bir gün de devran döner"  

..

Evet, bunlar da geçer.

Sevinçleri paylaşmak kolay.

Sevinci paylaşmak için yanında adam bulmak da kolaydır.

Ancak hüzünler öyle değil.

Derdi tek başına çekmeye mahkumsunuz.

Aşık Veysel "Derdim yüreğimde eller ne bilsin" diyordu.

Sormayınca insanın yüreğindeki dert de bilinmiyor.

Hepimiz şunu çok iyi bilmeliyiz ki François de La Rochefaucauld’un dediği gibi ;

“Hepimizde başkalarının dertlerine tahammül edecek kadar, kuvvet vardır"

Yine bilmek gerekir.

Bugün başkasının derdine ağlamayanın yarın kendi derdine ağlayacak kimsesi olmaz.

Derdi paylaşmakla korkmayın kimse insanlığından bir şey kaybetmez.

“Birisiyle derdini paylaşmak, bazen ona bir şey vermekten daha değerlidir, çünkü para insanın benliğinin dışında ki bir şeyken, anlayış armağan etmek, onun ruhuyla iletişim kurmak anlamına gelir" (W.H.Mountford )

Yine de telaşa kapılmadan yöneleceğimiz makamı çok iyi tespit etmek gerek.

Mevlana hazretlerinin dediği gibi,

Yardıma gelen kimse yoksa,

Kapımızı açıp bakan bir kimse yoksa,

Bize düşen bu sese kulak vermektir.  

"Eğer bir gün çok büyük bir derdin olursa;

Rabbine dönüp büyük bir derdim var deme,

Derdine dönüp büyük bir Rabbim var, de!.."

Unutmayalım ki, göz ardı edilen küçük bir nokta insanın içinde büyük uhdeler açıyor.

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.