Ankara’da doğalgaz dağıtımı 2007 yılına kadar belediye işletmesi olan EGO Genel Müdürlüğü tarafından yapılmaktaydı. 2007 ile 2013 tarihleri arasında ise Ankara Anakent Belediyesi Başkentgaz A.Ş. tarafından doğalgaz dağıtım işlemi gerçekleştirildi. 2013 yılında özelleştirilen Başkentgaz’ın tamamını 1 milyar 162 milyon dolar bedelle Torunlar Holding satın aldı.

1868 yılında kurulan Hilâl-i Ahmer Cemiyeti, 1935 yılında Türkiye Kızılay Cemiyeti ve 1947 yılında da Türkiye Kızılay Derneği adını alarak, 152 yıldır etkinliklerini sürdürmektedir. Bu etkinlikler arasında savaş, doğal ve yapay afet, kıtlık, salgın hastalık ve yaygın yoksulluk durumlarında muhtaç insanların yardımına koşmak bulunmaktaydı. Bugüne kadar Osmanlı döneminde de, cumhuriyet döneminde de hiçbir yönetim Kızılay’ı bu etkinliklerin dışında kullanmadı.

Ancak AKP iktidarında Kızılay’ın bu etkinliklerine Suriye’deki bazı İslamcı terör örgütlerine lojistik destek sunulması da eklendi. Son olarak irtica ve ahlaksızlık yuvası tarikatlara, cemaatlere yasa dışı para aktarıldığını öğrendik. Ayrıca bunlara para veren şirketlerin, vergi kaçırmalarına aracı olmak gibi yeni bir etkinlik alanı yaratıldığını da öğrendik.

27 Aralık 2017 tarihinde Başkentgaz, 8 milyon ABD doları Kızılay’a, Kızılay’ın da bu paranın 75 bin ABD doları hariç, geri kalanını Ensar Vakfı’na bağış olarak aktarması ile ortaya çıkan yolsuzluk olayının üzeri örtülmek istenmektedir. Cumhuriyete enkaz diyenlerle toplantı düzenleyen Ensar Vakfı, din adına ve Tanrı adına yaptıkları tüm kirli işleri, tacizleri, tecavüzleri, yolsuzlukları örtmek isteyenlerin buluştuğu aydınlık karşıtı bir oluşumdur. Ensar Vakfı, yaptığı açıklama ile kendilerine gelen 7 milyon 925 bin doları, ABD’de kurulmuş olan Türken Vakfı yurdu için bu vakfa gönderdiklerini bildirmiştir. Bu vakıf, Ensar Vakfı ile Türgev tarafından ortaklaşa kurulmuştur ve merkezi ABD’dedir. Bu vakıfların yönetimlerinde de ülkemizin yöneticilerinin yakınları görev yapmaktadır. Kısaca hepsi battıkça batmaktadır.

2016 ve 2018 yıllarında kâr eden Başkentgaz şirketi, bağışın yapıldığı 2017 yılında, zarar etmiştir. “Vergi kaçırmak başka, vergiden kaçınmak başka” sözüyle kendilerini savunanları, ödedikleri vergi de açığa çıkartmıştır. Bağışta bulunan kurum Başkentgaz vergi kaçırmış, bu vergi kaçakçılığına da Kızılay aracı olmuştur. Olay görünüşte Kızılay’a bağıştır. Ancak bağış aslında Kızılay’a yapılmamış, Ensar Vakfı’na yapılmıştır. Bu nedenle olayın ‘vergiden kaçınma’ kavramı ile bir ilgisinin olmadığı çok açıktır. Bu kirli ilişkilerin sonucunda Ankara’da doğalgaz kullanan aboneler, otomatik olarak Ensar Vakfı’na bağışcı konumuna getirilmiştir.

Şimdi bu yolsuzluk olaylarından bir sonuç çıkacağını sanmak saflıktır. Anımsayın yıllar önce ortaya çıkan, belgeleri açıklanan Deniz Feneri yolsuzluğu ne oldu? Alman makamlarının “yüzyılın soygunu” dedikleri davanın, verilen ifadelere karşın üzeri örtüldü. AKP’nin iktidara geldiği günden bu yana el atıp da bozmadıkları, yozlaştırmadıkları hiçbir kurum ve kuruluş kalmamıştır. Bu büyük yozlaştırma eyleminden Kızılay’ın da payını alması kaçınılmazdı. Şimdi hayırsever yurttaşların maddi yardım ve kan verme konusunda Kızılay’a güvenleri kalmamıştır.

Ulusal Kurtuluş Savaşımızda Topkapılı Cambaz Mehmet (1874-1932) adını birçoğumuz bilmeyiz. Topkapılı Cambaz Mehmet zeki, cesur, gözüpek, silah atmada, bıçak sallamada rakibi bulunmayan, zalimlere karşı gaddar, ezilenlere karşı ise merhametli biri olarak tanınmıştır. Mustafa Kemal Paşa’nın isteği doğrultusunda “Milli Müdafaa” sözcüklerinin baş harflerinden oluşan “MM Grubu” adlı gizli örgütün başına getirilmiştir. Bu yiğit insanın yeteneklerini Çanakkale’deyken keşfeden Mustafa Kemal Paşa, Anadolu’ya geçmeden kısa bir süre önce Topkapılı Cambaz Mehmet’i çağırır ve emirlerini bildirir. Şişli'deki görüşmede Mustafa Kemal Paşa; “Mehmet, Çanakkale'de nasıl kazandıksa yine öyle kazanacağız. Hele sizin gibi kahraman Türk çocukları oldukça, ordularımızın yenilmesi olanaksızdır. Göreyim seni Cambaz Mehmet” sözleri ile uğurlamıştı.

Mustafa Kemal Paşa’nın emirlerini arkadaşlarına anlatan Topkapılı Cambaz Mehmet; “önce İstanbul’da örgütleneceğiz sonra depo ettiğimiz silah ve cephaneleri Anadolu’ya kaçıracağız. Bunun yanında kurtuluş mücadelesine katılacak cesur Türk gençlerini Anadolu’ya kaçıracağız” diyerek işe koyulur.

Mustafa Kemal Paşa'nın korumalığını bizzat üzerine alan Topkapılı, 5 bin silâhlı adamıyla Şişli çevresinde gerekli önlemleri alır. 15 Mayıs 1919 günü Mustafa Kemal Paşa ile birlikte 19 kişinin Bandırma Vapuru'na sağ salim binmesini sağlar. 50 İnebolulu fedai genci Bandırma Vapuru'nun içine yerleştirerek, Samsun'a kadar sürecek yolculuğun tüm güvenlik önlemlerinin alınmasını sağlar.

Topkapılı Cambaz Mehmet, İngiliz Gizli Servisi'nin en tehlikeli ajanı Papaz Fru'nun güvenini sağlayarak bu teşkilâtın içine sızar ve çok yararlı gizli bilgileri elde ederek Mustafa Kemal Paşa'ya ulaştırır. Osmanlı ordusu dağıldıktan sonra el konulan ve cephanenin büyük çoğunluğunun depolandığı Maçka Kışlası'nı soyar ve tüm silah ve cephaneleri Anadolu'ya, Mustafa Kemal Paşa'ya ulaştırır. İstanbul'u işgal etmiş olan İngiliz Kuvvetlerinin Komutanı General Charles Harrington'un makam otomobilini de çalar, Akşehir'e kadar sürer ve orada Mareşal Fevzi Çakmak'a teslim eder. Bu otomobil, Büyük Millet Meclisi Başkanı Mustafa Kemal Paşa'ya verilir.

Kurtuluş Savaşı’ndan sonra, Mustafa Kemal Paşa kendisine İstanbul milletvekilliği teklif etmiştir. Topkapılı Cambaz Mehmet; “İltifatlarınıza teşekkür ederim paşam. Bendenizi yakından tanırsınız. Koşum tutmaz bir insanım. Müsaade buyurun serbest kalayım” diyerek teklifi kibarca geri çevirmiştir. Milletvekilliğini kabul etmeyerek Topkapı’daki mütevazı evine çekilmiştir.

Büyük Millet Meclisi’nin 24 Haziran 1923 tarihli toplantısında oy birliği ile alınan karar şöyledir: “İstanbul'un düşman altında bulunduğu sırada, Osmanlı ordusunun depolanan silâh ve teçhizatını her an ölümle karşı karşıya kalarak Anadolu'ya kaçıran, düşmanın gizli haberalma servisinin içinde yuvalanarak, Millî Kuvvetlere çok yararlı bilgiler sağlayan MM Grubu Başkanı Topkapılı Mehmet Bey'e, Vatana Üstün Hizmet faslından ayda 1.500 lira maaş bağlanması kararlaştırıldı.”

Millî Mücadeledeki hizmetlerinden ötürü İstiklâl Madalyası ile ödüllendirilen kahramanlardan Topkapılı Cambaz Mehmet, kendisine bağlanan 1500 liralık maaşı kabul etmedi ve şunları söyledi: “Ben bir şey yapmadım. Vatanım için, Mustafa Kemal Paşam için üzerime düşen görevi yerine getirmeye çalıştım. Hizmetleri gerçekleştiren arkadaşlarımdır. Ben buna layık değilim. Hemen gidin ve bu aylık maaşı Hilâl-i Ahmer’e (Kızılay'a) devir muamelesini yapın.” Topkapılı Cambaz Mehmet, maaşını Kızılay'a devreder. Tek kuruşunu bile almaz.

İşte günümüzde Kızılay’ın da karıştığı yolsuzluklardan söz edince Ulusal Kurtuluş Savaşımızın bu onurlu, yiğit, adsız vatansever kahramanını anmamak olmaz. Bir yanda vatanı kurtarmak için yoksulluğun dibinde onurlu mücadele veren ve hak ettiği maaşı Kızılay’a bağışlayan erdemli insanlar, diğer yanda vatana ihanette sınır tanımayan, Kızılay’ı da yolsuzluğun içine çeken onursuz insanların mücadelesi sürmektedir. Geçmişte saygıyla andığımız vatanseverlerin mücadeleleri bizlere örnek olacaktır ve bu mücadeleyi de yine vatanseverlerin kazanacağından emin olmalıyız…

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.