2020 yılını korona salgını sebebiyle hapsolduğumuz evimizde geçirdik. Bu durum, 2021 yılında da devam etmektedir. Temennimiz, en kısa sürede normal hayata geçmemizdir.

Malumunuz, zaten çok vahim durumda olan, yerlerde sürünen eğitimimiz, bu süreçte derin darbe aldı. M. E. Bakanlığı, öğrencilere not vermek için sınav yapılacağını duyurduğunda çok şaşırmıştım. Olağanüstü bir durumda, yapılacak sınav için “neyi, nasıl, neden?” diye sorgulama ihtiyacı duymuştum. Bu konuda, ne yapılması gerektiği konusunu bir sonraki köşe yazımda ele alacağım için, çok eksikliğini hissettiğimiz kitap okuma konusunda etkinlikler, projeler düzenlenerek not verilmesinin isabetli olacağını düşündüm. Çünkü ortam, imkan ve şartlar çok elverişli olduğu için ücretsiz dağıtılan ders kitapları yerine, Türk ve Dünya klasikleri başta olmak üzere kitap teminine destek sağlanmasıyla “kitap okuma alışkanlığımın kazandırılması” gerçekleştirilebilirdi. Not vermek gerekecekse, kitap okumak yıl boyunca takip edilmek suretiyle bir seçenek olarak değerlendirilmeliydi. Böylece, kitap okuma eksikliğimizin giderilmesi için alt yapı oluşturulmuş ve alışkanlık kazandırmış olmakla da eğitim adına faydalı bir adım atılmış olunurdu.

Konu kitaptan açılmışken bu sıkıntımızı halledememiş olmamız ciddiye almamaktan, önem vermemekten, titizlik göstermemekten, ihmal etmekten kaynaklandığını söylememiz mümkündür. "Düşünme, üretme, boş oyalan" amaçlı olan cep telefonu lüksü, internet oyunları, dizi film izleme alışkanlığı, aşırı sosyal medya meşguliyeti gibi benzeri sebepler kitaptan uzak kalmamıza vesile olmaktadır.

Kitap, özellikle eğitim adına öğrenciler için gerekli ve kesinlikle ihmal edilmeyecek kadar önemli bir konudur. Öğrencilerime, "Tatil Tavsiyesi" olarak “tatillerde dinlenmeniz ve boş zamanlarınızı değerlendirmeniz için kitap okumanızı istemem klasik bir söz olacak ama sosyalleşmek, hayallerinizi genişletmek ve harekete geçirmek, anlama ve anlatma becerinizi geliştirmek, kelime hazinenizi zenginleştirmek... vs. gibi pek çok faydası vardır. Parmaklarınızı telefonun tuşlarından kurtarıp kitap sayfalarını çevirmek için de kullanmalısınız" derdim. Ayrıca, "Kitap okumayı ihmal etmezseniz, Türkçe, edebiyat sorularının yarısından fazlasını, diğer derslerin de yarısına yakınını çözmüş olursunuz. Çünkü kitap okumak anlama, kavrama, yorumlama gücünüzü geliştirir. Özellikle paragraf sorularını rahat anlar, kolay cevap verirsiniz..." şeklinde tavsiyelerde bulunurdum.

Gerçekten de kitabın eğitimdeki yeri ve önemi çok farklıdır. Öğrenmeyi hızlandırması ve kolaylaştırması açısından da çok faydalıdır. Yeni bilgiler edinmek başta olmak üzere kendimizi ifade etme becerisi kazandırması ve kendimize güven duymamızı sağlaması gibi pek çok faydasını söylememiz mümkündür.

Millet olarak, kitaba ilgi ve sevgi konusunda çok eksiğimizin olduğu malumunuzdur. Gelişmiş ülkeler bu meselelerini halletmişler. Okuma oranı itibarıyla dünya sıralamasında çok gerilerde olmamız üzücü bir durumdur. Okullarda, "tatilde ödev yok, ödev vermek yasak" sözünü yıllarca duyduk. Hiç de inandırıcı ve etkili olmadı. Bunun yerine üç, beş tane kitap okuma ödevi verilmiş olunsaydı daha dürüstçe davranılmış olunurdu.

Kitap, sevimli ve samimi bir arkadaştır; güvenilecek bir dosttur. Kitabın sayfalarını çevirmeye başladığınız zaman kendinizi bir başka âlemde hissedersiniz.

Edebiyat eleştirmeni Mehmet Kaplan, Peyami Safa’nın, "9. Hariciye Koğuşu" romanının tahlilinde, "okumaya başladığınızda kendinizi hastanede sanırsınız, burnunuza ilaç kokuları gelmeye başlar" diyor. Bu kadar etkili olan kitaplar bize hayatı anlamlı yaşamayı, hayallerimizin şekillerini ve renklerini, başarının sırlarını öğretir ve bizleri hedeflerimize yönlendirir.

Kitapla ilgili pek çok özel, özlü söz vardır. Şu güzel sözler ne kadar anlamlıdır.

*Bir kitap, dünyadan daha büyüktür, çünkü küçük olan maddi yapısına, çok geniş olan düşünce dünyasını sığdırmıştır.

*Mutluluğu pek çok yerde ararız ancak küçük bir kitaptaki büyük mutluluğu başka yerde bulamayız.

*Dünyada, aynı kitabı okuyan iki kişi yoktur; çünkü anlayışlar, duygu ve düşünceler farklıdır.

*Güzel bir kitap, hissettiğimiz sıcaklığıyla içimizde donmuş duygularımızı eritir.

*Her kitapta, avuçlarımızın içinde tuttuğumuz dünyamız, hayallerimiz vardır.

*Kitap, ilk sayfasıyla umutla açılan, son sayfasıyla kazançla kapanan bir hazinedir.

*Kitap, oda süsü, kitaplık örtüsü değildir! Medeniyetin ışığı, medeni insanın günlük ekmeği, yüreğinin nefesidir. Güneş, dünya için ne ise kitap da insan için aynıdır!..

*Kitap dert ortağıdır; son sayfayı çevirirken üzülüyorsanız, arkadaşınız olan kitaptan ayrılmanın sıkıntısını yaşıyorsunuz demektir.

*İnsanın tek samimi dostu kitaplardır, tek düşmanı ise kitap okumayan cahil dostlarıdır!

Evet, kitapla ilgili bu özel sözlere ve binlerce anlamlı güzel sözlere rağmen, bu güne kadar "kitap" konusunda pek çok kampanyalar başlatıldı, programlar düzenlendi. Ancak tutmadı ve amacına ulaşmadı. "Altyapı, amaç, anlam, ihtiyaç, önem...vs" konularında eksiklikler giderilemedi. Teşvik etmek yavan kaldı.

Ben de kitap yazan birisi olarak, "kitap karın doyurmaz, gönül doyurur." diyorum. Böyle düşündüğüm için, "Şiirin Akşam Vakti" isimli kitabımı, büyük bir cesaret örneği göstererek okumaya teşvik etmek, kitabı sevdirmek ve şiir sanatına ilgi gösterilmesini sağlamak amacıyla, 2. baskısıyla 10.000 adet bastırmış oldum. Kitabımın yarısından fazlasını ücretsiz dağıtarak kurumlara ve üniversite öğrencilerine maddi destekte bulundum. "Kitabın reklamı olmaz" diyerek şiirlerimin çok beğenildiğini, bestelendiğini, Bursa yerel basınında, köşe yazılarında ve sosyal medyada yer almasının; şiire ilgi, sevgi ve teşvik olması yönleriyle sevindirici olduğunu belirtmek istiyorum. Maddi ve manevi sıkıntılarına rağmen diğer kitaplarımı da yayınlamak için çalışmalarımı sürdürdüğümü belirtmiş olayım.

SÖZÜN ÖZÜ: Kitapsız yaşamak kör, sağır, dilsiz olmaktır. Gerçekleri görmeniz, duymanız ve konuşmanız dileğiyle kitap okuyun, hayatınızı binbir güzelliklerle nakış nakış dokuyun. "OKU"yun, kitapsız olmayın ve gerilerde kalmayın diyorum.

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.