Artık hiçbir şey mutlu etmiyorsa seni ve hayat, tatsız tuzsuz geliyorsa, sönmüştür kalbinin ateşi. Yaşam aynı günü tekrara düşer, garipsemezsin.

Hissizleşirsin. Seni sen yapan duyguların pasifleşmiştir. Boş verir umursamazsın, kapatırsın istemlerini de istemezsin hiçbir şeyi, kendini unutmaktan başka. Zamandan inersin, sensiz gider istikametine, son durakla olduğun yer aynıysa.

İçin başka dışın başka olunca, ruhsuz bir bedende bulunmaktır halin. Cezbetmiyor yaşam. Ne güneşin doğumu ne gecenin suskunluğu ne de açan bir çiçek. Soğuk sıcak dışsal durumdur, kalbin sönükse.

Tamiri olmayan bozulmuşluk hali. Kırık dökük ve pas tutmuşum sürekli hüzünlerde kalmaktan. Salaş bir hayatın son demleri, son yudum kalmış geriye içilmeyen, bitirip gitmek, bırakıp terk etmek, yok farkı.

Hayırların engel olduğu yapılamayanların ıslak pişmanlığında yürürsün, karamsarlık içinde. Hayal kırıklığına eklenen derin acılar doldurur sönük kalbini, incinmişliğinle kalırsın tek başına. Mutsuzluktur yaşadığın.

Hiçbir şey yapmamak da bir şey yapmaktır. Çok şey yapıyorum durmadan. Heyecan kalbin coşkusudur hala yaşadığının göstergesi, duymuyorum. Üflediler soğuk nefeslerini, söndüm. Açılacak yeni bir sayfa kalmadı, son yaprağındayım defterin ve yok kalemim, kırdılar.

Mecburiyetler zindanında kendisi olmaktan çıkınca insan, kaybolur bilinmezlerde. Nereye gitsen çıkmaz sokak, her yanın dört duvar. Yaşam labirenttir, döner durursun oradan oraya, gitmek, yerini savrulmaya bırakır.

Seni sen yapan cevaplardan yoksun, cevapsız sorular içinde, belirsizliğin doğurduğu taze endişeler ağlar kucağında. Çaresizliktir yaşanılan, tükenmişlik siner üstüne, buram buram yalnızlık kokarsın da bulamazsın kendini.

Edinilmiş bilgiler, yersiz telaşın cömertliğinde harcanınca, akıl kaçar, insan deliliğin sınırında sakinlik arar tutunacak. Biraz sessizlik ve sırtını dayayacak huzur bulunmaz boşlukta. Koşarsın durmaksızın olduğun yere çakılı, ayakların sabit, elin kolun bağlıyken.

Yıkmak zindan kapısını, yıkıp çıkmak, delip geçmek duvarları, dümdüz ilerleyip gitmek kolay. Dün ve yarın ikileminden geçmek, bugünden geçmekle mümkündür. Kolay bugünü kurtarmak bir şekilde. Kaybolmuşlukta kalmak sıkar canını, can çoktan razı özgürleşmeye.

Küçük pencereden, belli belirsiz ışık sızar içeriye. Ansızın belirir beklenmeyen, karanlığa alışmışken. Hüzünlü gözler acısıyla bakar duvarlara, kazınmış ıstıraplar görür bulanık görüşler.

Tek başınalığın çıldırmışlığında, kurulan hayallerle çakışır gerçekler. Hayali seçersin her şeye rağmen, çünkü kaçıştır sığındığın.

Kendinden kopar bir yanın, havaya bırakırsın, uçar gider sessizce. Geriye dönüp bakarsın uzaklaşırken kendinden, kendine.

Takındığın tebessümdür senden kalan. Sımsıkı tutarsın düşmesin diye. Şikâyetsizliğin, kabullenişin göstergesi, ağır ağır gömülürsün içine. Yüzüne kapanan kapının ardında kalmıştır zaman. Zamansız ve mekânsızlıktır yaşadığın.

Bir ışık sızar pencerenden belli belirsiz, anılarına çarpar, yaran kanar inceden, tazelenir acılar. Kendine gelmeden önce üstüne gelir hüzünden örülü duvarlar. Müebbet yedim mecburiyete.

Kaybolmuşluk beni hayatta tutan. Bilineni bulmak istemeden arayışım, ayakta kalmak için. Aramak daha iyiyse bulacak olduğundan, sadece ararsın ve kaybolmuşluğu yaşarsın. Kayboldum mecburiyetler eşliğinde.

ozkangunal@ozkangunal.com

https://www.ozkangunal.com/

Tel: 0536 380 79 54

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.