YAŞAM KARALAMA DEFTERİMİZDİR.

Öğrendiğimiz her tanımı bizim sözcüklerimizle yenilememiz, bizi oldukça bilinçlendirir. Zaman içinde kendi tanımımızı da yenileyebiliyor olmamız gelişmeye devam ettiğimizi gösterir. Çizmenin doğal halini, karalamayı ele alalım dedik bu yazımızda.

Yaşam enerjimiz, hep aynı salınımda dolaşmaz. Zıtlıklar birbirine akarken denge aralığımıza uyumlanmamız ve tatmin olma hali yaşamımızı kolaylaştırır. Karalayarak hem bu uyumu gözlemler, hem de enerjimizi denge aralığına çekeriz. Ruhsal, zihinsel veya fiziksel enerjimiz gözle görülür, somut hale dönüşür, içimizdeki dansı görünür kılar.

Otomatik mi, trans mı, bilinçli mi?                                                                                       

Karalama halleri çeşitlidir. Öncelikle karalamayı trans halinde mi otomatik halde mi yapıtığımızı ayırt edelim:

OTOMATİK KARALAMA

Otomatik davranış, akışa terstir. Otomatikleşmek ölümün başlangıcıdır. Bazan ne yazık ki yalnışlarımız da otomatikleşiyor. Yaşamda yaptığımız yürümek, soluk almak otomatiktir, ama o da yaşla değişmektedir! Otomatik bir müzik düşünelim, hep aynı nota ve salınım olduğunda, ne kadar sıkılırız! Damlayan su işkencesi gibi! Otomatik davranış, canın ezberlediği kolay davranışlardır. Bilincine varmadan kendi kendine sürer. Otomatik çizerken akıl başka şeyler düşünebilir. “Bir şey” karalamak fikri de akıla aittir ve aklımızın bildiği ile sınırlıdır. Otomatik karalamayı anlamak için çizimi havada elimizle tekrarlayalım. Elimizin hep aynı hareketi yaptığını fark ediyorsak, otomatiğiz. Yaşamın görünenden ibaret olduğunu düşünen kişilerden, karalama yapmaları istendiğinde:

-Ne karalayayım?..  sorusu ile karşılaşabiliriz!

Şekli önemsediğimizde kalem hapis olur. Ayrıca tanımladığımız her şekil bizi yaşanmışlıkla buluşturur, yani geçmişle! Kalem, ilk masa tenisine başlayan kişinin elindeki raket gibi sımıkı tutulur. Raketi veya kalemi sıkan el maalesef yaşamı da ciddiye alıp kendini sıkar.

Peki, neler yapalım?

  Karalama herkes içindir:

  1-Otomatikleşmeden karalayalım.

  2-Zıtlıkları, çeşitliliği kullanalım.

  3-Ahenkli bir akış yaşayalım.

  4-Nefesimizin duygu ile değişimini çizgimizde de gözlemleyelim.

  5-Beğendirme, güzel yapma, kaygıları bir kenara bırakalım.

  6-Ortaya çıkan şekillere takılmayalım, takılıyorsak değiştirelim.

  7-Yanımızda hep bir karalama, yazma, çizme defterimiz olsun.

  8-Daha yoğun enerjiler için, duvara asacağımız büyük kağıtları kullanalım.

10-Kullanmadığımız elimizle ve iki elle de karalayalım.

11-Ağzımızdan ünlü harfleri sesli olarak çıkararark karalamalar deneyelim.

12-Kalem, füzen, pastel ne kullanırsak kullanalım avucumuzla tutarak da, çocuk gibi karalayalım.

13-Değişik müziklerle karalamalar deneyelim.

14-Karalamalarımıza tarih atalım, altı ay sonra, bir yıl sonra yanyana dizip farkını gözleyelim.

TRANS HALİNDE KARALAMA

Transa geçmek, 'ben'den çıkıp 'duyu ötesi'ne geçme, ruhumuzla ve ya daha üst bilinçlerle iletişim anlamını içerir. Trans kelimesi 'aşkın' olarak çevrilmiştir. Anlatılan o ki beyin trans halinde iken alfa dalgaları yayıyor. Yani yayın alanı günlük (beta) dalgasından farklılaşıyor. Derin uykuda da 'teta' dalgaları yayıyor. Bu sanki bir radyonun kanalını değiştirmeyi hatırlatıyor. Trans haline bilinçli olarak geçmek, stresten uzaklaştırır, huzur ve enerjik yapar. İbadetler de bu amacı içerir. Zihni güncel yaşamdan uzaklaştırıp serbest bırakmak anlık olarak rahatlatır. 'Bir şey' karalama fikrinden, sadece karalama haline geçeriz. Trans halinde kafa hiçbir şeyde düşünmez, 'ben' aradan çıkar. Trans halinde karalamada vücut kontrolsüzdür ve çizimler sıradışıdır. Kalemimiz parmağımızın ucunda değil, bedenimizin ucundadır, ya da parmağımız sanki evrensel bütünün parmağıdır! Bir ormanda dalların çeşitliliğini düşünürsek, çizgide doğal olduğumuzda sonsuz çeşitliliğe ulaşacağımızı düşünüyoruz. Bir an diğer ana benzemez. O zaman aklımıza gelmeyen parmağımıza geliverir!

Trans halinde yapılan bir karalama resim yapmaya hazırlayan sanki bir (meditasyon) dalınçtır. Eğer karalama, yani ısınma hareketlerini resimden önce yaparsak resmimizin renkleri de temiz oluşur. Duygusal enerji fazlalığı gider, sanatsal dinginlikle buluşulur. Yaşam enerjimiz denge aralığında ahenkle salınım yapar. Çizgi, renk ve lekelerle oynayarak, zevk alarak devam ederiz. Böyle yapılan bir çalışmadan izleyen de zevk alır. Karalamayı özgürce yapan kişi de resmin kendisi olur. Anlamsızca karalamaktan zevk aldığımızda bile akıl bir açıklama, bir ilişki nasılsa bulur, merak etmeyin!

Trans hali, başlarda arasıra otomatiğe dönüşme sıklığı yaşanabilir. Fark ettiğimizde çabalamadan, geçmesine izin verelim.

Fotoğrafını sunduğumuz çalışmaların ikisi dört yaşındaki çocuğa, ikisi de yetişkinlere ait karalamalardır. Aradaki fark açıkça görülüyor. Karalama için iki veya üç yaş çocuğunu örmek alabiliriz. Bizi ancak cocuk bakışı yargısız, beklentisiz, kaygısız bakış, akışa uyumlu hale getirir. Akıl boyunduruğundaki el o zaman özgür olur. Kendiliğinden olan güzellik, o zaman bizimle buluşur. Bundan sonra ne yaparsak uygun ve güzel olur. Soyutlayarak zaman ve mekandan kaçmak ruhsal olarak özlenen oluşum yaşanır, dinginleşiriz.

Karaladıkça oluşum ve anla bütünleşmemiz kolaylaşır. Sağlığımız artar ve özellikle psikolojik ilaçlara ihtiyaç duymayız. Evimizin duvarlarını, çocuklarımıza ve kendimize özgürleşme alanı olarak açamaz mıyız? Karalamanın ve boyamanın özgürleştirici etkisini biliyoruz. Neden düz ve sıradan renklerle duvarları, hayallerimize duvar yapalım? Neden duvarları başkaları için temiz tutalım? Nasıl olsa bir kaç yıl içinde boyanıyor, ya da duvar kağıtları yenileniyor. Haydi, duvarları tuvale dönüştürelim.

BİLİNÇLİ KARALAMA

Karalamanın bilinçli halde yapılması 'çizmek' ya da 'resim' eylemine dönüşmesidir. Belirlenen şekle, sınırlarına takılmadan, netleştirmeden hissettirmek ya da göstermektir. Bu bizi soyut karalamadan, soyutlamaya götürür. Transı hakkıyla yaşayan kişiler yaptıkları soyutlamalarla usluplarını da ortaya çıkarmaya başlarlar. Fark edersek, bütünden detaya doğru bir yol izlenmektedir. Bunun tersi de mümkündür, şekilden şekilsizliğe gibi. Bilinçli karalamaya bir örnek verelim. Diyelim ki elma kokusunu karalayacağız. Önce elma yenmeli, koklanmalı ve o koku ile trans haline geçmeli. Koku ile uçuştuğumuz zaman, karalamamız da uçuşur. Bu denemeyi yaptıktan sonra çalışmaya bilinçli olarak bakmak, yeniyi görmek ve tat aldığımız çizgileri bulmamız gerekir. Eğer istersek bu çalışmadan yola çıkarak 'elmanın kokusu'nu ister çalışmanın üzerinde, ister başka bir yerde bir kompozisyon olarak bütünselleştiririz.

Yaşamımızdaki en önemli kavramlara bakar mısınız? Tanrı, aşk, sevgi, korku gibi!

Mekansızlık ve zamansızlık şekilsizliğe ulaştırır. Tam bu ahvalde, sanat ile tanrı kavramları göz göze selamlaşır.

Herkese selam olsun..

.....

(Çocuk karalaması)

(yetişkin karalaması)

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.