Cenab-ı Resulullah efendimiz,

Dünyanızdan bana üç şey sevdirildi: güzel koku, kadın, namaz

buyurmaktadır. Bu hadiste zikredilen üç olguya yani güzel koku, kadın ve namaz kavramlarına kendi beşeriyete kayıtladığımız anlamları ile bakarsak işiteceğimiz yine kendi zanlarımız olur ki işaret edilen hakikate bakarken göremeyen körler ve söylenen gerçeği işitirken duyamayan sağırlardan oluruz. Hakikati görüp işitmek için kavramlara, sözü söyleyenin anlamlandırmasıyla bakmak gerekir. Bizler bu yazımızda Kadın’ı konu edindiğimiz için Cenab-ı Resulullah efendimizin zikrettiği Kadını yine O’nun tanımlamasıyla anlamaya çalışacağız. Peygamber efendimiz,

Dünya bir Meta’dır. Dünya metaının en hayırlısı Saliha kadındır

diyerek kadının ne olduğunu tanımlamıştır. Dünya, iki zıt boyutun ifadesi olarak zikredilen kavram olup birincisi kendi gerçekliğimiz olan İslam üzerine yaşamanın zıttı olan şirk hanesi iken diğer anlamı tevhit üzerine yaşanılan şehadet sahnesidir. Her iki anlam da bizim dünyaya bakış ve dünyada yaşayış halimizden kaynaklıdır. Bu sebeple, dünyayı ziynet ve fitne yapan bizim anlayışımızın tevhidî yani ziynet ya da şirk olan fitne oluşundan kaynaklıdır. İşte bu yüzden dünya denilen bizim kendiliğimizdir. Meta, elimizde mevcut olarak bulunan sermaye anlamında kullanılan kavram olup dünyanın meta olarak beyanı, dünyanın bizim kendimiz ve dünyada sürdürdüğümüz yaşamın sermayemiz oluşundandır. İşte kediliğimizin dünyadaki yaşantımızın bütünlüğü oluşuyla sermayemizin en hayırlısının Saliha yani, yetkin, İslam üzerine, iyi ahlak olan tevhit sahibi Kadın oluşu, kadının yaratılış gereği erkelerden daha üstün özelliklerde yaratılmış değer oluşuna işarettir. Kadın sadece bir cinsiyet değil içeriğindeki değer olarak, dünyanın dengesi, rahmeti, sevgisi, merhameti ve Allah’ın Rahim tecellisi oluşu değişmez, değiştirilemez ve örtülemez gerçekliktir. Güneşin balçıkla sıvanamaması neyse kadının kendi gerçeğinden uzak ve zıt yorumlanması da kadının gerçeğini örtemez. Peygamber efendimizin “Dünya metaının en hayırlısı Saliha kadındır” beyanı bize bu gerçeği haykırmaktadır. Beyanı şartsız işitirsek, beyan erkektir demiyor, kadındır diyor. Bu sebeple dünyanın hâkimiyeti ve dengesi erkekte değil kadındadır.

Peygamber efendimizin zikrettiği kadın, Saliha olandır. Kendisini salihalığa ulaştıramamış birey henüz kadın değil namzettir. Kadının taşıdığı salihalık namzetliğini kendisinde zahire getirecek imkanları sunmak, kendisini öyle olmayıp zorla kadının elinden almış olmasıyla dünyanın hâkimi zanneden erkeğe farzdır. Kadına bakışımız, erkeğin aşağısında kalan ve verilenle yetinmesini bilmesi gereken değil dünyanın en güzel ve üstünü olan değer şeklinde olmalıdır. Kadına verilen değer ile Allah’a, Peygambere, kitaba, Ehlibeytine, ahlaka, İslam’a, imana ve kendimize verilen aynıdır. Kadına değer vermeyen zihniyet, sadece kendi menfaatlerine değer verirken tüm kutsiyeti aşağılayan ve hiçe sayan münafıklık zihniyetidir.

Kadın annedir, kadın kardeştir, kadın eştir, kadın eğitmendir, kadın gözeten koruyan, yetiştiren feragat ehlidir. Dünya sahnesinde her ne kadar ön planda erkek bulunsa da sahneyi, dekoru, kıyafetleri, senaryoyu, koltukları düzenleyip bir de seyirci koltuğundan otururken oyunu yöneten hep kadındır. Kadın olmadan ne sahne ne dekor ne oyun ne de oyuncu olamaz. Kadın tüm bunları kendiliği olarak yapabilecekken, onun merhameti, sevgisi, hoşgörüsü ve daima kazanmaktan yana oluşu yani kendisini adayışı kendiliği dışında var olan her şeyi var edişini beraberinde getirir. Bu sebeple kadın demek aslında tüm varlık demektir. Kadın;

Peygamber efendimizin annesi, Hz. Amine’dir,

Peygamber efendimizin eşi, Hz. Hatice’dir,

Peygamber efendimizin kızı Hz. Fatıma’dır.

Buradan anlıyoruz ki kadın, güzel ahlak timsali tevhit eri ve Allah’ın habibi Peygamber efendimiz gibi değerin var oluşuna sebep, tüm insanlığa rahmet olan davetçi ve uyarıcı oluşuyla insanlığın kurtarıcısının varlığına sebep ve tevhidin yaşayan bireyler için tüm zorluk ve sıkıntılarına rağmen yaşanabileceğinin ispatı ve tevhidin tecellisi olandır.

İnsanlık, kadına verdiği değerle değer kazanırken, kadına verilmeyen değer tüm insanlığı değersiz kılar. Toplumların çağdaş, medenî, özgür ve bilimde, keşifte, tevhitte, Allah’a kullukta olabilmelerinin tek yolu, kadınların ne kadar bu değerlere yakın veya uzak oluşuyla aynıdır. Cenab-ı Allah’ın, Tövbe suresi 71. Ayeti kerimesinde,

Erkek ve kadın müminler, birbirlerinin yardımcısıdır; iyiliği emrederler, halkı kötülükten vazgeçirmeye çalışırlar, namaz kılarlar, zekât verirler, Allah'a ve Peygamberine itaat ederler. Allah'ın rahmet edeceği insanlar, bunlardır. Şüphe yok ki Allah üstündür, hüküm ve hikmet sâhibidir

beyanı bize bu gerçeği, Müminlik özelliğinde kadın ve erkeği yanyana zikredişinde göstermektedir. Erkek ve kadın aynı değerin zahir ve batın olarak iki farklı yüzüdür. Yaratılışları, birbirlerini tamamlamak özelliğinde gerçekleşmiş olup birliktelikleri tevhidin zahirliğidir. Kadın olmadan tevhit ve insanî yaşam noksan kalırken erkek olmadan da noksanlık devam eder. İşte, kadın demek tamlanmak olduğundan kadına bakış, bakanın kendi diğer yarısına ve kendisini tamamlayarak Mümin yapacak olana bakıştır. Kadına değer vermemek, zehirlenmiş birisinin ölmemek için içmesi gereken ilaca değer vermeyip içmemesi demektir.

Kadına bakışımız, Peygamber efendimizin kadına bakışı gibi olup, O’nun kadında gördüğünü görmek üzerine olmalıdır. Bu ise ancak, kadını O’nun tanımladığı gibi tanımlayarak O’nun değer verdiği gibi değer vermekle mümkündür çünkü kadın, diğer değil değerdir. Kadın, hem erkeğin dışındaki karşı cins olurken hem de erkeğin kendiliği olmaktadır. İslam üzerine iman sahibi tevhit eri olmak için şehadet, şehadet için kadına hak ettiği değeri vermek yaşantımızda farzdır.

ozkan.gunal@emekyayinevi.com

http://www.emekyayinevi.com

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
Avatar
Mehmet Gonca 6 yıl önce

Cennet Anaların ayağının altındadır. Ancak malesef günümüzde kadın ayaklar altında. Bir meta gibi görünüyor. Sağolasın sayın hocam.

Avatar
Yusuf Soyutemiz 6 yıl önce

Kadın diğer değil değerdir...Çok güzel bir ifade olmuş, dilinize sağlık
Peki nasıl oluyor da bugün İslam denilen bu dinin mensubu ülkelerde kadın bu kadar aşağılık bir halde bulunuyor? Daha doğrusu nedir bu müslüman erkeklerin kadınlar ile olan problemi?

Avatar
Ayşe M. 6 yıl önce

Hocam hakkınızı helal edin. çok kıymetli biz makale.