Kader, fıtrat ve tevekkül binlerce sahifeli bir kitaba sığmayacak kadar geniş bir konu.

İşin kader, “Allah’ın bütün nesne ve olayları ezelî ilmiyle bilip belirlemesi” diye tarif edilir

Kaza ise, “Hükmetmek; muhkem ve sağlam yapmak; emretmek, yerine getirmek” “Allah’ın nesne ve olaylara ilişkin ezelî planını gerçekleştirmesi” şeklinde tanımlanır.

Yani kaza, bütün nesne ve olayların levh-i mahfûzda veya küllî akılda topluca var olması,

kader ise bütün nesne ve olayların kazâya uygun olarak yaratılması ve dış âlemde gerçeklik kazanmasıdır

Bir şeyin mahiyet ve niteliklerinin yanı sıra var oluş zamanı ve mekânını belirlemek” demek olan takdîr de kaderle eş anlamlı olup bazan onun yerine kullanılır.

Kader probleminin odak noktasını oluşturan insanların fiilleri konusunda Kur’an’da dileyenin iman, dileyenin inkâr edebileceği, itaat ve isyanın insanın iradesine bağlı kılındığı, kişilerin işledikleri ameller karşılığında cennete veya cehenneme girecekleri, iyi işlerinin lehlerine, kötü işlerinin aleyhlerine olduğu ve Allah’ın kullarına asla zulmetmediği ifade edilmiştir.

İşin uzmanları kadere imanı 4 mertebede incelemiştir.

Allah’ın Nesne ve Olayları Önceden Bilmesi.

Allah’ın Nesne ve Olaylara İlişkin İlmini Yazması.

Allah’ın Nesne ve Olayları Dilemesi.

Allah’ın Nesne ve Olayları Yaratması.

Bütün bunlar bilindiğinde Yaradan her şeyi İradeyi cüziye ile sorumlu tutmaktadır.

Bizlere soruyor “ Aklınızı kullandınız mı “

Eğer aklımızı kullanmadıysak biz ne yaptık ?

Allah demiyor mu ki, bu yoldan giderseniz cehennemliksiniz. Bu yoldan giderseniz cennetliksiniz. Siz aklınızı kullanarak hangi yolu tercih ettiniz.

Savaşa gidip ölmek de bir kaderdir, ama savaştan önce hazırlanmak da tedbirdir.

Eskiler boşa demiyor “ Tedbir bizden Takdir Allah’tan “

Dua kaderi değiştirir mi ?

“ Allah’ım evladımı salimen götür getir “ demesi etkili olur mu ?

Bu yolda alınacak tedbirler duanın bir isteği midir ?

Hz. Aişe'nin rivayet ettiği şu hadis de bu meseleyi biraz açıyor: Dua hem indirilmiş ve hem de indirilmemiş kaderi etkiler. Bir bela kişiye iner de, dua onu engeller.

Yani siz gerekli çalışmayı yapmış olsaydınız, kader de değişecekti.

Bu kadersizlik Avrupa’da neden yaşanmıyor ?

Çünkü onlar işlerini sağlam yapıyorlar.

Almanya’nın Berlin şehrine giden Mehmet Akif’e döndüğünde soruyorlar. Avrupa nasıl ?

Soruya şu cevabı veriyor ;

“Ne olsun, gördüğüm kadarıyla işleri var dinimiz gibi, dinleri var işimiz gibi!”

Demek ki Bartın’da yaşanan bu vahim olay yaşadığımız dinin bir sonucu değil.

Gerekli tedbirler alınmış olsaydı bu olaylar yaşanmayacaktı.

Sahi bu bir kader miydi ?

Gelin bunu yine Milli Şairimiz Akif’ten dinleyelim.

“KADERMİŞ” Öyle mi? Haşa, Bu Söz Değil Doğru;
Belanı İstedin, Allah da Verdi… Doğrusu Bu.
“Çalış” Dedikçe Şeriat, Çalışmadın, Durdun,
Onun hesabına bir çok hurafe uydurdun!

Sonunda Bir de “TEVEKKÜL” Sokuşturup Araya,
zavallı dini çevirdin onunla maskaraya!
Bırak Çalışmayı, Emret Oturduğun Yerden,
Yorulma, Öyle ya, Mevla Ecir-İ Hâsır İken!

Yazıp Sabahleyin Evden Çıkarken İşlerini;
Birer Birer Oku Tekmil Edince Defterini;

Bütün o işleri rabbim görür, vazifesidir…
Yükün Hafifledi… Sen Şimdi Doğru Kahveye Gir!

Çoluk Çocuk Sürünürmüş Sonunda Aç Kalarak…
Hüda Vekil-İ Umurun Değil Mi? Keyfine Bak!

Onun Hazine-İ İn’amı Kendi Veznendir!
Havale Et Ne Kadara Masrafın Olursa… Verir!

Silahı Kullanan Allah, Hududu Bekleyen O;
Levazımın Bitivermiş, Değl Mi? Ekleyen O!

Çekip Kumandası Altına Ordu Ordu Melek,
Senin Hesabına Küffarı Hak-Sar Edecek!

Başın Sıkıldı Mı, Kafi Senin O Nazlı Sesin:
Yetiş” de, Kendisi Gelsin, Ya Hızr’ı Göndersin!

Evinde Hastalanan Varsa, Borcudur: Bakacak;
Şifa Hazinesi Derhal Oluk Oluk Akacak.

Demek Ki : Her Şeyin Allah… Yanaşman, Irgadın O:
Çoluk Çocuk Ona Ait: Lalan, Bacın, Dadın O;
Vekil-İ Harcın O; Kahyan, Müdür-İ Veznen O;
Alış Seninse De, Mesul Olan Verişten O;

Denizde Cenk Olacakmış…. Gemin O, Kaptanın O;
Ya Ordu Lazım İmiş… Askerin, Kumandanın O;

Köyün Yasakçısı; Şehrin De Baş Muhassılı O;
Tabib-İ Aile, Eczacı… Hepsi Hasılı O.

Ya Sen Nesin?
MÜTEVEKKİL!
Yutulmaz Artık Bu!
Biraz Da Saygı Gerektir…
Ne Saygısızlık Bu!
Huda’yı kendine kul yaptı,
Kendi oldu hüda;
Utanmadan Da “TEVEKKÜL” diyor bu Cür’ete, Ha?!..


Mehmet Akif Ersoy

Safahat – 4. Kitap (Fatih Kürsüsünde) – S.267-8

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
Avatar
Kemalettin Çetiner 2 yıl önce

Gönlüne sağlık.Çok güzel yerinde bir yazı.Selam,dua,sevgiler