Tarih tekerrürden ibarettir.
İbret alınsa tekerrür eder miydi?
Dün yaşananları bugün tekrar yaşıyorsak, ders almadığımız içindir.
Yaradan’ın emri olan “Oku”ya uymadığımız içindir.
İnsanlar tarihlerini şimdi TRT yolu ile çekilen dizi filmlerden öğrenmeye başladı.
Mesela TRT de yayınlanan Abdülhamit dizisinde hedeflenen neydi?
İnsanlara nasıl bir algı oluşturmaya çalışılıyordu.
Gelin onun devrini yaşayan Milli Şairimiz Mehmet Akif Ersoy’un şiirine bir göz atalım.
…..
İSTİBDAD
Yıkıldın, gittin amma ey mülevves devr-i istibdâd,
Bıraktın milletin kalbinde çıkmaz bir mülevves yâd!
Diyor ecdâdımız makberlerinden: “Ey sefil ahfâd,
Niçin binlerce ma’sûm öldürürken her gelen cellâd,
Hurûş etmezdi, mezbûhâne olsun, kimseden feryâd?
Otuz milyon ahâli, üç şakînin böyle mahkûmu
Olup çeksin hükümet namına bir bâr-ı meş’ûmu!
Utanmaz mıydınız bir, saysalar zalimle mazlumu?
Ey insanlık isti’dâdının dünyada mahrumu,
Semalardan da yüksek tuttunuz bir zıll-i mevhumu!”
O birkaç hayme halkından cihangîrâne bir devlet
Çıkarmış, bir zaman dünyayı lerzan eylemiş millet;
Zaman gelsin de görsün böyle dünyalar kadar zillet,
Otuz üç yıl devam etsin, başından gitmesin nekbet...
Bu bir ibrettir amma olmıyaydık böyle biz ibret!
Sema-peymâ iken râyâtımız tuttun zelil ettin
Mehmet Âkif şiirinde, Abdülhamid’in haysiyetli, millî onurlu kimseleri hapse atıp sürgüne gönderdiğini, her hisse, her vicdana casusları vekil kılıp milletin en kahraman evlatlarını ümitsizliğe düşürdüğünü söyler.
İstibdat döneminde, birkaç çadırdan cihangirâne bir devlet çıkaran, heybetiyle dünyaları titreten milletimizin zelil olduğunu, göklerde yüzen bayrağımızın aşağılara indiğini söyler.
II. Abdülhamid, bunları yapmakla millete, şeytanın ruhuna rahmet okutacak kadar kötülükler etmiştir.
Yani Abdülhamid, otoriter bir yönetim tarzı benimsedi ve muhalefeti bastırdı. Bu durum, pek çok kişinin ona güvenmemesine neden oldu. Onun döneminde, basın ve ifade özgürlüğü kısıtlandı. Bu, aydınlar ve halk arasında hoşnutsuzluğa yol açtı.
Günümüze bir bakın bakalım.
Abdülhamid döneminde yaşananlar tekrar ediliyor mu edilmiyor mu?
İstibdadın uygulanmasının sebepleri neydi acaba?
……
Bunu Osmanlı Devleti'nin çöküşünü hazırlayan iç sebeplere baktığınızda görebilirsiniz.
Bunun başında da;
Askeri “(Tımar Sistemi) ve mali düzeninin sarsılması, devlet kurumları arasındaki dengenin bozulması gelmektedir. Tıpkı bu gün olduğu gibi.
Merkezi yönetim zayıflayınca güç zayıf kimselerin eline geçmiştir. Bu durum da iç işleyişin bozulmasına neden olmuştur. Partinin İl başkanları Valinin üzerinde yar alır duruma gelmiş.
Diğer bir etkenlik ise kötü yönetim ve Saray entrikalarıdır. Özellikle padişahların sık sık tahttan indirilip yerine zayıf liderlerin getirilmesi, devletin siyasi gücünü yitirmesine neden olmuştur. Bugün bakanların sık sık değiştirilmesi, hukuk adamlarının sık sık değiştirilmesi ve istenileni yapan adamların tercih edilmesi hep bu yönde akseden etkinliklerdir.
Diğer bir sorun ise Ekonomik sorunlardır.
Ekonomik yapıdaki bozulmalar, devletin gelir kaynaklarının azalmasına ve imparatorluğun dış borç batağına sürüklenmesine neden olmuştur. Bugün Yap-İşlet- Kazan yöntemiyle yapılan bütün yatırımlarda borçlanmaların artması, faizin en büyük gider kaynağı olduğunu gördüğünüzde bugün değişen hiçbir şeyin olmadığını görüyorsunuz.
….
Aslında iç kaynaklar tehlike sinyallerini veriyor, ama iktidar da yüklendiği günahları nedeniyle bunları göremiyor. Daha doğrusu Adil Mahkemelerde yargılanma korkusu onların yanlış üstüne yanlış yapmasına neden oluyor. Bu sondan kaçabilirler mi? Bunu zaman gösterecek.
……
İktidara yakın Yeni Şafak gazetesinin Mehmet Şimşek’i hedef alması da bu yüzdendir.
“Faiz arttı dolar yükseldi enflasyon azdı. Üretim düştü sanayi duruyor”
haberiyle aslında iktidarın iflas ettiğini ortaya koyuyor.
Bu iflas onları bir sona götürüyor telaşları da bu yüzden.
Yoksa Abdülhamid’i sevdiklerinden değil.
Onun uygulamalarını insanlara algı olarak işlemek istediklerindendir.
Verilmek istenen “Ayağınızı denk alın ha!“ mesajıdır.
Netice itibariyle dün olduğu gibi bugün de bütün “istibdatlar” yıkılıp gidecektir.