Günümüzde İslam, sadece İslam’ın şartlarını yerine getirip, tevhidin içeriğinde mevcut bulunan diğer tüm değerleri yok saymak üzerine, kapsamı daraltılmış bir anlayışla yaşanmaya çalışılmaktadır. Bu, İslam’ın evrenselliğine aykırı bir anlayış olup Allah’ın tebliğ ettiği tevhit gerçekliğinden uzak olmaktır. İslam’ın şartını da kendimize göre yorumladığımız için Allah’ın bizi, İslam üzerine olunca kendi insanlığımızı hak edişimiz sonucu insan diye zikretmesine ulaşmak için İslam’ın bütünlüğünü tanıyıp gerçekte İslam olmalıyız ki; gerçekte Peygamber ümmeti olabilelim. Bizler kendi daralttığımız İslam anlayışla bakarsak o zaman Kur’an’ı Kerim'de sadece, İslam’ın Şartları olan,
 
1- Kelime-i Şehadet getirmek: 22 ayet
2- Namaz kılmak: 86 ayet
3- Oruç tutmak: 11 ayet
4- Zekât vermek: 9 ayet
5- Hacca gitmek: 12 Ayet
 
toplam 140 ayet olmalıydı. Oysa Kur’an’ı kerim 6.236 ayettir ki bizler, 140 ayetin dışında 6.096 adet ayeti önemsemiyor oluruz. İslam’ın bütünlüğü Kur’an’ın bütünlüğüdür ve bizler bu bütünlüğü kabul edip anladığımızda; Kur’an’ı kerimi sevap kazanma kitabı olmaktan kurtarıp İnsan olma kitabı yaptığımızda gerçekte İslam olabiliriz. Sadece tek yönüyle ele alıp, o yönü de kendimize göre şekillendirip İslam budur diyerek İslam’a kısıtlama getirmek Allah’a, Peygambere, Kur’an’a kısıtlama getirmektedir. Eğer öyle olsaydı, o zaman Allah sadece bunları emrederdi. Kur’an’ı Kerim 140 ayet olurdu. Şimdi, İslam’ın şartı denilen beş maddeye bakalım !
 
Nereden geliyor bu beş maddenin İslam’ın şartı olduğu?
Bu beş madde Kur’an’ı Kerim’de Allah’ın emri olarak bulunduğundan dolayı İslam’ın şartlarıdır denilmektedir ki bu doğru bir yaklaşımdır. Yani deniliyor ki bu beş şart Kur’an’da Allah’ın emri olduğu için şarttır. Evet, kesinlikle Allah’ın emri olduğu için şart olduğundan
 
İslam’ın şartı Allah’ın emridir
demek İslam adına en doğru ifadedir. O zaman, Allah’ın emri İslam’ın şartı ise neden beş adet olarak sınırlanmıştır? Cenabı Allah,
 
“İman edenlerin Allah sevgisi daha kuvvetlidir.” diyerek sevmeyi emretmekte,
“Rablerine olan saygıdan dolayı titreyenler” diyerek saygı duymayı,
“Sen yine de affa sarıl, iyiliği emret ve cahillerden yüz çevir” diyerek affetmeyi,
“Bilsin ki insan için kendi çalışmasından başka bir şey yoktur” diyerek çalışmayı,
“Yaratan Rabbinin adıyla oku!” diyerek okumayı,
“Sana biat edenler ancak Allah’a biat etmiş olurlar” diyerek biat etmeyi,
“İnsan düşünmez mi” diyerek düşünmeyi,
“Ehlibeyte sevgi” diyerek Ehlibeyti sevmeyi
 
emrediyor oluşuyla tüm bunlar da İslam’ın şartı olmuyor mu? İslam, mensubunu insan yapan kutsî değer olduğundan, İslam’ın insanî değerler olan rahmani sıfatlar üzerine bulunmamız gerektiğini emretmesi,
 
Yalan söylememek, çalmamak, zulmetmemek, kul hakkı yememek, tembellik etmemek, cimrilik yapmamak, kibirlenmemek, öfkelenmemek, sabırlı olmak, dürüst olmak, çalışkan olmak, yardım sever olmak, eğitim almak, adaletli olmak gibi tüm insanî değerler,
 
İslam’ın şartı değil mi? İnsanlık, domuz eti yemek haram diye domuz eti yememeye gösterdiği özeni, kul hakkı yemek haram diye kul hakkı yememeye gösterse Allah’ın adaleti yeryüzünde hâkim olurdu. Bu sebeple İslam, insanların işlerine geldiği gibi ayıklama yaparak kendilerine göre şekillendirilip, dar kalıplara sığdırılabilecek bir din değildir. İslam, Allah’ın kendisini bildirdiği, ilim ve irfaniyet temeline dayalı, insanî yaşamın kaynağı olan dindir ve Allah evrensel olduğu için İslam da evrenseldir. Evrensel oluşu yaratılmışlığın tümünü kapsamasının yanında yaşamın içinde bulunan insana, dolayısıyla Allah’a ait olan tüm değerleri barındırandır. İslam, Hakk’ı görerek, işiterek, zikrederek sürdürülen yaşamdır. Yaşamı ayrı, dini ayrı zannedenler, kendilerine göre bir din anlayışıyla bulunup, yaşamlarıyla dinleri başka başka olanlardır ki bu İslam değildir.
 
İslam öyle bir değerdir ki, tebliğ edip davet edicisi Hz Muhammed, hayatı boyunca ne yapmışsa İslam adına yapılması gerekeni yaptığından, Hz Muhammed’in yaptığı her şeyi yapmaktır. İşine geldiği yerde Hz Muhammed böyle yaptığı için bize de farz deyip, işine gelmediğinde de bu sadece Hz Muhammed’e mahsus diyenler İslam değillerdir. Bu sebeple, İslam’ı anlamak için İslam’ı kendilerine göre yorumlayanlara değil, İslam’ın özünü anlamak için, Hz Muhammed’e ve onun kutlu Ehlibeytine bakılmalıdır. İnsanı İnsan yapan İslam, insanlıktan uzak görünüyorsa, insan olmayanların kendilerini İslam olarak ifade edişindendir. Doktor olmadığı halde doktorluk yapanın hastayı daha da hasta etmesiyle doktorluk insanlık dışıdır demek ne kadar yanlışsa, İslam’a insanlık dışı demek de o kadar yanlıştır. İslam, tevhit dinidir ve tevhit insanlık demektir. İnsan ise, kendi aslı olana kendinde şahit olup aslıyla birlikte bulunarak kul olandır. Kişi İslam olup insan, insan olup Kul olmadan küfründen, şirkinden arınamaz.
 
Hz Muhammed efendimizin yaptığını yapmak, onun giyindiği gibi giyinip, suret yönüyle ona benzemek değildir. O, âlemlere rahmet olarak gelen sultandır. O, kendisinden emin olunandır. O, güzel ahlak üzerine bulunandır. O, dürüstlük ve adalet çizgisinden asla ayrılmayandır. O, kendisinden önce insanları düşünen, hayatını gurur, kibir gibi egoyu oluşturan zulmanî sıfatlardan uzak yaşayandır. O, dünyevi son nefesine kadar her koşulda ben değil Allah diyendir. Ego sahibi olarak dürüstlükten, adaletten, eminlikten uzak yaşayıp sadece benliğimizi düşünerek şeklen O’na benzemek hakikatte küfürdür. Cenab-ı Allah’ın bizlere, insanlığımıza ulaşabilmemiz için yapmamız gerekenleri emrettiği konuları yukarıdan aşağıya doğru listelersek, bugün İslam’ın şartı denilen ama içinde benlik barındırarak yapılan ve adına ibadet denilenlerin listenin en aşağılarında kaldığını görürüz.
 
Söylenileni değil, gerçeği görmek için bakmak kendimize yapacağımız en büyük iyiliktir çünkü her söylenilen gerçeğin anlatımı değildir. Gerçek, kişilere göre değişken olduğunda gerçekliğini yitirir. Ona göre, buna göre gerçek olmaz! Gerçek, Hakk’a göre tektir ve bizler, Hak adına kendi doğrusunu söyleyenlere kulaklarımızı tıkayıp, Hakk’ın doğrusuna açmalıyız…
 
 
ozkan.gunal@emekyayinevi.com

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
Avatar
Zehra 6 yıl önce

"İnsanı İnsan yapan İslam, insanlıktan uzak görünüyorsa, insan olmayanların kendilerini İslam olarak ifade edişindendir" gönlünüze sağlık efenfim. Bizleri Hakk'a göre olan gerçeklere aydıran sizin gibi Hak dostlarına hamdu senalar olsun hu

Avatar
Nisa 6 yıl önce

Gerçek, kişilere göre değişken olduğunda gerçekliğini yitirir. Ona göre, buna göre gerçek olmaz!” Bazı alışkanlıkların öteden beri süregelmesi onların doğruluğunu göstermez. Gerçeği gerçek olarak kabul edip ona göre yaşayanlardan oluruz inşAllah. Gönlünüze sağlık efendim.

Avatar
M.Karagöz 6 yıl önce

EyvAllah. Sayenizde güvenilir sahih bilgiler alabiliyoruz. Allah razi olsun.

Misafir Avatar
Özkan Günal 6 yıl önce @M.Karagöz

EyvAllah, Cenab-ı Hak cümlemizden razı olsun.

Beğenmedim! (0)
Avatar
Nisa 6 yıl önce

Bazı alışkanlıklarımızın öteden beri süregelmesi onların doğruluğunu göstermez. Gerçeği gerçek olarak kabul edip ona göre yaşayanlardan oluruz inşAllah. Gönlünüze sağlık efendim.

Avatar
Vahit 6 yıl önce

Elinize göz nürunuza saglık. Yazın, siz hep yazın, bizler de bilgilenelim.Şu cüppeli falan gibi paçavralardan kurtulalım.

Misafir Avatar
Özkan Günal 6 yıl önce @Vahit

Beğeniniz ve öneriniz için teşekkür ederim. Okundukça yazmaya devam edeceğiz inşAllah.

Beğenmedim! (0)
Avatar
Semanur Bayraktar 6 yıl önce

Teşekkürler. Önemli şeyler yazıyorsunuz, Allah (cc) var etsin.

Misafir Avatar
Özkan Günal 6 yıl önce @Semanur Bayraktar

Teşekkür ederim. Cenab-ı Allah cümlemizi kulluğunda var etsin inşAllah.

Beğenmedim! (0)