İslam dini, Allah'ın, son peygamberi Hz. Muhammed efendimiz vasıtasıyla bütün insanlara gönderdiği en son ve en mükemmel dindir. İslâm'ın gelmesiyle, diğer dinlerin hükmü sona ermiştir. İslâm dinini kabul eden kimseye Müslüman denir. İslâm'ın en son ve Allah katında yegâne kabul edilen din olduğu, Kur'an-ı Kerim'de Maide suresi 3 ayetinde şu şekilde belirtilir,
 
"Bugün sizin dininizi kemâle erdirdim. Ve üzerinizdeki nimetimi tamamladım. Sizin için din olarak İslâm’dan razı oldum.."
 
İslam, yaşamın içinde yaşamdan ayrı bir din olarak ele alınırsa gerçekliği kavranamaz. İslam, diğer dinler gibi sadece belirli bir topluluğa gelmiş din değil tüm insanlık adına gelen insanlığın son kurtuluşudur. Bu sebeple tüm insanlar İslam’ı kabul etmek zorundadır. İslam’ı kabul etmeyen bir insan dinsizdir ki İslam’ın tevhit dini oluşu bize bu gerçeği ispat eder. Cenabı Resulullah efendimiz,
 
"Ya Rabbi, ben seni hem tenzih, hem de teşbih ederim"
 
diyerek tevhit üzerine olduğunu, İslam’ın ise tevhidi bünyesinde barındırdığını ifade etmiştir. O âlemler sultanı, kendisinden gayrıyı kendisinden gayrıya bildirmemiştir. O, kendi tafsilatını kendisiyle tevhit etmiştir. Bu hususta üçüncü devre Melami piri, Seyyid Pir Muhammed Nur-ül Arabî Hz,
 
Cenabı Allah her şeyden münezzehtir. Kime benzetebilirsin, hiçbir şeye benzemez. Bütün şeriat ehli böyle der, Allah her şeyden münezzehtir. Allah’ın böylece hiçbir şeye benzememesine “tenzih” derler. Hatta buna uygun Kur’an’ı Kerim’de ayetler vardır. “Allah hiçbir şeye misal getirilemez.” Bu tenzihtir. Teşbihe gelince; Teşbih benzetmek demektir. Tenzihte Allah bir şeye benzemez diyoruz.  Ama ayeti kerimenin devamında “O duyar ve görür” deniliyor. Bu ayet Allah’a bir benzerlik veriyor. Allah’u Teâlâ için önce o hiçbir şeye benzemez diyor, arkasından da o hiçbir şeye benzemeyen Allah duyar ve görür diyor.  Bu duymaklık ve görmeklik insanda da var. İşte burada teşbih yapıyor. Demek ki, Allah insana benzermiş veyahut insan Allah’a benzermiş ikisi de aynı şeyler. Peki, insanın Allah’a benzediğine dair bir ayet, hadis var mıdır? Evet, bir hadisi şeriflerinde Resulullah Efendimiz, “Allah’u Teâlâ Âdem’i kendi sureti üzere halk etti” buyurmaktadır. Bu hadisi şerifin ışığı altında insanların Allah’a benzediği veya Allah’ın insana benzediğini idrak etmekteyiz. Hz Musa, Allah’ı tenzih ederken zatıyla birlikte sıfatlarıyla da tenzih etti. Hz İsa, sıfatlarıyla teşbih ederken zatıyla da teşbih etti. Her ikisi de noksanlık oldu ama Cenabı Resulullah efendimiz zatıyla tenzih ederken sıfatlarıyla teşbih etti. Yani sıfatlarından zatını müşahede etti ki işte bu tevhittir.” demektedir.

İslam dininin tevhit dini oluşu da tam olarak budur. Bir insan Allah’ı tenzih ediyor lakin teşbih edemiyorsa ve yahut teşbih ederken tenzihliğini hükümsüz bırakıyorsa o henüz İslam’la şereflenip peygamber ümmeti olamamıştır. İslam, insanın ikiliğini tevhit eden dindir. Bu tevhit ruh ve nefis birlikteliğinde nefisten ruhun görünmesi demektir. Nefsinden ruhunu görünür kılan yani nefsini ruh eyleyen, kendi zahirliğinde Rabbine şahit olur. Bu şehadet yoksa tevhit olan İslam o kişide oluşmamıştır. Şehadetle başlayan İslam dininin içinde şehadet olmayışı İslam’ın şehadetsiz oluşundan değil, insanların İslam olamayışlarındandır.
 
İslam kavramı içinde dini inanış da dâhil insanlığa ait tüm değerleri barındıran kavramdır. İslam, zannedildiği gibi medeniyetin dışında kalan bir din değil bizzat medeniyetin kendisidir. Dindarlık esasına göre kendi anlayışlarına İslam diyenlerin yorumlarına bakmaktan geçip, İslam’ın kendisini görmeye başladığımızda bu gerçeği fark edebiliriz. İslam, öyle bir değerdir ki bugün en mükemmel insanı ve bu insanın yaşam sistemini tarif etsek karşımıza İslam çıkar. İslam, hoşgörüdür, sevgi, saygı, merhamet, bağışlama, affedicilik, doğruluk, dürüstlük, çalışkanlık, ilim gibi değerleri bünyesinde barındırırken, yaratıcı kudretullah olan Allah inancını da insanî değerlerle birleştirerek insan suretinde yaratılmış insan namzeti canlıları gerçekte insan yapandır.
Kişiyi insan yapan değerli bir olgu nasıl olur da insanı gerici yapar?
İşte bu anlayış İslam’ın anlaşılamamasından kaynaklı kişilerin kendilerini İslam zannetmeleriyle ortaya çıkan yorumlardır. İslam’ın içinden insanî değerleri alıp adına "hümanizm" denilmesi ve sadece bu değerlerin sahiplenilmesi, yardımlaşma, paylaşma, eşitlik ilkelerini alıp adına "sosyalizm" denilmesi gibi İslam’ın bütünlüğünü oluşturan tüm değerleri tek tek ayırıp farklı isimlerle sahiplenerek, İslam’a ait değerlerle gelişen anlayışı kullanıp İslam’ı dışlamak, kişilerin İslam’ın bütünlüğünü görememelerinden dolayıdır. Oysa bütün güzel değerler İslam isminde bütünleşmektedir görene.. İnsanlık tarihinde görmekteyiz ki, Hz Âdem As ile başlayan yaratıcı Allah’a inanıp, inancın gereğini yapma kulluğu olan üzerimize düşeni yapmak, insanlar tarafından bulundukları toplumla birlikte gelişen anlayışla farklı isimler ve farklı şekillerle şekillenmiştir. Gaye bir olduğundan birbirleriyle ortak özellikler barındırmaları kaçınılmaz sonuçtur. Çünkü başka isimler ve başka şekillerle de olsa zikredilen Allah’tır ve yapılan ibadettir. Bunların, insanlık tarihinin başlangıcından itibaren başka isimlerle anılması bir sürü başka din anlayışı olduğundan değil sadece o isimle aynı şeyin anılmasındandır. Bizim için hayatî önemi olan herhangi bir şeyin bugün bile farklı farklı isimlerle anılıyor oluşu o şeyin birden fazla olduğu anlamına mı geliyor ?.. Hayır, gelmiyor. Zikredilenin birliği asla değişmez. İsmi her ne kadar, her toplumda farklı da olsa zikredilen Allah’tır, zikredilme sebebi inançtır, inanç din, din İslam’dır. Eğer insanlar Allah’a inanıyorlarsa, Cenabı Allah’ın yüce Kur’an’ı Kerim'inin Ali İmran suresi 19 ayetinde,
 
"Doğrusu Allah katında din, İslâm'dır; o kitap verilenlerin anlaşmazlıkları ise sırf kendilerine ilim geldikten sonra aralarındaki taşkınlık ve ihtirastan dolayıdır. Her kim Allah'ın ayetlerini inkâr ederse iyi bilsin ki, Allah hesabı çabuk görendir.."
 
beyanındaki gibi İslam olmak zorundadır. Allah’a inanıp beyanında belirttiği gibi kendilerinin kendilerine göre yorumlayarak icat ettikleri din anlayışında kalmaları ve Allah’ın “İslam olun” emrini yerine getirmeyişleri, inandıkları Allah’ı inkâr etmeleridir ve bu Allah’ın gerçekliğini kabul etmeyip kendi yarattıkları zannî bir olguyu yine kendileri için kullanmalarıdır. Allah’ın emri olan İslam’ı inkâr etmekten daha büyük küfür olamaz insan için. İslam, içinde sadece şeklî ibadetlerin olduğu ve söylendiği gibi Allah’ın insandan sadece şeklî ibadet etmelerini istediği bir din değildir. “Oku” emriyle başlayan bir din; ilimden, okumaktan ve zahir batın keşfetmekten uzak, şehadetle başlayan ama içinde şehadet barındırmayan tek taraflı bir din olmamalıdır. "Barış" anlamına da gelen bir din, kendi dışımızdakilerle cihata dayalı olamaz. Cihat İslam için kendi cehaletimizle yapılması anlamını taşımaktadır. İnsanların, İslam’a ait değerleri kendilerine göre yorumlayarak İslam’ı nefisleri için şekillendirip, Hz Muhammed’in bildirdiği tevhitten uzaklaşıp, cehalet karanlığına bürünüp, adına İslam demeleriyle, İslam’ı bu haline göre yorumlamak kendimize yapacağımız kötülüktür. Düşünün ! Allah, bilinip, keşfedilmek, şahit olunmak isterken, tevhitliğe ait bu değerler üzerine yaşayın derken, bunlardan uzak bir anlayışı istemesi Allah’ın mı istemesidir, yoksa cehalete göre yaşayıp kendisini İslam sözcüsü diye tanımlayanların mı?
 
Gelelim “Ilımlı İslam” söylemlerine !
Ilımlı İslam demek, İslam düşmanlarının, İslam’ı yok etmek adına İslam’ı olmaması gereken kötü ve uydurma bir din gibi göstermek için İslam’ın ılımsız yani cehalet, zulüm ve terör boyutu olduğuna dair söylemlerini kabul etmek olur ki bu Allah’a ve Peygamberimize en büyük küfürdür. İslam, tüm insanlar için en mükemmel, ilim, ahlak ve maneviyatla dolu tevhit dinidir. İslam’ın ılımlı ve ılımsız diye ayrımı yoktur. İslam olan ile İslam olmayan ayrımı vardır. Dünyanın en mükemmel insanî sistemini yazsak karşımıza “İslam”; en mükemmel, en modern, en çağdaş insanını yazsak karşımıza “Müslüman” çıkar.
Bugün Müslümanların bu tanıma uymayışları İslam olamayışlarından dolayıdır. İslam olmayanın kendisini İslam diye tanımlaması onu İslam yapmaz, ona bakıp İslam’ı bu zannetmek de kendimize kötülük etmek olur.
 

ozkan.gunal@emekyayinevi.com

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
Avatar
Vahit 6 yıl önce

Emeğinize, yüreğinize sağlık. Güvenerek okudum, Allah Razı olsun.

Misafir Avatar
Özkan Günal 6 yıl önce @Vahit

Cenab-ı Allah cümlemizden razı olsun.

Beğenmedim! (0)
Avatar
Leyla Apaydın 6 yıl önce

Muhterem Hocam bu sanal platformda kanalımızı bulduk, iyi ki varsınız, varolun inşAllah..

Misafir Avatar
Özkan Günal 6 yıl önce @Leyla Apaydın

Çok teşekkür ederim. Hizmetimiz Hak ile Hakk'a ve daim olsun hep birlikte inşAllah.

Beğenmedim! (0)