İnsan hakları ve adalet her şeyden önce İnsanların inanç kaynaklarıyla beslenir. 
İnançların dünya görüntüsüyle ortaya çıkar. 
Bunun adına ister demokrasi deyin, ister laiklik deyin, isterseniz İslamiyet deyin.

Önemli olan bildiğini ve inandığını yaşamaktır. 
İnsan hakları, toplum içerisinde huzur ve düzenin sağlanması için her bireyin uygulamakla yükümlü olduğu usul ve şartların uygunluğudur. 
Bu şartlara uygunluk sağlamak için de evvela insan olmak gerekir. İnsan olma noktasında Benjamın Franklın :
“İnsanlar her zaman kahraman olamazlar ama her zaman insan olabilirler.” 
İfadeleriyle şeref ve payenin insanlığın arkasından geldiği söylemek istemiştir.

İnançlarımız içerisinde bunun en güzel örneklerini sergilemek mümkün :
Bir gün bir Sahabi Peygamberimize gelerek dert yanar. 
“Ya Rasulullah benim bir komşum var. Abdest alır, namaz kılar, orucunu tutar. Ancak komşu olarak bizim hakkımıza değer vermez. Bu komşunun durumu nedir” 
diye sorduğunda Peygamberimiz (SAV):
- Cehennemliktir. Demiştir.
Yine başka bir gün bir sahabi gelmiş, o da komşusu için :
- Benim komşum amelde biraz zayıftır. Namazını ara sıra kılar. Oruç dersen yarım yamalak. Ancak bizimle olan ilişkilerinde bir günden bir güne bizi incitmemiştir.  Doğrudan cennetliktir. Demiştir.

Bu kıssalardan anlaşılmaktadır ki;
Kişinin ameli kendisi ile Yaradan’ı arasındaki meseledir. 
Önemli olan insanlara yansıyan, huzura yansıyan kısmıdır. 
Bu nedenledir ki Yüce Yaradan 
“Her türlü günahı affederim. Yeter ki kul hakkıyla gelmesin” buyuruyor. 
Zaten namazını doğru dürüst kılan insanlar yanlışa sürüklenmeyecektir. 
Zira kılınan  namaz insanı kötülükten alıkoymuyorsa, tehlikelerden korumuyorsa  namaz namaz değildir. Beşeri hayatta bile koruma maksadıyla tuttuğunuz korumaların size faydası dokunmuyorsa onları yanınızda alıkoyacağınızı düşünmezsiniz bile. Hemen yol verilerek gönderilir.

Amel, insanın yaşantısında doğruyu yakalama, güzeli bulma fırsatı verir. 
Ana-baba hakkı, 
Çocuk hakkı, 
Kadın hakkı, 
Koca hakkı, 
Komşu hakkı, 
Hayvanların hakkı, 
Doğanın hakkı 
Hepsi bir bütün olarak uygulandığında insan hakkıdır. 
Mutlaka her olayın içinde bir hak yatmaktadır. Örneğin ; 
Kazanan insanın kazancında fakirin hakkı vardır. İnsan kazancının kırkta birini fakire, fukaraya teslim etmek mecburiyetindedir. Bunun en güzel sergilendiği yerler de vakıflardır. Burada önemli olan nokta; verenin de, alanın da rencide olmamasıdır. Ecdadımız bu noktada da çözüm üretmiş. Sadaka taşları koymuş. Fazlası olan gece karanlığında yardım miktarını buralara bırakırken, ihtiyacı olanda yine ihtiyacı kadarını karanlıkta alıp gitmektedir.
    
Dünyaya gözlerini açan her insanın bir hak ve isteği varsa o da ; İnsan gibi yaşamaktır. Bu konuda Martin Luther;
“Kuşlar gibi uçmayı, balıklar gibi yüzmeyi öğrendik, fakat bu arada çok basit bir sanatı unuttuk. İnsan gibi yaşamak..." 
Her insanın bunu öğrenmesi ve eksik yapana da hatırlatması gerekir.

Önemli olan insana yatırımdır. Ve insan haklarına saygı göstermektir.
Şeyh Edebali’nin Osman Gazi’ye olan nasihatı bizim kulaklarımızdan çıkmaması gereken bir küpe gibi tarihin derinliklerinden her zaman yankı bulmalıdır.
“Ey oğul! Sabretmesini bil, vaktinden önce çiçek açmaz. Şunu da unutma; insanı yaşat ki, devlet yaşasın! “ 
Geleceğimizi garanti altına almak istiyorsak, insanımıza gereken önemi vermeli. 
Gereken hassasiyeti göstermemiz gerekir. Bunun için de bu insanlar arasındaki adaleti sağlamak gibi bir mecburiyetimiz vardır. Adalet sağlanmadan ne huzur bulunur. Ne de bu insanlara arasında bir sevgi bir saygı olur. Bir karmaşadır kaplar ortalığı. Düzen bozukluğu baş gösterir. Her işin gereği vaktinde yapılıp bu insanların yaşamaları sağlanmalıdır. Sağlıklı olmayan bir nesil tarih zemini üzerindeki yerini almada elbette zorlanacaktır.

Kar gibi beyaz bulunacak düşümüzün akları
Olursa mutluluğa yönelen yolda istikamet
İncitmez duyguları, kullanılır insan hakları
Yerli yerinde verilen karar olursa adalet.  
  (Dermanî)
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.