İmanın şartlarından “Kadere iman” boyutu, iman sahibi kul olabilmek için iyi anlaşılması gereken bir konudur. Aksi halde iman sahibiyiz zannıyla Allah’a küfredenlerden oluruz. Kader, Allah’ın iradesiyle alakalı bir kavramdır ve yaratılmışlığı var eden ilâhî kudrettir. Kaderi anlamak için yaratma ve yaratılmışlığı anlamak gerekir.

Yaratılmışlık, varlık âleminde var olmuş, var olan, var olacak her nesne ve her fiildir. Hiçbir şey yoktur ki o kendisini kendisi olarak var etmiş olsun! Varlık âleminde var olan her şey Allah’ın yaratmasıdır. Cenab-ı Allah, Saffat suresi 96 ayeti kerimede,

Sizi de, yaptığınız işleri de yaratan Allah’tır

buyurarak bu gerçeği beyan eder. Bizi ve yaptıklarımızı Allah’ın yaratması sayesinde biz varız ve o yarattığı için işlerimizi yapabilmekteyiz. Allah’ın yaratmadığı bir işi yapabilmek mümkün değildir. İşi yapan biz ve işin kendisi yaratılmışlık olarak düzen içinde gerçekleşir. İşlerimiz, bilincimizden gelerek irademiz sonucu hayatiyetimiz ve kudretimizle açığa çıkarak sıfatlarımızın tecellisi yani görülür halidir. Sıfat görülür hale gelince fiil ismini alır. İşte fiil yaratılan, yaratan da Allah’tır. Bu hakikat, Ala suresi 2 ayeti kerimede,

O, yaratıp şekillendiren, ahenk veren ve düzene koyandır

denilerek beyan edilir. Dikkat edilmesi gereken çok önemli detay, Cenab-ı Allah’ın “Sizi de, yaptığınız işleri de yaratan Allah’tır” deyişidir. Allah, “Yaratan” demektedir, “Yapan” değil. İşte, yaratıcısı Allah’ı bilsin ve Allah’a bu bilinçle kulluk yapabilsin diye bilinçli bir varlık olarak yaratılan insanın, her yaptığı Allah’ın yaratmasıdır, yapması değil! Kamer suresi 49 ayeti kerimede,

Muhakkak ki Biz, her şeyi, bir kaderle yarattık

denilerek beyan edilen kader, İsra suresi 13 ayeti kerimede,

Her insanın kaderini kendi boynuna bağlamışızdır. Diriliş gününde, kendisi için bir kayıt çıkarıp yayımlarız

denilerek açıklanmıştır. Allah insanı, Kendisine kulluk yapması için, kulluğu yapabileceği Kendi özelliklerinde yaratmıştır. Eğer Allah insanı Kendi özelliklerinde yaratmamış olsaydı insan Allah’a kulluk yapamazdı. Bu gerçeği, kulluğun sadece insandan istenmesi ispat etmektedir. İnsan dışında hiçbir mahlûktan Allah’a kul olması istenmemektedir çünkü sadece insan kul olabilecek yani Allah’a ait özelliklerle yaratılmıştır. Ahzab suresi 72 ayeti kerimede,

Muhakkak ki Biz, emaneti göklere, arza ve dağlara arz ettik. Onu yüklenmekten çekindiler ve ondan korktular. Ve insan onu yüklendi. Muhakkak ki o, çok zalimdir, çok cahildir

denilerek bu gerçek beyan edilmektedir. İnsan dışında hiçbir yaratılmışlığın emanet diye zikredilen irade sahibi olmadığı gerçeği ve insanın irade sahibi olarak iradesini kendisine zulmetmek yönünde de kullanabileceği açıkça belirtilmektedir. İşte insan irade sahibi olarak iradesiyle hangi işi yapmayı dilerse onu yapar. Yaptığımız işin Allah tarafından yaratılmış olması, o işi yapanın Allah olması anlamında değildir. Bu düşünce, irade sahibi olan bizlerin üzerinden mesuliyeti kaldıran şirk düşüncesidir. O zaman her işi yapan Allah ise mesuliyet nerede? Kulluğa aykırı işlerin içinde bulun, nefs-i emmaren ne isterse onu yap ama suçu “Kaderim böyleymiş, Allah benden böyle işini işledi” diyerek Allah’a at! Hayır, bunun böyle olmadığını Cenab-ı Allah, Yunus suresi 44 ayeti kerimede,

Şüphesiz Allah, insanlara hiçbir şekilde zulmetmez; fakat insanlar kendilerine zulmederler

buyurarak açıkça ifade etmektedir. Enfal suresi 51 ayeti kerimede,

İşte bu ellerinizle yaptığınız yüzündendir. Yoksa Allah kullara zulmedici değildir

denilerek de tasdik edilmektedir. Bu sebeple, “Hayrın ve Şerrin Allah’tan olduğuna” iman etmek, bizim hayır ve şer olarak yorumladığımız tüm işleri yaratanın Allah olduğuna iman etmektir. Hiçbir insan bir şeyi yaratamaz, Allah’ın yarattıkları içinden seçtiğini zahire getirir ve seçim yapabilmesi ona mesuliyet yükler. Yanlışı seçip yapmanın sorumluluğu insandadır. Cenabı Allah, Kader mevzusunda, Nisa suresi 79 ayeti kerimede,

Sana ne iyilik gelirse Allah’tandır. Sana ne kötülük gelirse kendindendir

buyurarak nasıl bulunmamız gerektiğini söylemiştir. Bizler seçim yapabilen ve seçimleri doğrultusunda seçimlerinin sonuçlarını yaşayanlarız. Emre karşı gelen fiilleri seçip uyguladıktan sonra da benim mesuliyetim yok Allah böyle diledi demek Allah’a kul değil isyankâr olmaktır. İblis, Âdem As’a secde emrine karşı geldi ve bu eylemi, Tekvir suresi 29 ayeti kerimede,

Âlemlerin Rabbi olan Allah dilemedikçe, siz dileyemezsiniz

denilerek beyan edilen hakikati, kendi nefsine uydurma sonucu “Sen dileseydin ben secde ederdim. Secde etmeyi dilemeyişim senin dileğin” diyerek Allah’ı noksanlıklardan tenzih etmek yerine kendisini tenzih etmiş oldu. Evet, Allah dilemedikçe biz dileyemeyiz çünkü dileme Allah’a aittir ve bizde dileme Allah’ta dileme olduğu için vardır. Allah’ta olmayan bir şeyin yarattığı bizde olması nasıl mümkün olur? İnsan Allah’ın tecellisi olduğu için aynı özelliklerle donatılmıştır. Oysa âdem As, aynı ayeti bildiği halde nefsine uydurmak yerine ayetin beyan ettiği gerçeğin farkındalığında, “Ben nefsine zulmedenlerden oldum” diyerek kendisini değil Allah’ı tenzih edenlerden oldu. Burada nefis, insanın irade sahibi oluşuna işarettir. Âdem As, “Ben, beni bilinçli irade sahibi yaratışından kaynaklı seçim yapabiliyor oluşumu, emrine karşı gelmekte kullanarak kendisine zulmedenlerden oldum. Suç benim suçum, haşa ki senin olsun. Sen beni bağışla” demiş olmaktadır.

Kader, Allah’ın cümle varlığı, işlerin tamamı dâhil, yaratmış olmasıdır. İnsan, bilinçli yaratılmış irade sahibi olarak da bu işleri işleyendir ve işini seçimleri sonucu işlerken de seçimlerinden mesuldür. Allah’ın emrine karşı gelmeyi seçip kendisini aklamak için de Allah’ın iradesini suçlamak, iblis olmaktır. Bizler iblis olalım diye yaratılmadık, iblis zaten vardı. Bizler Âdem olalım diye yaratıldık. O halde Âdemcesine yaşamak Allah’a kulluk olduğundan kadere imanın aslıyla amel edip seçimlerimizi Allah’ın bizden istedikleri yönde yapmalı, noksanlıklardan arınmalı ve Allah’ı tenzih, teşbih ve tevhit etmeliyiz.

Şer işler yapıp, Allah’ın sevdiklerine zulmedip, katledip sonra da “Şerde Allah’tandır, Allah dilemeseydi bu işler olmazdı, çünkü yaratan Allah’tır benim suçum yok” demek en büyük imansızlıktır. İman, iyiliği Allah ile kötülüğü kendimizle zikredip kötülüğün terkidir.

ozkan.gunal@emekyayinevi.com

http://www.emekyayinevi.com

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
Avatar
Ahmet Karagöz 6 yıl önce

Hocam daha önce sorduğum sorumun cevabını her hafta bekledim. bugün okudum ki apaçık açıklanmış. hiçbir tereddütüm kalmadı. yanlış anlamayın ortalık fırfır hoca kılıklı adamlarla doldu, kime sorduysam ıvırıp kıvırdılar. Şimdi gerçeği öğrendim. kaleminiz Hz Ali'nin kılıcı gibi güçlü ve keskin olsun. teşekkürler,

Avatar
Nazan Pekcan 6 yıl önce

Saygıdeğer Hocam, bu yazınızda aradığım bazı detaylara cevapları çok net gördüm, inandım ve aydınlandım. Teşekkürler.

Avatar
Ü. Gürses 6 yıl önce

Allah razı olsun. çok duru ve anlaşılır.