Şeyh Edebali Osman Gazi’ye bir nasihatinde şöyle der ;

“ İnsanlar vardır, şafak vaktinde doğar, akşam ezanında ölürler”

Öyle insanlar da vardır ki asırları geçerler.

Bir vakit yaşayan da bin vakit yaşayan da bir imtihan dünyasından geçiyor.

Kazanan ben kazandım demeye gelmeyecek.

Kaybeden de ben kaybettim demeyecek.

İşin içinde bir imtihan olduğunu ve yapanı bilecek.

Bu imtihanda,

Allah hacıdır diye iltimas geçmiyor,

Allah hocadır diye de bir farklılık göstermiyor.

O sadece yapılan ibadetlerin halis olup olmadığına bakıyor.

İnsanların takvasına bakıyor.

İnsanlar bu işe bakıp da bir ders çıkarttıkları yok.

Geride virane bir yıkıntı kalıyor.

Eskiler onun için “Allah kimseyi gördüğünden geri koymasın” diyor.

Peygamberimiz bir hadisi şerifinde ;

“Üç kişiye acıyın; cahiller arasında kalmış âlime, zenginken fakir düşene, kavmin ulusu iken aşağı hale düşene.”

Geçmişte çalıştığım bir fabrika vardı.

İhracat ve ithalat yapan bir fabrikaydı.

Deyim yerindeyse sahipleri “ Parayla sineke oynuyorlardı”

Lakin bu fabrika ben ayrıldıktan sonra 30 yıl gibi bir süre içinde yok olup gitmiş.

İcralık olan mal varlıkları borçlarını kapatmaya yetmemiş bile.

Geriye temel taşları bile kalmamış.

Bir anda zenginlikten fakirliğe inmişler.

Hadisi şerifte belirtilen acınacak kişiler hanesine katılmışlardı.

Bu iş yeri neden bu hale geldi ? hiç düşündük mü ?

En başta “ Kul hakkı” nı aramalıyız.

Eskiler “ Maznunun ahı tahttan indirir şahı “ diyordu.

Bu insanlar dün şah idi, bu gün mat olmuş haldeler.

İltimas,

Rüşvet,

Hırsızlık,

Haksız kazanç,

Azgınlık gösterip yoldan çıkma gibi pek çok sebep sayabiliriz.

Acaba bunlar var mıydı ?

Ya da bunların kaç tanesi bu insanlara musallat olmuştu.

Rahmetli babam yeğenine şöyle nasihat ederdi ;

“ Bak oğlum, içkin kumarın yoksa, karı kız ayağın yoksa, yalanın dolanın yoksa bir iş yeri kolay kolay batmaz” derdi.

Sayılanların hepsi de haram yolun işleriydi.

İnsan harama sapmadığı sürece iş yerinin batma gibi bir ihtimali yoktu.

Eskiler şöyle derdi ;

“ Doğru incelir ama kopmaz”

Doğrularımız kopmasın istiyorsak, çocuklarımızın kursaklarına helal lokmanın girmesini sağlayalım.

Yoksa, haram lokma hem nesli hem de bir milletin helak olmasına yetip de artıyor bile.

Rabbim kazançlarımızı helal kılsın.

Gayretlerimizi samimi kılsın.

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.