Toplum olarak hala Maske takmayı ve Sosyal Mesafeyi koruma meselesini halledemedik. Neden?

Toplumun bu hale gelişini incelemediğimiz sürece de halledemeyeceğiz.

Olaylara hep “Oy” açısından bakıldığı için radikal ve gerçekçi tedbirler alamıyoruz.

Zira onların bu halde olmasını yönetenler istedi.

..

Melih Gökçek Belediye Başkanlığı sürecinde, hiçbir zaman aklı ile hareket eden bir yönetici istememiştir. Herkesin verilen emirlere itirazsız itaat etmesini isteyen bir yapısı vardı.

Bir gün şehrin trafik problemini halletmek için birim amirlerini toplar. Onlara tek tek sorar ;

-Evet beyler bu şehrin trafik sorununun nasıl halledebiliriz?

Soruya verilen cevaplar şöyleydi ;

-Siz bilirsiniz efendim,

-Siz ne derseniz o olur efendim,

-Siz emredin yeter efendim vs. vs.

Gökçek sonunda birim amirlerine dönerek;

-Beyler tamam ben biliyorum da sizin düşünce ve görüşleriniz neler, onları söyleyin!

Konuşan insanları getirmezseniz, onların fikir üreten bir yapıda olmadığını görürsünüz.

..

Türkiye’nin gidişatı da bundan farklı değildir.

Müslümanım deyip de daha Kur’anı bir kez okuyup da “İkr’a” emrine uymayan insanlar var.

İnsanlar önlerine düşen liderleri ve yetkilileri takip etmişlerdir.

Onlar ne söyledilerse eğrisine doğrusuna bakmadan yapmışlardır.

Neyin eğri, neyin doğru olduğunu hiçbir zaman eleştirmemişler.

Bugün de o muhakemeye yapacak ferasetten uzak kalmışlar.

Geçmişte söylenenleri şöyle gözlerinizin önüne bir getirin bakayım.

..

Bu ülkede prof.’luk yapan Sabahattin Zaim Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Bülent Arı’nın bir televizyon programında söyledikleri akla ziyan bir açıklamaydı ;

“Ben daha çok cahil ve okumamış, tahsilsiz kesimin ferasetine güveniyorum bu ülkede. Ülkeyi ayakta tutacak olanlar okumamış hatta ilkokul bile okumamış, üniversite okumamış cahil halkın ferasetine ben güveniyorum" demişti.

Enerji Bakanı Taner Yıldız, "Eğitim seviyesi yükselince oy oranımız düşüyor” demişti. Resmen "AKP ye oy verenler cahildir!.." demek istiyordu.

Yine, Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak'ın, AKP'li bir seçmenin "Cumhurbaşkanımız Ay'a kadar 4 şeritli yol yapacağım dese, Vallahi inanırız" dediğini söylemesi hala güncelliğini koruyordu.

Bunun üzerine Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulu üyesi Prof. Dr. Cağfer Karadaş’ın "Öğrenciler, Kur’an mealini okumaya başlayınca ateizm ve deizme yöneliyor" açıklaması işin tuzu biberi oldu.

.

Partilere oy veren seçmenlerin oranlarına baktığımız zaman çok enteresan bir sonuçla karşılaşıyoruz;

Partiler

Okur yazar değil

Diplomasız

İlkokul

Orta

Lise

Üniversite

Yüksek

AKP

23,7

25,5

21,7

20,4

15,0

8,3

3,6

CHP

25,3

24,5

39,5

40,9

47,2

53,6

51,8

MHP

2,7

5,5

3,9

6,6

4,5

3,7

0,0

Diğer

8,1

7,3

4,9

3,8

3,1

3,2

1,8

Kararsız

34,9

29,1

25,6

22,8

24,7

26,7

41,1

Oy kullanmaz

5,4

8,2

4,5

5,5

5,6

4,5

1,8

Kayıtsız şartsız her söylenene inanan ve her denileni yapan bu insanlar yine önlerinde bu insanları görmeden denileni yapacak gibi görülmüyor.

Hala virüsün verebileceği zararın miktarını ve ne olduğunu anlayabilmiş değil.

Deveye hendek atlatmak belki de bu insanlara laf anlatmaktan çok daha kolay görülüyor.

Eğer Türkiye ikinci bir dalga ile sarsılacak olursa bilinsin ki bu insanların anlayışsızlığından kaynaklanan vurdum duymazlıktandır.

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.