Tarihi uyarılara geçmeden önce Adalet Bakanı Bekir Bozdağ’ın, keyifli bir şekilde gülerek söylediği şu sözleri anımsayalım:

Yürürlükte olan hüküm (Anayasa hükmü) belli. Cumhurbaşkanı 2 defa seçilme hakkına sahiptir. Yürürlüğü 2018’dir. İlk seçimi de 2018, ikinci seçimi de 2023’tür. Onun için burada bize göre hiçbir hukuki tartışma yok. O yüzden bizim Meclis’ten seçimin yenilenmesi yönünde bir talebimiz de olmadı. Buna ihtiyaç yok. Çünkü Cumhurbaşkanımızın seçilme hakkı Anayasa’yla teminat altına alınmış bir haktır. Yorumla değiştirilemez. Siz 2028’i düşünün. 2028’de yeniden aday olmasına imkan veren parlamento çoğunluğu sağlandığı takdirde yeniden aday olma imkanı da doğar. Anayasa o hakkı veriyor.

Görüyorsunuz değil mi, ‘Atı alan Üsküdar’ı geçti’ diye uyanık geçinen bir lider, partisi ve destekçilerinin geleceğe dönük sinsi planlarını… İkinci Abdülhamit Han’ın 33 yıllık iktidar süresini egale etmek mi istiyorlar yoksa?

Peki, böyle bir durum karşısında CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ne diyordu, grup toplantısındaki konuşmasında:

‘Diyelim ki ses çıkardık nereye gidecek? Yüksek Seçim Kurulu'na! O üyeleri atayan kim? Erdoğan! Verdiği karara kim itiraz edecek? İtiraz edeceğiniz hiçbir yer yok!”

Akla zarar bu yoruma, birçok yurtsever gibi, Adalet Partisi Genel Başkanı Vecdet ÖZ de, ’Eee, ne yapalım yani! Adam kafaya koymuş kanun, nizam dinlemiyor diye böyle birine ülkeyi sorgusuz sualsiz teslim mi edelim? Sayın Kılıçdaroğlu bana kırılmasın, böylesi bir gaflet, teslimiyet ve rahatlık hali Osmanlı’nın son döneminde bile görülmedi!’ diye tepki gösteriyordu.

Süleyman Demirel’in 12 Eylül 1980’deki askeri darbe yönetimi tarafından kapatılan Adalet Partisi’ni (AP) 2015 yılında aynı adla kuran Vecdet ÖZ’ün uyarıları dikkatimi çektiği için paylaşmak istedim.

6’LI MASAYA (MİLLET İTTİFAKINA) UYARI

Vecdet Öz’ün uyarılarından biri de (11. Toplantısını yapmasından önce) 6’lı masaya yönelik idi. Öz, şöyle sesleniyordu masanın etrafındaki 6 Genel Başkana:

‘ Ey Millet İttifakı, sizi son kez uyarıyorum!

Aklınızı başınıza alın ve lütfen geleceğimizle kumar oynamayın!

Bakın bir kez daha söylüyorum!

Recep Tayyip Erdoğan eğer ki siz alet olmazsanız kesinlikle aday olamaz!

O öyleymiş bu böyleymiş geçin bunları hepsi lafügüzaf!

RTE, iki kez seçilerek anayasal hakkını sonuna dek kullanmıştır ve artık yolun sonuna gelmiştir…

Şimdi üçüncü kez seçilmek için sizler üzerinden yeni bir oyun kurma telaşı ve paniği içindedir…

Cumhuriyete, milli değerlere ve milli iradeye karşı yapılmış 21 yıllık sivil darbeyi sonlandırarak tarihe karşı milli görevinizi yerine getirmelisiniz!’

Nihayet bu ve bunun gibi birçok uyarı 6’lı Masa’nın 26 Ocak 2023 tarihindeki 11. toplantısında dikkate alındı ve yapılan açıklamada şöyle denildi:

‘ Türkiye, hukuksuzluk, kanunsuzluk ve başıbozuklukla hareket eden bir hükümet tarafından yönetilmektedir. Bu çerçevede, Anayasa ve kanunda hiçbir tereddüte yer vermeyecek kadar açık bir şekilde düzenlenmiş olan hükümler uyarınca, TBMM yenileme kararı almadığı müddetçe, Sayın Erdoğan’ın 14 Mayıs’ta yapılacak olan seçimlerde bir kez daha aday olması mümkün değildir. Cumhurbaşkanının, Anayasa’ya aykırı olarak üçüncü kez adaylığını ilan etmesi demokrasi tarihimize eklediği bir diğer kara sayfadır. Anayasa’yı yok sayan bu başıboşluğu kabul etmediğimizi kamuoyunun bilgisine sunarız.’

Aslına bakarsanız, artık Millet İttifakı adıyla anılmayı benimseyen 6’lı Masa’nın bu açıklamasının ucu açık. Yani, Erdoğan’ın aday olma emrivakisi karşısında ne yapılacağına (muhtemelen ayrıntılar konuşulmuş olsa da) yer verilmiyor. Ayrıca, Yüksek Seçim Kurulu’na doğrudan bir uyarıda da bulunulmuyor.

YSK’YA TARİHİ UYARI

Adalet Partisi Genel Başkanı Dr. Vecdet ÖZ, Millet İttifakı’ndan daha erken davranarak Yüksek Seçim Kurulu Üyelerine de şu tarihi uyarıda bulundu:

‘Değerli YSK Üyeleri,

Sizlere; eski bir Adli Tıp hocası, devlette müsteşarlık kademesinde görev yapmış eski bir devlet adamı ve siyasi bir partinin genel başkanı sıfatıyla tarihi bir uyarı ve tavsiyede bulunmak istiyorum..

Çok yakında ülkenin kaderini belirleyecek bir seçim yapılacak ve maalesef ki bu millet sandık başına, seçimlerin güven içinde yapılmasını sağlayacak en önemli kurum olan YSK’ya olan güvenin tartışıldığı bir ortamda gidecektir..

Daha önceki seçimlerde yaşanan talihsiz olaylar ve son anda seçim kanununda yapılan maksatlı tadilat nedeniyle oluşan bu güvensizlik ortamı, yapılacak olan seçimin meşruiyetine de gölge düşürmüştür.

Bunu bir nebze olsun ortadan kaldırmanın yolu, seçimlerden önce kaybolan güveni yeniden tesis etmek ve bu konuda üstün bir çaba harcamaktan geçer..

Bunun için başkanlığınız tarafından derhal bir basın açıklaması yapılarak, seçim kanunun kişilerin keyfine göre çalınacak bir saz aleti olmadığı, YSK’nın hiçbir şekilde siyasi ayak oyunlarına alet edilemeyeceği ve hukuktan asla taviz verilmeyeceği en sert şekilde vurgulanmalıdır!

Bu açıklamayı pekiştirmek ve samimiyeti ortaya koymak için de, başta parmak boyası ve oy pusulasında mühür zorunluğu olmak üzere, seçim güvenliğine yönelik alınacak tüm tedbirlere ilişkin ayrı bir açıklama yapılmalıdır..

Bunun dışında kurumunuz sorumluluğunda olup aydınlatılması gereken bir hususu daha belirtmekte yarar görüyorum..

Cumhurbaşkanı’nın, sırf aday olamama endişesi yüzünden erken seçim gündeme gelmiş ve tüm hukuki koşullar zorlanarak seçimler komik bir şekilde sadece 38 gün erkene alınmıştır.

Erdoğan; seçimlerin 14 Mayıs Pazar günü yapılacağını, bu kararı alma yetkisinin tek taraflı olarak kendisinde olduğunu ve aday olup olmayacağı konusunda son kararı ise imalı bir üslupla ve adaylığından emin bir tavırla YSK’nın vereceğini ifade etmiştir. Ne demek istediğini elbette ki seçimlerden önce göreceğiz!.

Artık meclisin devre dışı bırakılacağı ve Cumhurbaşkanı’nın üçüncü kez aday olabilmesi için gerekli olan 360 imzanın da toplanmayacağı kesinleşmiştir.

Görünen odur ki, seçim kararı yasal olarak 14 Mart günü yani seçimlerden 60 gün önce resmi gazete yayınlanarak yürürlüğe girecek ve seçim takvimi işlemeye başlayacaktır.

Recep Tayyip Erdoğan’da hukuk dışı ısrarına devam ederek seçim takviminin başlamasıyla birlikte başta o meşhur diploması olmak üzere gerekli evrakları hazırlayıp belirlenmiş olan günde adaylık başvurusunu yapacaktır..

İşte o günden itibaren ülkede ve tüm dünyada yeni bir tartışma başlayacaktır. Tartışmanın başlığı ise YSK ve alacağı tarihi karar olacaktır..

Bu karar dünya nezdinde Türkiye Cumhuriyeti’nin demokratik bir hukuk devleti olup olmadığının göstergesi olacağı gibi ayrıca bundan böyle ülkemize gösterilmesi gereken itibarın müspet ya da menfi yönde belirleyicisi olacaktır..

Sizlerin tüm dünyayı ayağa kaldıracak böylesi bir dayatmaya ve hukuksuzluğa taviz vermeyeceğinizi umuyorum.

Aksi halde bu millet ve tarih sizleri affetmeyecektir..’

---

İYİ HAFTALAR

remzidilan_48@hotmail.com

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.