"..Kıbrıs’ı yanlış bilenlere tanıtmak istiyorum.

19 Temmuz’u 20 Temmuz’a bağlayan gece Girne’de ŞAFAK NÖBETİ tutulur.

Şafak Nöbeti tutmak onurlu ve kutsal bir görevdir.

Her yıl bu gece, akşam vakti saygı duruşu ve istiklal marşı ile başlar. Şafak vaktine kadar devam eden bir vefa örneğidir. Meşalelerle Yavuz çıkarma plajına doğru topluca yürünür. Denize şehitler anısına çiçekler atılır. Şehit ve Gazilere sevgi, saygı, minnet ve şükran ifadeleri dile getirilir. Dualar okunur, Mehteran gösterisi yapılır. Çekilen acılar, sıkıntılar, hiç yaşamamış olanlara anlatılır. Ellerinde bayrakları ile gelen gençlerin buluşma yeridir. Özgürlük savaşında şehit olan kocasının, babasının, dedesinin, kardeşinin, çocuğunun kaybolan büyüklerinin hatıralarının canlandığı gündür bugün.

Kıbrıs Türk’ünün dayanışması ve mücadele ruhunun canlandırıldığı gündür bugün.

Türkiye ile sağlam bağların pekiştirildiği gündür bugün. Atalarına borcunu ödeme günüdür bugün.

Kıbrıs’ın yerini bilmeden Yavru vatan için, Yavru Vatanda yaşayan soydaşlarımız için canını, kanını veren Anavatandan gelen Mehmetçiğimizin hatırlanma günüdür bugün.

Tüm Dünya’ya Kıbrıs Türk’ünün Türk halkının duruşunu gösterme günüdür bugün.

Bir yiğitlik destanı yazanların günüdür bugün.

Tüm renklerimizle, kocaman yüreğimizle tuttuğumuz nöbettir. “Şafak Nöbeti”

Yaşasın Türk halkının Türkiye ile kopmayacak dayanışması.

Kıbrıs Türk’ü bizi sevmiyor diyen karanlık düşüncelere sahip olanlara cevap olarak andığımız, tuttuğumuz nöbettir “Şafak Nöbeti “

Makarios’un "Beşparmak dağlarından kuşlar bile geçemez” sözünün boş olduğunu gösteren günüdür bugün.."

Kıbrıs Barış Harekatı Gazisi, Bolu Emekli Subaylar Derneği Başkanı Emekli Piyade Kıdemli Binbaşı (E. P. Kd. Bnb.) Ahmet Şerafettin YAMANER yukarıdaki sözlerle vurguluyor 20 Temmuz 1974 Barış Harekatı’nın önemini.

YAMANER, “Ücretsiz olarak basıp dağıttığım üç bin kitabımdan tek ve büyük kazancımın ülkemiz için hayati öneme sahip Kıbrıs’a dikkatleri çekmek olmuştur” diye de ekliyor.

KIBRIS ADASININ ÖYKÜSÜ

Kıbrıs Barış Harekatı Gazisi Ahmet Şerafettin YAMANER, Kıbrıs Adasının geçmişten günümüze kadar olan öyküsünü de özetle şöyle anlatıyor:

"1571 tarihinden önce Donanmamızın, ticaret gemilerimizin Akdeniz’de açılmasını engellemeye çalışan, taciz eden, soyan, yakan Kıbrıs’ın kıyılarında yerleşen Korsanlar dolayısıyla o tarihlerde 'Korsan Adası' olarak ismi geçen Kıbrıs’a 1571 yılında sefer düzenlenmiştir.

Kıbrıs 1571’de 80.000 (seksen bin) şehit verilerek Venediklilerden alınan Vatan parçasıdır.

O tarihlerde zaten Yunanistan Osmanlı toprağı idi. Osmanlıların idaresinde idi. 20 000 (yirmi bin) Askerimiz bu seferde Kıbrıs’ta bırakıldı. Anadolu’dan da her sanat erbabından da aileler yerleştirildi.

Senelerdir adada huzursuzluk çıkaran Rumlar, terör estiren Rumlar, Kıbrıs’ın Yunanistan’a İlhakını (ENOSİS) isteyen Yunanlılar, yapılan anlaşmalara uymayan Rumlar; suçlu gösterilen, işgalci olarak nitelenen ise Türkler olmaktadır.

Yaptığımız girişimler sonucunda 1960 yılında Birleşmiş Milletler kararı ile İngiltere, Türkiye ve Yunanistan’ın garantör devlet olarak bulundukları Londra anlaşması imzalamıştır.

Bu anlaşmaya göre de resmen 650 Mevcutlu bir Türk Alayı (Kıbrıs Türk Kuvvetleri Alayı) karşısında da 950 mevcutlu bir Yunan Kontenjan Alayı yerleştirildi.

Londra anlaşmasına göre iki eşit haklara sahip iki halk olduğu kabul edildi.

Kıbrıs Barış Harekâtından önce Kıbrıs’ta (Benim de görevli bulunduğum Alay) basılan Kıbrıs Liramızı sağ tarafında Türkçe Merkez Bankası, sol tarafında da Rumca Merkez Bankası yazılıdır. Biz maaş olarak bu parayı alıyorduk. Bunu, iki halkın eşitliğini gösteren bir belge olarak belirtmeye çalıştım.

Türk Alayının orada olması, Türk soydaşlarımızın Kıbrıs’ta güvenliği ve arkasında da Türkiye’nin var olduğunu gösteriyordu. Ben de bu alaya altı ay önce üsteğmen olarak, Alayın Ağır Silahlı Bölüğü Tanksavar takım komutanı olarak atanmıştım. Yapılacak bir harekâtta en etkili ve uzun menzilli silah olarak benim toplarım görev yapacaktı.

1960 yılında yapılan Londra anlaşmalarına göre Yunan Alayı ve Kıbrıs Türk Kuvvetleri Alayı kendi cepheleri boyunca Mevzilerini ve irtibat hendeklerini hazırlayacaktı.

HAREKAT HAZIRLIKLARI

15 Temmuz 1974 sabahından itibaren Rum tarafından Makarios’a bağlı birlikler ve Yunanlı subayların komuta ettiği Rum Milli Muhafız Birlikleri arasında silahlı çatışmalar başlamıştı. Karşı taraf dediğimiz Rum sokaklarında da silahlı çatışmaları izliyorduk. Biz de tedirgindik. Ankara ile devamlı irtibat halindeydik.

10.000 (on bin) kişilik Rum Milli Muhafız Ordusunun başında 650 Yunanlı subay Atina’nın arzularına göre hareket ediyordu.

Öldü diye haberler yayılmasına rağmen Makarios ölmemiş, özel birlikleri tarafından kendi doğum yeri olan BAF kasabasına kaçırılmıştı. Makarios İngilizler tarafından BAF’tan helikopterle alınarak MALTA adasına oradan da İngiltere’ye kaçırıldı.

Biz de Yunan tarafında bulunan ilk vurmamız gereken hedefleri bu arada tespit ettik. Harekât emrini bekliyorduk. Bu toplarımı Alayımızın bütün cephesinde ateş edecek şekilde mevzilendirdim. En uzun mevzilli ağır silahlar benim takımım olduğu için emir bekliyordum.

19 Temmuz günü bize yani Türk tarafına 'Biz kendi işimizi hallettik sıra size geldi' haber ve mesajlarını iletiyorlardı.

Alay Harekât ve Eğitim Subayımız tarafından gece saat 24.00‘da harekât emrini aldık.

Karşı tarafın tankları, ağır silahları ve mevcutları bizden kat kat fazla idi. Ancak, onlarda olmayan bizde olan inancımız, Harbi kazanma azmimiz Askeri okullar, Harp okullarında aldığımız Çanakkale ruhu onlarda yoktu. Türk Silahlı Kuvvetlerinin de arkamızda olduğunu biliyorduk.

DENKTAŞ’IN TÜRKİYE’YE GÜVENİ

Mücahit lider rahmetli R. Rauf DENKTAŞ, “Türkiye olmadan cennete bile gitmem” diyerek Türkiye’ye tam güvendiğini Türkiye ve Kıbrıs‘ın ayrılmaz bir bütün olduğunu Türkiye ’siz hiçbir şey yapılamayacağını anlatmak istiyordu. Kıbrıs’ta dört seneye yakın görev yaptım. Harekât öncesi, harekât ve harekât sonrası Kıbrıslı Soydaşlarımızı, Kıbrıslı Türkü çok iyi tanırım.

Kıbrıs Türkü eğitimlidir, zekidir, karakterlidir, çalışkandır. Ana vatanına bağlıdır. Ancak, Türkiye ‘deki gençlerimize olduğu gibi Türkiye ile bağlarını ve atalarının nereye geldiklerini ve çektiklerini anlatmak ve eğitmek bize düşer.

Türkiye’de ve Kıbrıs’ta eğitim seviyesindeki gençlerimize Kıbrıs’ın stratejik ve jeopolitik önemini anlatmamız gerektiğine inanıyorum.

Gazi Mustafa Kemal Atatürk, ‘Muharebe alanlarında savaş alanlarında galip gelebilirsiniz, zaferler kazanabilirsiniz ancak arkamızda eğitimli genç nesil olmadıkça bu zaferler kalıcı değildir’ sözü ile gençliğin eğitimine verilen önemi büyük lider olarak çok güzel özetlemiş.

Ben de Kıbrıs’ı ve Kıbrıslı soydaşlarımızı çok iyi tanımam nedeni ile Valiliğe sunduğum ‘1974 öncesi ve sonrası Kıbrıs’ projemin kabulü sonrası Milli Eğitim Müdürlüğü ile koordineli olarak 14 lise ‘de bu konuları zevkle ve heyecanla anlattım.

KIBRIS’IN ÖNEMİ ÖĞRENCİLERE ANLATILMALI

Güney Kıbrıs Rum kesiminde; (kitabımda da belirttiğim gibi) Müfredat Programlarında sınıf sınıf Türk düşmanlığı işlenmektedir.

Ben Rum ve Yunanistan düşmanlığı değil, Kıbrıs’ın önemini müfredat programlarında yeterli zaman ve imkân verilerek anlatılmasını istiyorum.

‘’1974 öncesi ve sonrası Kıbrıs’’ konulu kitabımı ve mektuplarımı Cumhurbaşkanımıza, Milli Eğitim Bakanı Prof. Yusuf Ziya Selçuk’a, Cumhurbaşkanlığı Sosyal Politikalar Kurulu Başkanlığına, Genel Kurmay İstihbarat Dairesi Başkanlığına, Kıbrıs’la ilgili tüm kuruluş ve liderlerine Kıbrıs Cumhurbaşkanı Ersin Tatar ve danışmanlarına bu kitap ve mektuplarımı ilettim ve ücretsiz olarak verdim.

Şu an da Kıbrıs’ın önemi kendiliğinden ortaya çıkmış durumdadır. 1974 Kıbrıs Barış Harekâtında 15 yaşında olan çocuk şu anda 63 yaşındadır.

Kıbrıs ve önemini 63 yaş üzerinde olan her vatandaş bilir. Genç neslimizin eğitimi ve yetişmesi çok ama çok önemlidir.

Milli Eğitim Camiamıza büyük görev düşmektedir.

Kıbrıs’ın Yunan adası olması Anadolu’nun kuşatılması demektir. Kıbrıs Türkiye’nin sıcak karnıdır. Ege’de durum ortadadır.."

Bu vesileyle, Kıbrıs Barış Harekatını gerçekleştiren dönemin hükümetinde, TBMM’de, Genelkurmayda görev alanları, (Başta Başbakan Bülent Ecevit ve Başbakan Yardımcısı Necmettin Erbakan olmak üzere), Kıbrıs şehitlerimizi minnetle anıyor, halen hayatta olan gazilerimize şükranlarımı sunuyorum.

---

İYİ HAFTALAR

remzidilan_48@hotmail.com

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.