İstanbul’daki yerel seçim sonuçlarına AKP ve MHP’nin itirazlarının Yüksek Seçim Kurulu’nca karara bağlanacağı bir haftayı yaşıyoruz.

Hayat pahalılığının hüküm sürdüğü ekonomik gidişatla ramazan ayına girilirken, artan işsizlik ve Kıdem Tazminatı Fonu tartışmalarının öne çıktığı bir gündemle 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü’nü kutluyoruz.

***

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın seçimin ardından sözünü ettiği ‘Kızgın demiri soğutma ve Türkiye İttifakını gerçekleştirme’ projesinin Devlet Bahçeli ve AKP içindeki ‘Penguen Grubu’ tarafından baltalandığı öne sürülüyor.

Bahçeli, Ankara’nın Çubuk ilçesinde linç edilmek istenen CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nu, Siz, yüzde 9 oy aldığınız yere, Mehmetçiğin cenaze namazına katılmak için gitmeyi düşünüyorsunuz. Orada karşılaşacağınız bir olayı neyle izah edeceksinizdiye eleştirmesi Erdoğan’a da ağız değiştirtti.

Erdoğan, Kızılcahamam’da yapılan, yönetici olanlar dışındaki hiçbir milletvekilinin davet edilmediği ‘yerel seçim değerlendirme toplantısı’nda şöyle diyordu:

CHP zihniyeti hep yaptığı gibi geçen hafta şehit cenazesinde yaşanan hadiseyi çığrından çıkarmaya çalıştı. İşi şehit yakınlarına, milletimize ve çalışma arkadaşlarımıza hakarete vardırdılar. Seçim sürecinde kendini PKK güdümünden kurtaramamış işbirliği yapmış olanların atması gereken adımlara daha dikkat etmeleri gerekiyor. Bu şehit senin işbirliği yaptığın PKK'nın canavarlarının alçaklarının siyasi görüntüsü olan HDP ile işbirliği yapmışsın. Bunu söylemeyelim mi yutalım mı? Sen onlarla işbirliği içinde olacaksın sonra şehit cenazesine gideceksin. Sen onları hiç düşünmüyor musun? Acaba onlar nasıl karşılayacak. Sen siyasi istismar için oraya gidiyorsun, şehit cenazesi için değil.”

Söylemler böyle olunca, AKP Grubunun, 23 Nisan Özel Birleşimi başlamadan önce TBMM Genel Kurulu’na giren Kılıçdaroğlu’nu (geçmiş olsun anlamında) alkışlamasına karşın, Çubuk’taki olaylar konusunda CHP’nin verdiği Araştırma Önergesini desteklemesi beklenemezdi.

Oysa CHP’nin savcılığa teslim ettiği, sonra da basına dağıttığı 6 dakikalık yeni video görüntülerinde, Çubuk’ta yaşanan linç girişimindeki taşlar, demir sopalar ve tekmeler açık bir şekilde görülüyor, Kılıçdaroğlu’nun ölümden döndüğü net olarak anlaşılıyordu.

***

Gelelim Türkiye İttifakı’nın ayrıntılarına. Peki nelerdir “Türkiye İttifakı”nın parametreleri? Şimdi ona bakalım:

1-KURTULUŞ VE KURULUŞ: Cumhuriyet’imizi ve kurucu liderimiz Atatürk’ü, ülke ve milli değerlerimiz olarak sahiplenmeyi güçlendirmek.

2- VATANIN VE MİLLETİN BİRLİĞİ: Türkiye’nin; coğrafi ve siyasi bütünlüğünü ve birliğini koruma ve güçlendirme mücadelesini tavizsiz sürdürmek.

3- GÜÇLÜ DEMOKRATİK DEVLET: Devleti demokratik yoldan ve demokratik devlet olarak güçlendirmeye devam etmek.

4- YURTSEVER DEMOKRASİ VE DEĞERLERİMİZ: Demokrasimizi, hak ve özgürlükler alanımızı yurtseverlik esasına dayalı geliştirmek.

5- TERÖR VE ŞİDDET SİYASETİYLE MÜCADELE: Türkiye ve insanlık için şiddet siyasetiyle, terörle ve terör örgütleriyle kesintisiz ve kararlı mücadele içinde olmak.

6- ULUSLARARASI TOPLUMDA EŞİTLİK: Uluslararası ilişkilerde eşit seviyeyi ve eşit haklı bir pozisyonu sürekli kılmak.

7- EMPERYALİZME ve FAŞİZME KARŞI OLMAK: Yeni tipte emperyalist saldırılara ve küresel faşizm oluşturma çabalarına karşı demokratik dünya toplumuyla birlikte mücadele etmek.

8- ÜLKE LİDERLİĞİ: Türkiye’nin siyasal icrasının merkezi olan Cumhurbaşkanlığını ülke liderliği olarak kabul etmek ve konumlandırmak. Cumhurbaşkanının hükümet etme görevinin yanı sıra devletin başı olma ve devleti temsil etme ödevi kapsamında ülke liderliği olarak yürüttüğü faaliyetleri desteklemek ve güçlendirmek.

CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu ise, buna karşılık, ülkenin içinde bulunduğu gerçeği, 23 Nisan’da TBMM Genel Kurulu’nda yaptığı konuşmada, 6 madde hâlinde şöyle sıralıyordu:

Bir: Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin yetkileri kısıtlanmış, denge ve denetleme mekanizmaları yok edilmiş, denetimsiz bir yürütme organı yani iktidar yaratılmıştır.

İki: Cumhurbaşkanı, kararnameler yoluyla Meclisin yasama yetkisine fiilen ortak olmuştur.

Üç: Yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığı fiilen sona ermiştir.

Dört: Partili Cumhurbaşkanı, devleti ve milleti temsil etmek yerine, belli bir siyasi görüşün temsilcisi hâline gelmiştir. Bu da denge unsuru olması gereken Cumhurbaşkanlığı makamının denge unsuru olmaktan çıkmasına yol açmıştır.

Beş: Tek kişiye Parlamentoyu fesih yetkisi verilmiş, milletin Meclisinin geleceği bir kişinin iki dudağının arasından çıkacak sözcüğe bırakılmıştır.

Altı: Meclisin bütçe hakkı ve yetkisi fiilen alınmıştır.

Kılıçdaroğlu, konuşmasının devamında ise, “Hepimizin ortak talebi çağdaş, demokratik bir hukuk düzenini inşa etmektir. Bunun yolu, darbe hukukundan arınmış, hepimizin kitapçığı elimize aldığımızda "Bu benim anayasamdır." diyebileceği bir anayasayı uzlaşma kültürü içinde tartışarak kabul etmemizdir” diyordu.

***

Bir yandan Türkiye İttifakı’nın çıkmazları bu şekilde gözler önüne serilirken, diğer yandan siyasetteki senaryolar ise birbiri ardına şöyle sıralanıyordu:

Erdoğan Cumhur İttifakından kurtulmak istiyormuş, ekonomiyi CHP’ye vererek onun aracılığıyla IMF’ye gidilmesini sağlayacakmış, CHP olası bir koalisyon için Milli Eğitim Bakanlığı’nı istiyormuş, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi törpülenip sistem yumuşatılacakmış, Devlet Bahçeli açıklama yaparak Cumhur İttifakı’na son verecekmiş, AKP’nin içinde yerel seçim sonuçları nedeniyle büyük rahatsızlık varmış, AKP dışında yeni bir parti kurma faaliyetleri hız kazanmış vesaire vesaire.

***

Peki, bu karmaşık, karmakarışık siyasi ve ekonomik tabloyla Türkiye nasıl düze çıkacak? Kanımca ilk adım YSK’nın itirazları reddedip 31 Mart Yerel Seçimi’nin resmi kesin sonuçlarını açıklaması.

Böylece, Erdoğan’ın (seçim gecesi ve sonrasındaki konuşmalarında kabullendiği) İstanbul’da seçimi CHP’nin kazandığı gerçeğini AKP teşkilatı da benimseyecek ve baharın ucu görünecek. Ardından nefret diline son verilmesi. Eğer Bahçeli kenarda dinlenmeye alınırsa, ipin ucunun yakalanarak sorunlar yumağının çözülmeye başlanacağını umanlardanım..

---

İYİ HAFTALAR

remzidilan_48@hotmail.com

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.