Bugün benim doğum günüm
Hem sarhoşum hem yastayım
Bir bar taburesi üstünde
Babamın öldüğü yaştayım
Bugün benim doğum günüm
Kelimeler büyüyor ağzımda
Bildiğim tüm hayatlar
Paramparça, paramparça..
Geride bıraktığım yıllar bir film şeridi gibi zihnimden akıp geçiyor.
Babam öldükten sonra yetim kalan (biri kız) 6 kardeş. En büyüğü 14 yaşında, en küçüğü bir yaşına bile basmamış (11 aylık). Ben ise 9 yaşındayım, ailenin üçüncü büyük evladı. Ve bize aynı zamanda babalık da yapan anacığımız.
Düşe kalka büyüdük, okuduk, meslek sahibi olduk, çocuklarımızı, torunlarımızı sevme mutluluğuna eriştik.
(Altı yıl yatılı) Van Alparslan Öğretmen Okulunu bitirdim, Bursa (İznik/ Müşküle Köyü), Çorum (Alaca/ Çelebibağ Köyü) ve Ankara (Kızılcahamam/ Çırpan Köyünde) ilkokul öğretmeni olarak görev yaparken, bir yandan da yükseköğretim sınavlarına hazırlanıyordum.
YASAK ÖZEL DEĞİL GENEL
Tayyip bey diyor ki, “1973’te İmam Hatip Mezunlarını üniversitelere almıyorlardı, gidip Ticaret Lisesini dışardan bitirdim, İktisat Fakültesi’ne öyle girebildim.”
Bu açıklama tamamen değil, kısmen doğru. İşin aslı şöyle:
‘O yıllarda sadece imam hatipliler değil tüm meslek okulu mezunları üniversite sınavında istedikleri fakülteyi tercih edemiyordu. Örneğin, Öğretmen Okulu mezunuysa sadece Yüksek Öğretmen Okulu veya Eğitim Enstitüsünü, İmam Hatip Lisesi Mezunu ise İlahiyat Fakültesi veya Yüksek İslam Enstitüsüne tercih yapabiliyordu.’
Nitekim ben de, istediğim fakülteye girebilmek için 1974 yılında, fark derslerini vererek Bitlis Lisesi’nden mezun oldum ve tazelenen bilgilerimle aynı yıl girdiğim üniversite sınavında (4 yıllık) AİTİA Basın Yayın ve Halkla İlişkiler Yüksek Okulu’nu (gece öğretimini) kazandım (şimdiki adı: Gazi Üniversitesi İletişim Fakültesi)
GAZETECİLİĞE HEMEN BAŞLADIM
Okul öğretimi gece olunca gündüz gazetecilik yapmanın yolarını aradım. Şu an Gazeteciler Cemiyeti Yönetim Kurulu Üyesi olan Spor Yazarı Güray Soysal, aracılığıyla, Ankara’nın Babıali’si sayılan Ulus Rüzgârlı Sokak’taki günlük Olay Gazetesi’nde işe başladım. Genel Yayın Yönetmenim merhum Taner Atilla ve tecrübeli olan iş arkadaşım İsmet Yıldırım’ın mesleği öğrenmemdeki katkılarını unutamam.
Elimde kocaman teyp Başbakanlığa, Cumhurbaşkanlığına, belediye otobüsüyle ya da yürüyerek gidiyorum.
DEMİREL’E YUMRUK
Tarih 13 Mayıs 1975. Bakanlar Kurulu toplantı halinde. Biz gazeteciler binanın içinde, toplantının yapıldığı salonun kapısının açıldığı koridorda bekliyoruz. Bu nedenle koridor çok kalabalık. Toplantı bitti, Süleyman Demirel koridora çıktı etrafını çevirdik, konuşmaya başlamıştı ki, gazetecilerin arasından sıyrılan uzun boylu bir kişi Başbakana yumruk attı. Başta Anadolu Ajansı Foto Muhabiri merhum Kayhan Vandemir olmak üzere, gazeteciler saldırganın üzerine çullandı. Burun kemiği kırılan Demirel, tedavisi için makam odasına götürülürken, koruma polisleri 34 yaşındaki saldırgan Vural Önsel’i yakalayarak karakola teslim etti. Yargılanan saldırgan bir buçuk yıl hapis cezasına çarptırıldı.
FATİH ALTAYLI VE GÜNEŞ’TE GREV
Yıl 1991, Mayıs ayının son günleri. Kıbrıslı iş adamı Asil Nadir’in Londra’da tutuklanması üzerine, sahibi olduğu Güneş Gazetesi’nin başına geçen, yakın adamı Ö. Erdal Yılmaz, ilk iş olarak gazeteyi, kendisinin kurduğu şirkete geçirdi.
Çalışanlara 3 ay maaş, 3 ikramiye ve 3 toplu sözleşme farkı ödenmeyince Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS), Güneş Gazetesi’nde, muhasebe birimlerinin önünde kuyruk oluşturup çalışmama kararı aldı. Merkez İstanbul ile Ankara, İzmir ve Adana Bürolarında eylem başlatıldı. İstanbul Merkez aynı gün öğleden sonra eyleme son verdi. Gazetenin yaşaması ve maddi krizin aşılması gerekçesiyle eylemin sonlandırılması kararının alınmasında önemli rol oynayanlar arasında Merdan Yanardağ ve Fatih Altaylı da vardı. Diğer üç ildeki çalışanlar eylemi günlerce sürdürdü.
Gazete yönetimi önce İzmir Bürosu’ndan 47 kişinin işine, ihbarsız ve tazminatsız olarak son verdi. Bunu Adana’dakiler izledi.
Ardından, Spor Servisi çalışanı olan Fatih Altaylı, patron tarafından Ankara’ya gönderildi. Ankara Temsilcisi Nurcan Akat’ın görevine son verme yazısını tebliğ eden ve bu makama atanan Fatih, 62 kişinin işine ihbarsız ve tazminatsız son verme yazılarını dağıttı.
Adana ve Ankara’da işten atılanlar, açtıkları davaları yaklaşık 2 yıl sonra kazanarak alacaklarını tahsil etti. İzmir’dekilerin davaları uzadı.
Güneş Gazetesi’nin İstanbul Merkezi’nde eylemi kırarak çalışmaya devam edenler ise, yılsonuna doğru, bir gece yarısı, gazetenin yayınına son verildiğini (yani kapatıldığını) televizyon haberlerinden öğrendi.
Meslek anılarımı yazmaya yeri geldikçe devam edeceğim.
----
İYİ HAFTALAR
remzidilan_48@hotmail.com






Sağlık ve mutluluk dolu uzun ömürler dilerim. Değerli Üstadım, doğum gününüz kutlu olsun.