Yaradan "oku" demiş.

Hem de "seni Yaradan’ın adıyla oku" demiş.

Okuyacağız ki bileceğiz.

Okumadan nasıl bileceğiz.

Allah’ın ilk emrine uyan Müslümanların sayısına bir bakın bakalım.

% 99 Müslüman olduğunu söyleyen bu toplumda,

Zina artmışsa,

Kumar artmışsa,

Zimmet, rüşvet artmışsa,

İltimas adam kayırma artmışsa,

Kadın cinayetleri ve çocuklara taciz artmışsa,

Beyt-ül maldan hırka çalmalar artmışsa,

Bu toplum aynı zamanda okuduğunu söylüyor ise bu işte bir çelişki var.

Zira, Allah’ın emrine uyan bir toplumda bu kadar uyumsuzluğun olması mümkün değil..

Önce “Oku” diyen Yaradan, daha sonra "kendini bil" diyor.

"Bir kan pıhtısından yaratıldın" diyor.

Daha sonra da “Nankörlük etme, kibirlenme, taşkınlık yapma" diyor.

İşte bu nokta insanların “Ebu Cehilleştiği" noktadır.

Onun içindir ki Yunus Emre :

“İlim ilim bilmektir

İlim kendin bilmektir

Sen kendini bilmezsen

Bu nice okumaktır” der.

Etrafımıza baktığımız zaman bu tür insanların çok olduğunu görüyoruz.

Ben biliyorum senin aklına ihtiyacım yok,

Aklını kendine sakla,

Çok biliyorsan yap o zaman, türünden sözler hemen hemen hepimizin dilinde.

İşte bu kendini beğenme ve başkalarını hor görme tavrı, yegâne kudret ve kuvvet sahibi, kâinattaki her şeyin tek mâliki olan Allah Teâlâ’yı gazaplandırır.

“Kibirlenip de insanlardan yüz çevirme ve yeryüzünde böbürlenerek yürüme! Zira Allah, kendini beğenmiş övünüp duran kimseleri asla sevmez.”  (Lokman sûresi.18) ayeti ile insanları uyarıyor.

Okumamak bir marifetsizliktir.

Ama çok okumak da bir marifet değil.

Asıl marifet hakkını vererek okumaktır.

Hz. Ali (R.A) ;

“İnsanlar çok kitap okumayı medeniyet ve çokbilmişlik sayıyorlar. Kişinin kendini beğenmesi, aklının zayıf olduğuna dalalet eder" buyuruyor.

İşte bu çokbilmişliğe, kendini beğenmişliğe işin uzmanları bir hastalık diyor.

Narsizm!..

*Üstünlük duygusu, beğenilme gereksinmesi ve empati yapamamanın olduğu sürekli bir görüntü,

*Kendinin çok önemli olduğu duygusunu taşıma,

*Başarılarını ve yeteneklerini abartma, yeterli başarı göstermeksizin üstün biri olarak tanınmayı bekleme,

*Sınırsız başarı, güç, zekâ, güzellik ve kusursuz sevgi düşleri üzerine kafa yorma,

*Özel ve eşi bulunmaz biri olduğuna ve ancak başka özel ya da üstün kişilerin, toplulukların, kurumların kendisini anlayacağına ve onlarla arkadaşlık edebileceğine inanma,

*Çok beğenilme isteği,

*Her şeye hak kazandığı duygusu,

*İlişkileri çıkarları için kullanma,

*Başkalarının duygu ve isteklerini anlama konusunda isteksizlik,

*Başkalarını kıskanma ve kendinin kıskanıldığına inanma...

Bu insanları Hz. Mevlana’nın sözleriyle bir kez daha uyaralım;

İşini beğen, aşını beğen, eşini beğen ama kendini beğenme..

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
Avatar
Kemalettin Çetiner 2 yıl önce

Bilgiendirme için Allah razı olsun.Selam,dua ve sevgiler