Birey olmak doğumdan itibaren başlar. Bazı kavramlarla bezenerek gelişir, sosyal hayatın birer parçası olmakla da devam eder. Arkadaşlık da bu süreçte gelişen bir olgudur. İlkokul arkadaşlığı, çocukluk arkadaşlığı, lise, üniversite, iş arkadaşlığı falan derken, ilerleyen yıllarda da kopulmadığı takdirde sürer gider..

Arkadaşlık, tabii ki doğru seçimlerle kutsal bir kazanımdır.

İsabetliyse kimi arkadaşlık kalıcı dostluğa dönüşür, kimileri de zaman içinde tükenir gider.

En güzel olanı da çocukluktan kalma arkadaşlıklar olsa gerek. Kavramlar üzerinde fazla fikir yürütme becerisi gelişmemiş, hep iyimser yanıyla gözlemlenen o saf, iyi niyetli, çocukluk arkadaşlığı..

Sonradan edinilen, emek ve zaman harcanmamış arkadaşlıklar da hele ki, çıkara dayalı ise sabun köpüğü gibi söner giderler.

İyi günde, kötü günde moraldir dostane arkadaşlıklar.

Yeri geldiğinde maddi, en çok da manevi destektir arkadaşlar birbirine.

Çocukluktan edinilmiş ve günümüze dek süre gelen arkadaşlar bir araya geldiğinde bir sürü sohbet konusu da bulacaktır.

- Hatırlıyor musun, o çocukluk okul günlerimizi, komşu Ayşe teyzemizi, Ali amcamızı.

- Evet, hatırlıyor musun, Fatma teyzenin bahçesinden kopardığımız kaysıları.

- Hatırladın mı, Mustafa amca ile sokaktaki kedileri duvarın diplerine doğradığımız ekmek parçalarını.

- Hiç unutmam, kış aylarında akşamları kapı önünde bütün komşu çocukları kartopu oynadığımız günleri.

- Unutur muyum hiç top oynayıp, ip atladığımız o güzelim günleri.

Diye diye daha bir çok çocukluktan birikmiş o mutlu ve neşe dolu anıları yad etmek.. Ne kadar da güzeldir, ne kadar da duyguludur bu tür sohbetler. Çünkü içinde menfaat yoktur, yanlış anlama yoktur, kötü niyet yoktur; naiftir, temizdir o yaşanmışlıklar. Kimsenin kimseyle nispetleşmediği, gösterişten uzak, o sade arkadaşlıklar.

Oyun molalarında koşa koşa eve gidip ekmek arası öğünle koşa koşa oyuna dönüldüğü, “anne arkadaşıma da bir şeyler koy” deyip 2 - 3 arkadaşı da evlerinin kapısına götürdüğü, kanaatkâr çocukluk yılları.

Çıkara dayalı olmayan ve anı güzel geçirip, zamanı güzel paylaşmaktan ibaret değil midir o çocukluk arkadaşlığı.

Benim de görüştüğüm birçok çocukluk arkadaşlarım var ve iyi ki varlar.

Tabii ki arkadaşlarım sadece çocukluktan kalanlarla sınırlı değil. Okul arkadaşlarım, mesai arkadaşlarım, sosyal hayattaki diğer arkadaşlarım. Ve onları çok seviyorum, iyi ki varlar ve hep de olsunlar.

Şimdiki arkadaşlıkların çoğu çıkara dayalı olsa da; bunun altında, toplumun artık robotlaşmış insan yığını haline gelmesi var sanıyorum.. Oysa günlük hayatın zorunluluklarından birbirine fazla zaman ayıramasa da insanlarımız, asla tükenmeyecek güzel bir kazançtır, ruh güzelliği, gönül zenginliğidir arkadaşlık..

Çevremizde sevdiğimiz, sevildiğimiz gerçek arkadaş, dostların bol olduğu zamanlara.. 

Sevgiyle kalın..

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.