Devletin bütün kurumları,

Ve Devletin başında duran bakanlar,

Bütün hızıyla Cumhurbaşkanının seçiminde taraf olarak görev yapmışlardır.

Bakanlar görevlerinden istifa etmeyerek adeta seçimi yönetmişlerdir.

Bütün veri girişleri,

Bütün emniyet tedbirlerini kendileri açılarından almışlardır.

Seçimin bilinmeyenleri çok fazla.

Akıllara takılanları kendi kendimize bir soralım bakalım.

YSK’nın açıkladığı seçmen sayısı normal mi?

14 Mayıs Cumhurbaşkanlığı seçiminde yurtiçi ve yurtdışı seçmen sayısı 64.113.941 olarak açıklandı.

Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi (ADNKS) sonuçlarına göre 2022 yılsonu itibarıyla, Türkiye nüfusu 85 milyon 279 bin 553 kişi iken bunun 22 milyon 578 bin 378'ini çocuklar oluşturdu.

Şimdi nüfus sayısından çocukları çıkardığımızda seçmen sayısını bulmuş olmalıyız.

Nüfus 85.279.553 - çocuk sayısı 22.578.378 = Seçmen sayısı 62.701.175.

Oysaki YSK bunu 64.113.941 olarak açıkladı.

Nüfusa göre belirlenen seçmen sayısı ile YSK’nın seçmen sayısı arasında 1.412.766 fark bulunmaktadır.

3 ay içinde nüfus bu kadar artmış olamaz.

O zaman bu sayı Türk Vatandaşı yapılan Suriyeliler mi?

Ayrıca bunun bir de yurt dışı ayağı var.

Örneğin

Bir önceki Cumhurbaşkanlığı seçiminde Katar’da Erdoğan’ın aldığı oy tek başına % 29 iken 14 Mayıs seçimlerinde Erdoğan’ın oyun % 62 olmuş. Buralara Kanal İstanbul’un reklam edilişiyle birlikte verilen vatandaşlıkların etkisi mi var ?

Zira Erdoğan’ın “Yurt dışından gelecek oylarla yüzde elliyi aşar mıyız” sözü bu nedenle önem kazanıyor.

Bu sonuçlara bağlı olarak yurtdışında Arap ülkelerine ne kadar vatandaşlık verildi ve bunların kullandıkları oyu nasıl tespit edeceksiniz.

İkinci olarak;

Seçimde ilk göze çarpanlar,

Anadolu Ajansı,

YSK,

Emniyet güçleri.

Bu kurum ve kuruluşlar seçimlerin manipüle edilmesinde rol oynadılar mı?

2021 yılı performans raporuna göre Emniyet Genel Müdürlüğünde 328 bin 719 personel görev yapmaktadır. Bunların 259.714 kişi Polis Memuru olarak görev yapmaktadır.

Her polisin görev kartı var. Ve bunlar sürekli görev yerlerini değiştirerek akşama kadar en az 3 sandıkta oy kullansa bunu nasıl tespit edersiniz. Bu haliyle fazladan 750 bin oy eder.

İşte bakanların fonksiyonları burada ortaya çıkmaktadır.

İçişleri bakanının seçim başlamadan önce bu seçimleri “Demokrasiye karşı yapılan darbe” olarak nitelerken, seçimden sonra da “Halkın tercihi” olarak yorumlaması manidardır. Kendilerine karşı söylenecek her söylemi durduruyorlar. Ama kendileri karşı tarafa her söylemi ve eylemi kullanabiliyorlar.

Muhalefet her şeyden önce bu manipülasyon kaynaklarını iyi belirleyip ortaya koymalıdır.

Eğer bunu yapamazsa işte o zaman “Atı alan Üsküdar’ı geçer”..

Üçüncü olarak da algı operasyonlarını görüyoruz.

Din elden gider,

Vatan elden gider…

Ne dinin, ne de vatanın elden gideceği durum var.

Gidecek olan iki şey var.

Bedavadan yaşamaya alışmış olanların elindeki imkânlar gider.

Bir de zulüm edenin yanında durup haksızlığa göz yumanların imanları gider.

Zira Yaradan dine, rızka ve hayata kefil.

Sadece insanların imanına kefil değil.

İman kişinin aklıyla muhafaza edilmektedir.

Kişi aklını kullanarak belaların üstesinden gelebilmektedir.

Bu nedenle kişi bu algılara değil öncelikle kendi aklına önem verecektir.

Ya bu kadar olumsuzlukları yaşatan insanlarla bir olup viran olacak,

Ya da aydınlık bir geleceğe göz kırpacak.

Kimse kendinde keramet aramasın.

Bu seçimin sonucu İlahi davanın bir takdiri olacaktır.

Seçimin ikinci tura kalması seçmenin bir daha iyi düşünmesi için oluşmuş bir nedendir.

Şairin dediği gibi;

“Mevlâ Görelim Neyler, Neylerse Güzel Eyler”

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.