150

Sene 1992… Ankara Numune Hastanesi Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon bölümünde tanıdım onu.

O 14 yaşındaydı, bense 19…

Her şeyden önce -onu tanımlayan şey olduğunu düşünmesem de- mücadele ettiği şeyleri ifade etme adına fiziksel durumunu da söylemem gerek kendisini anlatmaya çalışırken…

Cerebral Palsy ile yaşayan milyonlardan biriydi Ertan...

İstemsiz hareketleri öyle fazlaydı ki tekerlekli sandalyesine sabitlenmesi gerekiyordu. Heyecanlanınca hiç kullanamadığı el ve ayaklarının istemsiz hareketleri daha da artardı.

Sıkı bir Galatasaraylı idi Ertan…

Tarih, 4 Kasım 1992… Yer, Ankara Numune Hastanesi Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Bölümü… Galatasaray UEFA kupası 2.tur 2.maçında E.Frankfurt ile oynuyor. İlk maç 0-0… Kazanırsa tur atlayacak. Bizim odada toplaşıp hep birlikte seyretmiştik o maçı… Galatasaray maçı kazanıp turu geçti ama maç boyunca Ertan’ın istemsiz hareketleri heyecandan öyle artmıştı ki tekerlekli sandalyesinin ayak koyma kısmı kırılıvermişti 90 dakika bitmeden.

Konuşma terapistimiz Yasemin Hanım, ona şarkı bile atfetmişti Sertab Erener’den:

“Şşşt, şşt sakin ol; sinirlerine hâkim ol.”

Ama ne mümkün! Kendisine muhalif bir bedende istemediği şekilde sürekli hareket halindeydi Ertan…

Şakacı bir tarafı vardı Ertan’ın…

Rehabilitasyon Merkezi türlü acıları içinde barındıran, gözyaşıyla umudu birlikte taşıyan bir yer olmasına karşın onun bedeni kadar yerinde duramayan karakterini ortaya koymasına engel değildi.

Birçok şey gibi…

Çevresindekileri organize eder, oda ve fizyoterapi arkadaşlarına türlü şakalar yapar, insanları ortamın zaman zaman koyulaşan atmosferinden bir ölçü de olsa çıkartırdı.

Bedenine sığmayan bir ruhu, annesinin daha iyi anlayabildiği bir konuşması vardı Ertan’ın…

Sınıf öğretmeni Memnune Teyze, oğluna verdiği değer ve onun da bir hayatı olması gerekliliği bilinciyle son ana kadar onun eli, ayağı ve hatta yer yer dili oldu.

Bir elinin birkaç parmağını kullanabiliyordu Ertan…

Tuşlu cep telefonuyla yazıp annesine göndermek suretiyle “Ben de Varım (2006)” ve “Ölüme Çalım (2009)” adlı 223 ve 312 sayfalık iki romana imza attı.

Okulların fiziksel şartlarının ilkokuldan sonra onları zorlayacağını görerek akademik kariyerine biraz geç ve dışarıdan okuyarak başlasa da hızla tırmandı basamakları… 2020 yılında bitirdiği Bilgi Üniversitesi Sinema TV Bölümü onun üretkenliğine bir başka kapı daha açmıştı. Yazıp yönettiği kısa filmleriyle festivallere katıldı, uluslararası ödüller aldı Ertan…

Umut (2016), Doğum Günün Kutlu Olsun (2019), Parkta Sıradan Bir Gün (2021), Yabancı (2021)…

Filmleri, onun sinema dünyasındaki ilk adımlarıydı.

Hep diyorum ya, el kadar İrlanda Cerebral Palsy ile yaşayan, yazar ve ressam olarak tanınan Christy Brown gibi bir değeri sonradan Oscar da alan “Sol Ayağım-My Left Foot” filmiyle tanıtmış, filme konu olan ve devamı niteliğindeki iki romanını dünya çapında okurlara sunmuş. Bizdeyse, ondan daha fazlasını yapmış ve yapma potansiyeli olan nice insanımız varlık mücadelesi veriyor.

Türlü yollarla haykırdığımız çokça gerçek var.

Var ama…

İşte bu amadan sonrası zihinlerde örülmüş anca delik açıp mutlu olduğumuz, oldukça kalın bir duvar!

Emre Ertan Doğan, bedenine sığmayan ruhunu 31 Ağustos 2025 Pazar günü teslim ederek göçüp gitti bu dünyadan…

Onu taşıyamayan bedeniyle, anlaması ve değer vermesi zor toplumla yaptığı mücadele bittiğinde 47 yaşındaydı.

Geriye hoş bir seda ve birçok eser bıraktı Ertan…

Ruhun şad olsun kardeşim!

Haftanın Notu:

Hayat, tecrübe ettikleriniz ve ürettikleriniz kadardır enikonu… Ne eksik ne de fazla… “Carpe Diem- Anı Yaşa”, bir film repliğinden çok daha fazlasıdır bu anlamda... Carpe diem demişken, “Ölü Ozanlar Derneği-Dead Poets Society” kült bir filmdir, tavsiye ederim değerli okurum.

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
Avatar
Ali Kaybal 3 ay önce

Başarıyı engeller de alıkoyamıyor. Geride unutulmaz bir anı ve isim bırakarak gidiyor. Ruhu şad olsun Ertan'ın.

Misafir Avatar
Alper Şirvan 3 ay önce @Ali Kaybal

Aynen öyle hocam... Amin inşallah...

Beğenmedim! (0)
150