7 Kasım 1991 tarihinde Bakü'de Kazakistan, Azerbaycan, Türkmenistan, Rusya ve Ermenistan eş başkanları toplantısı gerçekleştirildi. Görüşmenin amacı, Karabağ savaşına neden olan ve Karabağ bölgesinde hangi milletin zulme uğradığını araştırmak ve gerçeği ortaya çıkarmaktı. Bu nedenle eş başkanlar, olayın nedenlerini kendi gözleriyle görmek ve incelemek için Karabağ’ın Hankendi şehrine gitmek üzere bir "ortak heyet" oluşturmayı kararlaştırdılar.

https://www.bursaarena.com.tr/images/upload/e1_2.jpg

18 Kasım 1991 tarihinde SSCB başkanı Mihail Gorbaçov'un yardımcısı Kremlin'den Bakü’deki Azerbaycanlı devlet yetkililerini aradı ve "gerçekleştirilmesi planlanan bir sonraki Güvenlik Konseyi'nin toplantısının Dağlık Karabağ'da yapılmasını ve toplantıya bölgede toprak iddiasında bulunan Ermeni yöneticilerinin ve Rusya devlet temsilcilerinin katılmasını" talep etti.

Bu telefon görüşmesinin ardından başkent Bakü'de bir liste hazırlandı. Listenin başında Viktor Polyanichko olması gerekmekteydi. Çünkü temsilcilerin sadece, yetkili ülkelerin bakanlıkları ve Güvenlik Konseyi temsilcilerinden oluşması ön koşuldu. Viktor Polyanichko de Azerbaycan Komünist partisinin ikinci başkanıydı.

Bölge Komutanı Nikolay Jinkin’in Yardımcısı Albay Vladimir Kushnarikin tarafından 18 Kasım 1999 günü Bakü yetkilileri ile istişare edilerek hazırlanan listede aşağıdaki isimler kararlaştırıldı:

* "Ashanak" kollektif çiftliği Hayvancılık Birliği Başkanı Emil Balayan,

* Albay Vladimir Kushnarikin,

* Uluslararası Ermeni diasporası (esas olarak Fransa ve Kaliforniya Ermeni kiliseleri) Dağlık Karabağ'da finanse edilen "Krunk" örgütünün ideologlarından Oleg Yeseyan,

* "Yevkrapa" cemiyetinin mali meseleleriyle ilgilenen ve Lübnan Ermeni diasporası iletişim başkanı Leonard Petrosyan,

* Askeri Subay Tatavis Bagramyan,

* Azerbaycan Halk Cephesi'nden Ağdam, Hocavend, Fuzuli, Cebrayil, Hocalı, Askeran bölgesi şubelerinin liderleri ve Bakü'deki temsilcileri

https://www.bursaarena.com.tr/images/upload/e2_4.jpg

Toplantı video ile kaydedilecek ve cumhuriyet televizyonunun "Günün Ekranı" isimli haber programında yayımlanacaktı. Muhtelif dayatma ve değişiklikleri takiben, nihayet son defa derlenen listenin başında Azerbaycan Cumhuriyetinin 1. Devlet Sekreteri Tofig Ismayilov görülmekteydi.

Azerbaycan Cumhuriyeti'nin 1. Cumhurbaşkanı Ayaz Mutallibov, son listeyi 19 Kasım 1991 gecesi onaylamış ve "listeye yeni eklenen isimlerle irtibata geçilerek hazırlanmaları" hususunda talimat vermişti. Dağlık Karabağ'a gideceklerin listesi Dağlık Karabağ’daki SSCB temsilcilerine, Ağdam Havaalanı'na, Ağdam Şehri Askeri Komutanlığı'na ve Moskova'ya gönderilmişti. Gelecek grubun Dağlık Karabağ topraklarındaki faaliyetlerin,

Dağlık Karabağ güvenlik şefi Albay Georgy Septa,

Askeri komutan yardımcısı Albay Vladimir Kushnarik,

Hocavand Emniyet Amiri Albay Oleg Osenov.

Şeklindeki üçlü tarafından kontrol edilmesi Moskova tarafından ön görülmüştü.

20 Kasım 1991 tarihinde Ağdam havaalanı pistinde, iki adet Rus yapımı MI-8 helikopterinin 69 ve 72 numaralı yakıt depoları dolduruldu. Bunlardan Mi-8 N69 helikopteri ana helikopter olacak ve 1981'de Afganistan savaşlarına katılmış olan Yüzbaşı Lantev Mamontov ile Yüzbaşı Pyotr Babushkin adlı iki pilot tarafından kullanılacaktı.

İkinci helikopter ise MI-8 N26 idi ve birincisine eşlik etmesi gerekmekteydi. Ancak ikinci helikopter 13.48'de birincinin yerine refakatsiz şekilde ve güvenlik sağlamadan havaya kalkış sağladı.

Bundan itibaren sıradışı bir gelişme oldu: Saat 14:05'te Ağdam'dan Karakend'e uçan MI-8 N72 numaralı helikopterin haberleşme bağlantıları, Ermenilerin radarlar vasıtasıyla kesilmiştir.

https://www.bursaarena.com.tr/images/upload/e3_1.jpg

Kesilen iletişim ile ilgili ön bilgiler Hocavend istikametinde iletilir fakat trajediyle ilgili ilk ön bilgi yaklaşık altı saat sonra Azerbaycan tarafına verilmiştir. SSCB’ne bağlı Ağdam, Hankendi ve Hocavend askeri birliklerinin komutanlığı olayla ilgili hiçbir bilgi vermemiş, sessiz kalmayı tercih etmiştir.

Araştırma sonucunda Ağdam'dan havalanan Mi-8 N72 helikopteri Karakend kasabası üzerinde üç yüz metre yükseklikte uçarken, 20 Kasım 1991 günü saat 14:42'de Ermeni askeri birlikleri tarafından düşürülmüştür.

Gerçekleşen faciaya ilişkin ilk bilgi SSCB yetkilileri tarafından olaydan 5 saat sonra saat 19.55'te Azerbaycan Cumhurbaşkanlığı makamına ulaştırılmıştı.

Yaşanan bu terör saldırısı ile ilgili belirtilmesi gereken önemli bir husus ise, helikopterin düşürülmesi ile ilgili haber Ermenice yayınlanan "Anavatan ve Vatandaş" programının haber bölümünde saat 15:30'da yayınlanmış olmasıdır. 45 dakika sonra ise saat 16:15'te Erivan radyosu haberi basit bir "kaza" olarak yorumladı. Bunların ötesinde, olaydan 2 saat sonra saat 16:40'ta Tahran radyosu ve Moskova radyosu tarafından saat 17:00'de "kaza" olarak duyuruldu.

Kaza sonucu Azerbaycan ve Kazakistan temsilcilerinin tamamı hayatını kaybetti. Her biri ayrı ayrı kıymette devlet adamlarıydı.

Şehit olan Azerbaycan Cumhuriyeti ve Kazakistan Devlet Yetkililerinin isimleri şöyledir:

* Azerbaycan Cumhuriyeti 1. Devlet Sekreteri Tofig Ismayilov,

* Azerbaycan Cumhuriyeti Başsavcı İsmet Gayibov,

* Azerbaycan Cumhuriyeti Devlet Müsteşarı olan ve eski İçişleri Bakanı Muhammed Asadov,

* Azerbaycan Cumhuriyeti Milletvekili Vagif Caferov,

* Azerbaycan Cumhuriyeti Milletvekili Vali Mammadov,

* Azerbaycan Cumhuriyeti Başbakan Yardımcısı Zülfü Hacıyev,

* Azerbaycan Cumhurbaşkanlığı Daire Başkanı ve Gazeteci Osman Mirzayev,

* Kazakistan İçişleri Bakanlığı Bakan Yardımcısı Saylau Serikov,

* Azerbaycan Devlet Televizyonu Muhabiri Ali Mustafayev...

Yapılan araştırmalar sonucu, 20 Kasım 1991'de MI-8 26 numaralı helikopteri kullanan Kaptan Gennady Domov adlı pilotun, 26 Mart 1984'te Afganistan'da Momin Jamalkhan'ın Celalabad "İslam Cemiyeti" grubu tarafından "öldürüldüğü" öğrenilmiştir.

Görüldüğü üzere, MI-8 26 numaralı helikopterdeki şahısların kimliği bilinmemekte ve KGB tarafından planlanarak Ermeni askerilerine yaptırılan terör olayı sonucunda Azerbaycan Cumhuriyetinin üst düzey yöneticileri şehit edilmişlerdir.

Bu terör olayının daha önceden KGB tarafından planlandığı ve SSCB başkanı Mihail Gorbaçov'un onayladığı da anlaşılmıştır.. Nitekim olay sonucunda yapılan incelemede helikopterde roket patlamasına karşılık gelen gövde deliklerine rastlanmıştır. Helikopterin düşürülmesinin ardından Azerbaycan Milli Güvenlik Bakanlığı olayı terör eylemi ve sabotaj olarak nitelendirmiştir. Helikopterin "kara kutusu", "ısı", "ateş" ve "patlama" nedeniyle arızalandığı ve yandığı açıklandı. Bazı araştırmalara göre Mi-8 N72 askeri helikopteri ABD yapımı Barrett M81A1 ve Barrett M82-A1'den yapılan ateş sonucu düşürülmüştür.

"Time" dergisinin 20 Temmuz 2009 tarihli "Kara kutular ve kısa bir tarihçe" başlıklı makalesinde, MI-8 N72 helikopterlerinde kara kutuların yanma olasılığının “sıfır” olduğu belirtilmişti.

O dönemde gazeteci Salman Alioğlu, Karabağ Gazetesi'nin muhabiri ve terör saldırısını kayda alarak o dönemi yaşayan bir tanıktır. Yaptığı açıklama şöyledir:

"İlk başta helikopterin sisin içine düştüğü ve bir dağa çarptığı yönünde resmi bilgiler yayınlandı. Gerçekte ise Ermeni silahlı grupları helikopteri roketle vurup düşürdükten sonra cesetleri yakmıştı. Tüm cesetler tanınmaz haldeydi. Bakan Yardımcısı Gurban Namazaliyev ve Osman Mirzayev'in cesetleri helikopterden 500-600 metre uzakta bulundu. Görünüşe göre yere düştüklerinde yaralanmışlar ve olay yerinden ayrılmak isteseler de Ermeniler onları öldürüp yakmışlar. ‘‘İsmet Gayibov ve Muhammed Esadov kürk giyiyorlardı ve kürkün altında İsrail yapımı devlet ruhsatlı bir silah vardı. O silahlar olaydan sonra bulunamadı. 27 yıldır aynı kanaatteyim ki, helikopter düştükten sonra çoğu yaralı ve sağdı fakat Ermeniler onları yerde kurşunladıktan sonra yaktı ve ellerindeki belgelerini aldı. Liste yayınlandığında cesetler listedeki isimlerle eşleşmedi. Cesetlerin sayısı azdı çünkü listedeki Rusların cesedi yoktu olay yerinde. "Ermeniler Rusları kurtarmış ve onlara zarar vermemiş olabilirdi." Dağlık Karabağ Emniyet Müdürlüğü'nde görev yapan ve bölgeyi iyi bilen Albay Sadir Mammadov ile birlikte gece tekrar olay yerine gitmeye çalıştık. Direk Karakend'in sonuna gittik. Duman orada zaten görülüyordu. Bölgeye girilemeyeceği SSCB güvenlik birimleri tarafından bize söylendi. Bir gün geçti. Ertesi sabah saat 11 civarında Sovyet birliklerinin gözetiminde oraya gittik. Orada gazeteci yoktu. Tahir Garayev yanımda kameramandı. Ali Mustafayev'in cesedini ve not defterinin küle döndüğünü gördük. O her şeyi kaydederdi. Not defterinin sağ kısımlarını almak istedik ama izin vermediler, o da orada kaldı. Vagif Jafarov ve İsmet Gayibov'un cesetleri oradaydı. Ancak 3-4 kişinin cesedi bulunamadı. Bunlardan biri AMON'un kurucusu eski İçişleri Bakanı Muhammed Asadov'du. Onunla birlikte iki Rus generalin cesetleri de ortadan kaybolmuştu. Belirtmek isterim ki, Ermeniler Muhammed Esedov'un başına para koymuştu, onu mutlaka görevden alacaklardı."

Yine diğer bir gazeteci Allahverdi Asadov da şunları söyledi:

"Kara kutu bulundu. Operatör onu alıp sakladı ama bize buradan bazı şeylerin götürüldüğünü ve iade edilene kadar serbest bırakılmayacağınızı söylediler. Kutuyu iade ettik. Uzun bir süre Cengiz ve diğer gazeteciler geldi. Tamerlan Garayev, Rus Duma milletvekilleri ve diğer devlet temsilcileri oradaydı. Kutuyu alacaklarını ve Gence'ye göndereceklerini söylediler. Sonra da eriyip yanmış dediler. Ama bu akıllara durgunluk verecek bir şey değildi çünkü o erimeyen ve bozulmayan bir maddeden yapılmıştı. Delillerin hepsi yok oldu. Çoban tanık olarak konuşturuldu. Olay yerine yakın bir yerde koyun otlatıyordu ve dürbünü bile vardı. Çoban kazanın nasıl olduğunu anlattı. Doğru bilgiyi verdi. Ben de görüştüm ve kaydedip gönderdiğim o röportaj maalesef televizyonda kayboldu ve yayına girmedi.. Çoban, verdiği bir röportajda helikopterin ateş sonucu yere düştüğünü söyledi ve yere düşer düşmez patlamadığını da sözlerine ekledi. Yere düştükten sonra kalkmaya çalıştı ama kalkamadı. Çektiğimiz görüntülerde Tofig İsmayilov'un yüzünün sağlam olduğu ancak kafasının ortasında kurşun deliği olduğu görülüyor. Bu, orada helikopter patlaması olmadığını, her şeyin Ermeniler tarafından yapıldığını kanıtlıyordu. Mavi çimenlerin üzerindeki cesetler yanmaktan simsiyahtı ama çimler maviydi.."

2013 yılında ABD Dışişleri Bakanlığı basın sekreteri Jen Psaki, Karakend trajedisinin Dağlık Karabağ ihtilafını çözme çabalarını engellediğini kaydetti. Arazide bulunan bir Çoban helikopterin nasıl düşürüldüğünü görmüştü ve daha sonra KGB tarafından çobanın önce ifadesi kısa zaman sonra ise kendisi ortadan kaldırılmıştı. Bütün bunlar, olayın kurmaca olduğunu ve her şeyin Ermeniler ve KGB tarafından özel bir ekiple titizlikle yapıldığını gösteriyor. Nitekim kazadaki Rus General ve diğer yetkililerin cesetlerinin yok olması, olayın gerçek boyutunu ortaya çıkarıyordu..

Azerbaycan Cumhuriyeti Müsteşarı ve eski İçişleri Bakanı Muhammed Asadov'un cesedinin bulunmaması, O'nun Ermeniler tarafından sağ olarak ele geçirilmesi şüphelerini artırmıştır. Çünkü Ermeniler onu öldürene büyük miktarda para ödülü vereceklerini açıklamışlardı.

Şehitlerimizin ruhları şad olsun..

https://www.bursaarena.com.tr/images/upload/e4_1.jpg

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.