Yapılmasının ve uyulmasının faydalı olacağına inandığım önerilerimizin bazılarını şöylece sıralayabiliriz

*Makam odalarındaki debdebe, makam araçlarındaki lükse son verilmelidir.

*Bakanların, örneğin şehirler arası uçuşlarda zorunlu ve acil olmadıkça özel uçak yerine tarifeli uçak kullanmaları ile, tasarrufa önem vermeleri, israf konusunda hassasiyet gösterildiği fiili olarak gösterilmiş olacaktır. Milli hasılası ülkemizin birkaç katı olan ülke yöneticilerinin ve siyasetçilerin nasıl yaşadığı artık sosyal medya vasıtası ile bilinmektedir.

Yönetenlerin aklından çıkarmamaları gereken bir başka husus da bazı emeklilerin bin beş yüz lira ile, çalışanların ise asgari ücret ile ev geçindirdikleridir.

*Yargıya olan güven sağlanmalıdır. Adalet mülkün temelidir ve geç gelen adalet adalet değildir. Örneğin bir vatandaş Bakırköy 2. İş Mahkemesine dosya yıl:2009/571 sayı ile müracaat ediyor ve dava henüz sonuçlanmamış! Vatandaş emekli olamıyor. On bir yıl olmuş! Karar verilmemiş. Adalet geciktirilemez.

*AB müzakereleri muktesebatı gereği başta AİLE hakkındaki düzenlemeler gelenek görenek ve Türk toplumunun inanç ekseninde yeniden düzenlenmelidir. Nafaka konusu evlenmenin önünde caydırıcı olarak büyük engeldir nafaka adil hale getirilmelidir. Nafaka adeta ömür boyu cezaya dönmüş durumdadır. Evlenmek nasıl hak ise gerektiğinde boşanmak da haktır.

*İstanbul Sözleşmesi ve AB müzakereleri periferisinde yapılan düzenlemelerin daha fazla tahribata sebebiyet vermemesi için yeniden gözden geçirilmeli ve düzenlenmelidir. İstanbul Sözleşmesinin kadın ve çocuk haklarını koruduğunu ileri sürenler bilmelidir ki İstanbul Sözleşmesi ve buna bağlı düzenlemelerden sonra kadın cinayetleri ve boşanmalar inanılmaz derecede artmıştır.

Türkiye kadın ve çocuğa yönelik şiddeti durdurmak için yeni düzenlemeler yaparak bütün dünyaya örnek olabilir. Çünkü Avrupa'da kadın cinayetleri ve boşanmalar ülkemizden çok daha fazladır. Avrupa bu soruna çözüm bulamamaktadır. Kadın, çocuk, vatani görev yapan asker cinayetleri konusunda vatandaşın cezai beklentisi ise; "İDAM"dır. Ayrıca sosyal tedbirlerle de aile desteklenmelidir.

İstanbul Sözleşmesi ile Türkiye'de ahlak, inanç ve gelenekleri ile çelişen düzenleme toplumun "ibne" olarak ifade ettiği davranışları özendirecek yaklaşıma izin vermemelidir ancak çift cinsiyet veya doğuştan cinsiyet belirsizliği ile dünyaya gelenlerin insan haklarını ve onurlarını korumak devletin ve ahlakın gereğidir.

*Zina yasası olarak bilinen, zinanın suç olmasına ilişkin yasa çıkarılmalıdır.

*Domuzun kasaplık sayılmasından dönülmelidir.

*AB müzakereleri çerçevesinde yapılan düzenlemeler tekrar ele alınmalı ve milli değerlerimiz esas alınarak yeniden düzenlenmelidir. AB ülkelerinin artık kendilerine hayrı yoktur. Dağılmanın eşiğine gelmiş, toplumlar ahlaken çökmüş, kendileri çözüm üretememektedirler.

*Gelir adaletsizliği giderilmelidir. "Kimisi açlıktan kimisi tokluktan" ölmemeli diye bir sözümüz unutulmamalıdır.

*Emekli ve çalışanların ücretleri ülkemizin gelişmesine doğru orantılı olarak hesap edilmelidir.

*Ücret adaleti sağlanmalıdır.

*Siyasal ve sosyal gerginlikten medet umanlara zemin hazırlanmamalı, iktidar tüm unsurları ile gerginlikten uzak durmalıdır. Unutulmasın ki gerginlik politikalarına millletin karnı toktur. İnsanların kişisel problemleri gerginlik için yeterlidir. Ülkeyi yönetenler yerel, genel farketmeden bütün insanları kucaklamalı bunu da fiili olarak göstermelidir.

Türkiye Cumhurbaşkanı olarak Sayın Erdoğan'ın en son Azarbeycan'ın işgalden kurtuluş mücadelesinde de görüldüğü gibi kararlı duruşu alınan sonuçta hayati öneme sahiptir.

Sayın Erdoğan'ın Dünyanın etkin devlet adamlarını ve devletlerini tanıması, kimin ne yapabileceğini bilmesi, devlet tecrübesi, birikimi başta ülkemiz, bölge ülkeleri ve mazlum milletler açısından çok önemli ve çok değerlidir. 

Dünya liderlerine ve çaplarına lütfen bakınız!
Putin, Biden, Merkel dışında kaç tane tecrübeli devlet başkanı var!

Yeni seçmen kitlesinin beklentilerinin, seçmen davranışlarının, değerlendirme ölçülerinin tahminlerin ötesinde farklı olduğu unutulmamalı, bu seçmen kitlesi ile doğru iletişim kuramayan siyasetçiler beklenmedik sürprizlere hazır olmalılar.

Hâsılı kelam Sayın Erdoğan'ın gitmesini ve kendi istediklerini getirmeyi hedef olarak gören Biden ve Biden'ın yerli işbirlikçileri, gitmesini  bekleyen Makron, Netanyahu ve diğerlerinin arzuları kursaklarında kalsın isteniyorsa, 

Ülkenin yönetimine  bundan böyle kökü dışarda organize hareketlerin karar ve etkisi olmasın isteniyorsa ve "MİLLETİ ve  DEĞERLERİNİ ÖNCELEYEN MİLLİ ŞUUR SAHİBİ DONANIMLI" birinin gelmesine milletin engin feraseti idraki hür iradesi ile karar versin isteniyorsa;
Siyasetçisinden, akademisyenine, ülkemizin aydınından vatandaşına hasılı herkese sorumluluk düşmektedir.

Türkiye'nin birlik beraberlik ve istikrarı Türkiye için hayati öneme haiz olduğu kadar mazlum milletler için de hayati öneme haizdir.
Türkiye'nin KIZILELMA yolculuğunu sekteye uğratmaya ne yönetenlerin ne yönetilenlerin ne seçenlerin ne de seçilenlerin hakkı yoktur.

Vesselam..

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.