Başta sigara, alkol, çamaşır suyu ve deterjanlar olmak üzere çok çeşitli şekillerde hayatımıza ve vücudumuza giren, yediğimiz her türlü yiyecek ve içeceklerin sindirimi esnasında oluşan, solunum yoluyla aldığımız ya da metabolizmamızın enerji üretimi sırasında yan ürün olarak ortaya çıkan “toksinler vücudumuzu aşırı duyarlı kılarak sağlığımızın bozulmasına ve çok ciddi hastalıklara neden olan zehirli maddelerdir.

Normal şartlarda “vücudumuz mucizevi bir şekilde kendini toksinlerden temizleme kabiliyetine sahiptir.” Vücudumuzda oluşan toksinler bağışıklık sistemimiz, cildimiz, bağırsaklarımız, karaciğer, akciğer ve böbreklerimiz sayesinde dışarı atılır. Kapasite fazlası olup, dışarı atılamayanlar ise yağ hücreleri, kemik hücreleri ve çeşitli organlarda depolanır ya da kolesterolle paketlenerek damar çeperlerine yapıştırılarak vücudumuza doğrudan zarar vermeleri engellenir. Ancak bu depolama işlemi ne kadar çok tekrarlanırsa, şişmanlık ve hastalık riski de o kadar fazlalaşır.

Çoğu insan “aşırı toksin yüküne sahiptir ve birçok şikayetinin ve hastalıklarının altında bu toksinlerin yattığının” farkında bile değildir. Günümüz şartlarında ortalama bir insan vücudunda 300 ila 500 çeşit kimyasal toksin birikir. Eğer içimizde oluşan ve dışımızda bulunan toksin kaynaklarını tanıyarak, vücudumuza verdikleri zararları öğrenir, sağlığımız üzerinde ki etkilerinin farkında olursak elimizden geldiğince uzak durmamız daha kolay olacaktır.

TOKSiNLER SAĞLIĞIMIZA NASIL ZARAR VERİR…

Vücudumuzun her bir hücresinde, yüzlercesi bulunan “mitokondri’ler,” aldığımız besinleri ve oksijeni enerjiye dönüştüren “hücresel enerji üretim santrallerimizdir.” Bu santraller sürekli çalışır ve yüksek oranda enerji üretirler. Bu “enerji üretimi sırasında hücre sağlığımız için çok tehlikeli toksinler” olan (Free Oxygen Radicals) “serbest oksijen radikalleri” ortaya çıkar. Normal şartlarda üretilen bu toksinler vücudumuzda bulunan “detoks sistemleri sayesinde zararsız hale getirilerek bedenimizden dışarı atılır.”

Ancak “yaşam tarzı ve beslenme yanlışları nedeniyle dışarıdan aldığımız toksinlerin fazlalaşarak detoks sistemlerimizin aşırı yüklenmesi halinde” toksinlerin tamamı dışarı atılamaz. Hücrelerimizden atılamayan serbest oksijen radikalleri “inflamasyona neden olarak mitokondrilerimizi yavaşlatır veya tamamen bozar.”

Mitokondrilerin fonksiyonlarının yavaşlaması verimliliği düşürerek “atık malzemeyi çoğaltır ve serbest radikallerin üretimini artırır.”  Bu kısır döngü birçok hastalığa zemin hazırladığı gibi, metabolizmamızı da durma noktasına getirerek “sağlığımızı bütün olarak tehdit eder.”

Bilimsel olarak “toksinlere bağlı olarak oluşan mitokondri hasarının sebep olduğu hastalıkları” ve şikayetleri kısaca; “obezite, otizim, diyabet, Alzheimer ve Parkinson gibi beyin hastalıkları, birçok kanser çeşidi, kalp ve damar hastalıkları, hormonal dengesizlikler, eklem hastalıkları, depresyon gibi ruhsal problemler, yorgunluk, bitkinlik, aşırı uyku ya da uykusuzluk” şeklinde sıralayabiliriz.

Sağlıklı ve mutlu bir hafta sonu geçirmeniz dileğiyle… 

Devamı (Detoks Sistemlerimize Nasıl Destek Oluruz?..) bir sonraki makalede…

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.