Haziran ayında 2021 yılının LGS’i ve YKS’i yapıldı. Sınavın stresi, sıkıntısı, kaosu, heyecanı şimdilik bitti diyeceğim ama liselere ve üniversitelere yerleşme heyecanı başladı. (Haberlerde duyduğumuz, sınava 1 yıl boyunca hazırlanıp 1 saniye, 4 saniye geç kalarak sınava giremeyen öğrencilerdeki üzüntünün ve çaresizliğin vicdanen sorgulanması gerektiğini de belirtmiş olayım), Tecrübeli bir eğitimci olarak yaklaşık 30 yıllık yöneticiliğim süresince ve gazetelerdeki köşe yazılarımda hep SINAVSIZ EĞİTİM SİSTEMİ olması gerektiğini savundum ve yazdım. Milli Eğitim Bakanlığı’na projeler ve raporlar gönderdim. Ben, doğru olanda ısrar ettikçe Bakanlık yanlış yapmaya devam etti. Kısa sürelerle değişen 7 Milli Eğitim Bakanı, sistemden şikayetçi oldu ama hiçbir şey yapmadı veya yapamadı. Eğitimin bugünkü durumunda memnun olanın bulunduğunu da sanmıyorum. Durum böyle iken eğitimde güzel örnekler varken yanlışta ısrar etmenin anlamını ve amacını kimin nasıl izah edeceğini bekliyorum çünkü, sizler gibi ben de merak ediyorum. Bu konuyu ben açıklamaya (izaha) çalışayım da ilgililere göndermede bulunmuş olayım.

Eğitimi, millet ve memleket meselesi olarak istiklal ve istikbal düşüncesiyle, “köklü” ve “kalıcı” çözümler üretip kör, topal olmaktan kurtarmak ve eli yüzü düzgün hale getirmek gerekiyor.

Öncelikle, "her şeyin temeli eğimdir" anlayışına sahip olmamız ve mükemmel arayışlar içerisinde hareket etmemiz gerekmektedir. Amacımızı bilmek ve bunu ortaya koymak zorundayız. Eğitimde, amacımız olan hedeflere ulaşmamız, araçları kullanmamızla mümkün olacaktır. Amacımıza, "ideal insan" modeli, araçlara da, "eğitim sistemi ve uygulamaları" diyecek olursak eğitim meselesini halletmek için "kararlı" olmamız yeterli olacaktır. Amaçlarını tespit etmiş ve en iyi araçlarla eğitimde yol alan ülkelerin başarılarını hayranlıkla takip etmekteyiz. Bu ülkelerin kararlı tavırlarının ve tavizsiz tutumlarının bizlere de örnek olması gerektiğini düşünüyorum. Gelişmiş ülkelerde olduğu gibi bizler de ne yaptığımızı, nasıl yapacağımızı bilmeliyiz.

Finlandiya’nın ve Japonya’nın eğitim sistemleri dünyada iyi örnekler olarak gösterilmektedir. Bu iki ülkenin eğitim sistemleri tamamen farklı olmasına rağmen özünde, amacında ve kararlı olmaları konusunda aynı olan ortak yönleri başarılarının sırrını oluşturmaktadır. Kısacası; eğitimin özünde, insanı hayata hazırlamak düşünülmektedir ve amaç olarak üreten insan olmaları sağlanmaktadır. Yerleşmiş anlayışları ve yaklaşımları ile eğitimi tavizsiz gerçekleştirme kararlılığında olduklarını söylememiz mümkündür. Bu konuya örnekler vererek açıklık getirmiş olayım.

Finlandiya’nın ve Japonya’nın eğitim sistemlerinin farklı olduğunu söylemiştim. Şöyle ki;

FİNYANDİYA EĞİTİM SİSTEMİ (Kısaca)

*Ödev yok, "öğrenmenin yeri okuldur" anlayışı var.

*Sınav yok, ileri yaşlarda (16 yaşında) bir sınav yapılıyor ve sonucunu öğrenci bilmiyor.

*Günde 4 saat eğitim oluyor çünkü, nitelik ve nicelik önemli deniliyor..

*Servis kullanılmıyor, çoğunlukla yürüyerek veya bisikletle gidiliyor.

*Kitap, yok denecek kadar az kullanılıyor.

*Çok az değişikliğe uğrayan basit bir müfredatları oluyor.

*Hizmetli yok, sorumluluk duygusu vermek için okul işlerini öğrenciler nöbetleşe yapıyorlar.

*Sınıflar, ev ortamı gibi rahat edebilecekleri şekilde tasarlanıyor..

*Sınıfta, yaparak - yaşayarak öğrenme modeline uygun alanlar bulunuyor..

*Sınıfta öğretmen kürsüde sözlü, kuru ders anlatmıyor, hep birlikte anlatarak ders yapıyorlar.

*Her dersin anlamı, amacı, ağırlığı ve önemi düşünülüyor. Sınavlar için Resim dersinde Matematik yapılmıyor.

*Sınıfta "sus, dur, otur, konuşma, dolaşma, beni dinle...vs" sözler kullanılmıyor, bunların tam tersi yapılıyor..

*Kantinde sadece su, süt ve meyve bulunuyor.

*Özel eğitim, özel okul bulunmuyor.

*Öğretmenlik en itibarlı, en gözde meslektir; gelirleri iyi olduğu için ek iş yapmıyorlar.

*3 aşamadan sonra öğretmen olunuyor. Seçimlerde mülakat ve ders anlatma bölümleri de var.

*Öğretmenlere, zorunlu olarak haftada 2 saat hizmetiçi eğitim veriliyor.

JAPONYA EĞİTİM SİSTEMİ (Kısaca)

*Eğitim sistemi, bireyin kendisini sorgulamasına, düzenli çalışma alışkanlığı edinmesine dayalıdır.

*Ahlak, davranış, karakter gelişimi öğrenme sürecini oluşturmaktadır.

*Müfredat, Japon kültürü, temel değerler üzerine kuruludur.

*Derslere devam zorunluluğu vardır.

*Akademik başarıları uluslararası standartların çok üzerindedir.

*Yüksek okullaşma oranı ile özel eğitime de önemli bir yer verilir. Karakteristik özellikler aynıdır.

*Bütçeden büyük pay ayrılır (en az %12’dir). Askeri harcamalara %8 pay ayrılmaktadır.

*Okuma oranı çok yüksektir (%99). Okullaşma oranı ise; okul öncesi %65, ilkokul %100, ortaokul %99 lise %92, yüksekokul %40 oranındadır.

*İlkokul düzeyinde bir öğretmene ortalama 25 öğrenci, ortaöğretimde 18 öğrenci, yüksek öğretimde 11 öğrenci düşmektedir.

*Zorunlu eğitim (6 yıl ilkokul, 3 yıl ortaokul olmak üzere) 9 yıldır.

*Bir yılda 240 iş günü vardır (bizde 180’dir). 3 dönem şeklinde olur. Yaz tatili 6 haftadır. Baharda ve kışta 2 hafta tatil yapılır. Haftada 5,5 gün (Cumartesi yarım gün) eğitim yapılmaktadır.

*Her sınıfta bir öğretmen vardır. Sınıf, tamamen onun sorumluluğundadır. Öğretmenin gelmediği günde yerine, yedek öğretmen uygulaması yoktur. Öğrenciler kendileri öğretmen varmış gibi eğitimlerini sürdürmektedirler.

*Sınıflarda yapılan derslerin dışında laboratuvara ve pratik uygulamalar için özel sınıflara gidilir.

*Fen, Matematik, Japonca derslerinin yanında sosyal çalışmalar, resim, beden eğitimi, el sanatları, el işleri, ahlak eğitimi ve özel faaliyetler de önemli yer teşkil etmektedir.

*Öğrencilerin ayırt edilebilmeleri için üniforma yerine şapka veya sembol bulunur.

*Öğle yemeği devlet tarafından karşılanır. Yemekhane yoktur. Birlikteliği ve beraberliği simgelemesi için aynı yemek, hep birlikte sınıfta yenir. Yemek artırılmaz, israf edilmez, "temiz tabak" kültürü teşvik edilir. Kitaplar da ücretsizdir.

*Hemen hemen her okulda (%90’ında) jimnastik salonu ve yüzme havuzu vardır.

*Bütün okullarda, devlet televizyonunun hazırladığı mükemmel radyo ve televizyon sistemi vardır. Dersler, bu teknoloji ile önemle takip edilir.

*Ortaokullarda disipline etmek ve işin ciddiyetini kavratmak için kıyafet zorunluluğu vardır.

*İlkokul disiplinli, davranışların temelini oluşturması için ortaokul çok daha disiplinli ve ciddidir.

*Müstahdem veya hizmetli yoktur. Öğrenciler, öğretmenleriyle birlikte temizlik başta olmak üzere her türlü işi birlikte yaparlar.

*Bir günde ortalama 6 saat ders yapılır. Dünyada, en uzun ders saati Japonya’da uygulanmaktadır.

*Okulun bitmesiyle ders bitmiş olmaz; yüklü ev ödevleri ve proje çalışmaları yaptırılır.

*Öğrencilerin kendilerini korumaları, güvenlikleri için okula dışardan gelen yabancılara karşı "sasumata" denilen alet taşımalarına izin verilir.

*En büyük fark, en önemli özellik olarak grup kurallarıyla öğrenmeyi gerçekleştirerek kontrol altında tutma sağlanmaktadır. Bireye saygı, özgür ortam anlayışından ziyade disiplin ve kurallara uyma esas alınmaktadır. Hayır demek, ödül vermek, ezberlemek ve kopya çekmek yoktur.

*Japonlar akıllı, dikkatli, disiplinli, titiz, pratik ve çok okuyan karakteristik özelliklerini kültürlerinin, geleneklerinin ve hatta genlerinin bir gereği olarak sıkı bir eğitim sistemiyle kavratmayı amaçlamaktadırlar.

İşte, dünyanın en iyi, ancak çok farklı iki eğitim sisteminin özellikleri bunlar. Amacın aynı, araçların farklı olduğunu görüyoruz. Her iki sistemdeki başlıkları, bizdeki eğitim sistemiyle karşılaştırmanızı isterim. Bir başka yazımda bu konu üzerinde durmayı ve farklılıkları paylaşmayı istiyorum.

SÖZÜN ÖZU: Sıradan, basit işleri yapmak zayıflığın, acizliğin, beceriksizliğin ifadesidir. Kolay olan bir şeyi herkes yapar. Önemli olan zoru başarmaktır. Eğitimin şekliyle meşgul olmak yerine, bir an önce ruhuyla (özüyle) tanışmamız gerekmektedir. "Günü kurtarmak" anlayışından vaz geçerek geleceğimizi kurtarmak için yeni nesillere eğitimle yatırım yapmak zorundayız...

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.