Dünyayı dizayn etmek isteyen gruplar bir paranın etrafında adeta bir-leşmiş.

Dünyaya kulaklarını tıkamış, gözlerini kapatmış.

Filistin’de ikinci 11 Eylül hadisesini uyguluyorlar.

İsrail ve Amerika’nın kurduğu “Hamas“ İsrail’e saldırıyor. Hem de ülkede bir kalkan ağı varken. Ama kalkanlar çalışmıyor.

Karşılıklı olarak yapılan top atışları, bombalar ve füzelerle garip olan halk ceremeyi çekiyor adeta. Katlediliyorlar…

Bu işte bir gariplik yok mu?

Afganlılardan ve Suriyelilerden sonra yarın buradan Türkiye’ye ruh alemi bozuk insanlar getirilirse hiç şaşmayın.

Çünkü BOP projesi ile oynanan oyunlar özellikle Türkiye üzerinde oynanıyor.

Kendi ülkesindeki hukuk uygulamalarında binlerce kişiyi mağdur eden bir düşünce,

“Milletlerarası hukuku“ hiçe sayıyorsa ve Filistin içinde Milletlerarası hukukun çiğnendiğinden bahsediyorsa, bunda bir gariplik yok mu?

Ayrıca Gazze’de fosfor bombaları altında ölen insanlarla, kendi ülkende açlığa mahkûm edilen insanlar arasında ne fark var. İkisi de zulüm değil mi?

Haberlerde izlemişsinizdir.

Bir Filistinli kadının “Daha çocuğuma süt vermeden toprağa verdim” feryadını.

Aynı anda bir Yahudi kadının “Ey Netenyahu senin keyfin yüzünden 1000’den fazla insan öldü, çocuklar öldü“ isyanını.

ABD dış işleri bakanı İsrail’e geliyor ve “Yahudi” olduğunu söylüyor.

Ukrayna Cumhurbaşkanı “Yahudi“ olduğunu deklare ediyor dünyanın öbür ucundan.

Bizdekiler de hala “Türk“ olduğunu haykıramıyor. “Türkiyeli” (!) olduklarını söylüyorlar.

Bu işin içinde işler var.

İncirlik’ten kalkan uçakların SİHA’mızı vurup düşürdüğü söylenirken, hiçbir şey yokmuş gibi devlet erkânının sesini çıkarmadan olayı geçiştirmesinde, verilmek istenen mesajı neydi?

Akabinde ABD uçak gemilerinin Gazze’ye yanaşmasında;

Bu gemilerin Ortadoğu’da ne işi var“ şeklindeki dikleşmede sizce bir gariplik yok mu?

Bir tarafta efeleniyorsunuz, ama sözünüz karşı tarafta bir anlam ifade etmiyor.

Bir tarafta sesiniz çıkmıyor.

Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu.

Bunlar sanki geçmişte bir şeyleri çağrıştırıyor gibi.

Hani bir “One minute“ olayı vardı.

İçerdeki insanlarca alkış yağmuruna tutulmuştu.

Akabinde de seçimde alıp götürmüştü.

Hani bir de Rahip Brunson vardı. Hapsedilip içeri atılan.

Bu rahip için “Ey Amerika“ deyip de kafa tutmuştu koskoca Amerika’ya.

İçerdeki insanlar da “Görüyor musun Reis kafa tutuyor Amerika’ya“ şeklinde algılanmıştı.

Sonra…

Rahip Brunson hapisten çıkarılarak elini kolunu sallayarak Amerika’ya evine gönderilmişti kuzu kuzu. Ama herkes bunu görmezden geldi. Sözlerin hükümsüz kalmasının manası yoktu.

Yine bir seçim geliyor.

Bütün bu konuşmalar sahi bu seçime bir hazırlık mı?

Yine insanlar için bir algı operasyonu mu?

Hani diyorlardı ya “Müslüman elini aynı deliğe ikinci kez sokmaz

Acaba bu Müslümanların kaçıncı kez sokuşu olacak. Ne zaman ders alacaklar.

Kendinize sormuyor musunuz?

Düne kadar her Cuma çıkışı “Kahrolsun İsrail“ diye bağıranlar nereye gitti.

Bir başka olay, Sayın Akşener’in “Biz halkımızın karşısına kendi adayımızla çıkacağız.

Siz de kendi adaylarınızla halkın karşısına çıkın“ demesinde bir gariplik yok mu?

Düne kadar, İmamoğlu’nun ve Mansur’un arkasında durur gibi yaptıkları yoksa bir rol müydü yoksa?

Kemal Kılıçdaroğlu’ndan 15 milletvekilini alırken “Ben çocuklarıma vasiyet ettim. Kılıçdaroğlu ve ailesine minnettarım. Ölünceye kadar da arkalarındayım“ sözü de yine bir rolün gereği miydi?

Sahi o masadan niye kalkıp niye geri dönmüştü?

Acaba bunu bu millet unuttu mu yoksa bir köşeye yazdı mı?

En hafif tabirle, yoksa bu milleti çok mu saf görüyorlar?

Bu arada şu soruyu da sorabilirsiniz; “ Bu çıkışların kime faydası dokunacak?

Herhalde yukarıdaki çağrışımla aynı kapıya çıkıyorlar gibi.

Açıktan diyemediklerini politik hamlelerle yapmaya çalışıyorlar.

Tek bir işarete bakıyorlar sanki; “Abla haydi gel!..”

İşin bir de MHP ayağı var. Kendi evladı Sinan Ateş’e sahip çıkamayanlara yönelik hamleler.

Sanki birileri bunların bütün detaylarını biliyor ve seçim hazırlığı olarak bir köşeye sıkıştırmaya çalışıyor. Hatta bütün şartları yerine getirmeye hazır gibiler.

Dünyada gelişen olayları ve Türkiye’de olan olayları düşününce şunu söylemeden geçemeyeceğim;

Bilesiniz ki bu ülke altı ile üstü ile bir bütündür. Üstündekilerden bir hayır yoksa da hala bu toprağın altında yatan Evliyalar ve Enbiyalar var. Onlar ayağa kalktığı zaman, Onların yüzü suyu hürmetine Rabbim bu ülkeye bir kolaylık versin, bu ülkeyi ve insanları da ayağa kaldırsın inşallah. Bu insanlara da bir feraset versin. Artık gözlerinin önünde olan olayları görsünler ve uyansınlar..”

Hala düşünmeyecek misiniz?

Hala yalana kanmaya devam mı edeceksiniz?

Hala yalancıların peşine takılıp yeni bir felakete mi sürükleneceksiniz.

Yaza yaza biz usandık.

Ama Müslümanım diyenler başını ellerinin arasına alıp düşünmemekte hala inat ediyor.

Şu aklınızı kullanın artık.

Yaradan ne diyor;

Allah, azabı akıllarını (güzelce) kullanmayanlara verir.” (Yunus suresi ayet 100 )

Aklınızı kullanmıyorsanız şikâyet de etmeyeceksiniz..

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.