Doğu Türkistan muhacirleri Türkiye’de nasıl teşkilat yapısına sahipler ve Türkiyeden, milletimizden İslam dünyasından beklentileri nelerdir? Konuştuk.
Merkezi Türkiye’de Bulunan Doğu Türkistanlı muhacir kardeşlerimizin kurmuş bulunduğu Maarif Derneği ve yine Doğu Türkistan STK'ları Başkan’ı Musacan ER Beyle yaptığımız röportajı sizlere sunuyoruz.
Soru: Musacan bey kendinizi kısaca tanıtımısınız?
Cevap: Sayın Halis Özdemir hocam, Öncelikle Doğu Türkistan’a ilgi alaka göstererek Doğu Türkistan hakkında benim ile röportaj yaptığınız için teşekkür ederim.
Ben Musacan ER, aslen Doğu Türkistanlı Uygur Türk’üm, Türk vatandaşıyım, İstanbul’da yaşıyorum, 4 çocuk babasıyım. Gazeteciyim. 2006 yılı Doğu Türkistan Maarif ve Dayanışma Derneği kuruluşundan itibaren, derneğin medya biriminde ve teşkilatlanmadan sorumlu yönetim kurulu üyesi ve başkan yardımcısı olarak görev yaptım. 2024 Ağustos’ta dernekteki görevimden istifa ettim. Derneğin 2025 Ağustos ayında yapılan genel kurulu sunucu Doğu Türkistan Maarif ve Dayanışma Derneği yönetim kurulu başkanı seçildim ve başkanlık görevime devam ediyorum. Aynı zamanda 2007 yılından 2025 mart ayına kadar 18 yıl Özgür Asya Radyosu (Radio Free Asia Uyghur)'nun İstanbul temsilcisi olarak medya alanında görev yaptım.
Ben aynı zamanda 2009'da kurulan İstiklal Web TV medya merkezinin kurucu üyesiyim ve 2014-2018 yılları arası İstiklal Web TV'nin genel yayın yönetmenliğini yaptım. 2016 yılı merhum önderimiz Abdulhakimhan Mahsum Teklimakan başlılığında kurulan Doğu Türkistan STK'lar Birliği'nin genel sekreterlik görevini yürüttüm. 2025 Ağustos ayından itibaren birliğin başkan yardımcısı olarak görev yapıyorum. Bütün bu çalışmalarımızın amacı Doğu Türkistan halkının sesini Dünyaya duyurmak ve onların özgürlüğe kavuşmasıdır.
Soru: Doğu Türkistan Maarif derneği ve Doğu Türkistan STK'lar birliği ve teşkilatını nasıl tanıtırsınız?
Cevap:Doğu Türkistan Maarif ve Dayanışma Derneğinin kurulduğu 2006 yılından itibaren Doğu Türkistan davasının en büyük ihtiyacı olan yetişmiş eleman boşluğunu doldurmak, hizmet ihtiyacına göre teşkilatlanma ve hareket kabiliyetini geliştirmek, Doğu Türkistanlıların maruz kaldıkları her türlü zulüm, baskı ve haksızlıkları uluslararası platformlara taşıyarak Çin’e karşı kamuoyu baskısı oluşturmak, anavatan ve muhaceretteki Doğu Türkistanlıların dini ve milli kimliğini korumak ve haklarını savunmak, toplumumuzun kaybettiği manevi ve kültürel değerlerini geri kazandırmak doğrultusunda çalışmalarını yürütmektedir.
Doğu Türkistan STK'lar Birliği, 2016 yılında dini Alim merhum önderimiz Abdulhakimhan Mahsum Teklimakan başlılığında Türkiye’deki Doğu Türkistan STK'ların bir araya gelmesi ile İstanbul’da kuruldu. Uluslararası Doğu Türkistan STK’lar Birliği (UDTSB), ortak görüş, düşünce ve siyasi yönelimle hareket eden sivil toplum kuruluşlarının uluslararası arenada Doğu Türkistan mücadelesini yürütmek için, kurumsal iş birliği temsil etme ve müşterek sorumluluk üstlenme vizyonu ile inşa ettiği çatı kuruluştur.
Birlik genel merkezi İstanbul'da hizmetleri yürütmekte olup, birliğimizin İsveç, Hollanda, Finlandiya’da üye kuruluşları bulunmaktadır.
Birliğimiz dava ilkelerine Doğu Türkistan'ın ulusal kimliği ve sosyopolitik özelliklerine bağlı, milli ve muhafazakâr bir harekettir.
Doğu Türkistanlıların maruz kaldığı her türlü haksızlıkların önlenmesi için kardeşlik bilinci oluşturmak, ortak akıl ve istişare içinde hareket etmek, dünyanın her yerindeki Doğu Türkistanlıların dini ve milli kimlik bilincini geliştirmek, kazandırmak, Doğu Türkistanlı gelecek neslin daha eğitimli, daha şuurlu dava adamı olmasına özen göstermek, nerede olursa olsun, muhtaç ve mazlum tüm insanların özellikle Doğu Türkistanlıların eğitim ve kültürel yönden gelişmesine yardımcı olarak onurlu bir yaşam sunmaktır.
Soru: Çalışmalarınızda karşılaştığınız güçlükler nelerdir?
Cevap: Doğu Türkistan davası basit bir dava değildir. Karşısında Dünyayı tehdit olan koskoca bir despot komünist Çin vardır. Dolaysıyla her adımda bir zorluk ile karşı karşıya kalıyoruz. En önemlisi Doğu Türkistan’daki kardeşlerimiz ile iletişim kuramamak ve maddi imkânsızlıklar çalışmalarımızda karşılaştığımız zorluklardan bir örnektir.
Soru: Doğu Türkistan muhaciri kardeşlerimiz Türkiye’de ne gibi sorunlarla karşılaşıyorlar? Türkiye’den ve Türk milletinden beklentileriniz nelerdir?
Cevap: Türkiye bize kucak açtı, Biz burada kendi vatanımız gibi güvenli bir şekilde yaşıyoruz. Ancak aklımız hep Doğu Türkistan’daki baskı altında tutulan kardeşlerimizde kalıyor. Orada zulme maruz kalan kardeşlerimizi, akrabalarımızı kurtarmak için bir şeyler yapmak istiyoruz. Bu konuda Türkiye hükümeti ve halkının maddi ve manevi açıdan bize destek sağlamasını istiyoruz. 2017 yılından sonra Çin Doğu Türkistan’ı üstü açık hapishaneye dönüştürdü. Daha önce binlerce Uygur Türkü kardeşlerimiz Çin zulmünden kaçarak Türkiye’ye yerleşmiş durumdalar. Onların oturma izni ve vatandaşlık işlemlerinde kolaylık sağlanmasını talep ediyoruz.
Soru: Türk İslam devlet ve topluluklarının Doğu Türkistan da yaşanan soykırım hakkında yeterli bilgiye sahip olduğunu düşünmüyor musunuz?
Cevap: Türk İslam devlet ve topluluklarını Doğu Türkistan'da yaşanan soykırım hakkında yeterli bilgiye sahip olduğunu düşünüyorum ancak bilgiye sahip olmadığı gibi davranması, bu soykırıma sessiz kalmasının nedeni, Çin ile olan ticari, ekonomik ve siyasi ilişkilerinin zedelenmesini istemiyor olmasından kaynaklanıyor. Burada devlet bekası ve çıkar menfaati yüzünden ses çıkarmıyorlar diye düşünüyorum.
Soru: Türk ve Müslüman topluluk ve devletlerin Doğu Türkistan da yaşanan soykırıma karşı duruş gösteriyorlar mı?
Cevap: Zaman zaman Türkiye Cumhuriyeti yetkilileri orada İnsan hakları ihlal edildiğini ve bu durumun düzeltilmesi gerektiğini ifade ederek açıklama yapıyorlar, onun haricinde Türk ve Müslüman topluluk ve devletlerin Doğu Türkistan da yaşanan soykırıma karşı duruş göstermiyorlar, sessiz kalıyorlar çünkü Türk ve Müslüman devletler Çin ile ilişkilerinin zedelenmesini istemiyorlar. Bezi devletler Çin’den borç aldığı için Çinin iktisadi baskı yapmasından endişe ederek Doğu Türkistan’daki soykırıma sessiz kalıyorlar, görmezden geliyorlar.
Soru: Türk ve Müslüman devlet ve topluluklardan beklentileriniz nelerdir?
Cevap: Türk ve Müslüman devletler ve toplulukları; Aslında Doğu Türkistan meselesine "Çin'in yumuşak karını" diyebiliriz. Ama Türk ve Müslüman devletlerin yöneticileri bunu keşfetmediği için Çin ile olan anlaşmalarda Çin ne derse ne şart koyarsa kabul ediyorlar. Mesela, Çin başka devletler ile ticari ya da ekonomik anlaşmalar yaparken ilk şartlarından biri, Çin’in iç işlerine karışmamayı, özellikle Çin’in Doğu Türkistan, Tibet ve Hong Kong konusundaki politikalarını desteklemeyi şart koşuyorlar. Aslında Türk ve Müslüman devletler Doğu Türkistan'a ne kadar çok sahip çıkarak Çinin baskıcı politikalarını eleştirirse, Çin ile olan ilişkilerinde daha güçlü durumda olurlar. O da aslında Çin’e karşı güçlü bir kozdur, ancak bu kozu şu ana kadar hiç bir devlet kullanamadı. Eğer bunu kullanırlarsa Çin onlar ile pazarlık yapmak isteyecektir.
Biz Türk İslam devletlerinin Çin ile olan ticari ilişkilerini kullanarak Çin’e baskı yapmasını, Doğu Türkistan’daki soydaşlarımızın hak-hukuklarını korumasını, Türk ve Müslüman kardeşlik sorumluluklarını yerine getirmesini bekliyoruz.
Soru: Doğu Türkistan da yaşanan soykırımla ailenizden mağdur ve mazlumlar var mı?
Cevap: Ben 2016. Yılından bu yana Doğu Türkistan’daki akrabalarımdan hiç bir haber alamıyorum. Onlar evde mi toplama kampına atıldı mı, hapishanede mi ya da Çin polisleri tarafından yok edildi mi, hiçbir bilgim yok. Onlar ile irtibat kuramıyorum. Ama onların çoğunun benim Türkiye’de yaşamam ve Türkiye’de yaşayan hemen bütün Uygurların terörist ilan edilmesinden dolayı, yakınlarımızın toplama kampında tutulduğunu tahmin edebilirim.
Soru: Son olarak söylemek istedikleriniz?
Cevap: 76 yıldan bu yana bitmeyen bu zülüm her geçen gün daha da artıyor. Çin baskı ve zülüm yaparak Doğu Türkistanlıların sabrını zorluyor. Doğu Türkistan’da şu an hiç kimsenin can ve mal güvenliği yoktur. Her gün binlerce genç hepse atılıyor ya da öldürülüyor. Keyfi tutuklama yargısız infaz devam ediyor. Doğu Türkistanlılar "ne zaman evime baskın yapılır" diye korku ve endişe içinde yaşıyorlar. Onların kendisi ve Ailesini koruma, savunma yetkisi yoktur. Biz Doğu Türkistanlılar olarak, başta Türkiye olmak üzere, Uluslararası insan hakları kuruluşları, İslam iş birliği teşkilatı, BM, AB, NATO ve tüm Dünya kamuoyunu Doğu Türkistan’da yaşanan soykırıma ve olaylara sessiz kalmamaları, Dünyaya tehdit olarak ortaya çıkan sömürücü Çine dur! demelerini, Doğu Türkistanlıların can ve mal güvenliğinin garanti altına alınmasını talep ediyoruz. Hocam size de Doğu Türkistan davasına verdiğiniz kesintisiz destekten dolayı çok teşekkür ediyoruz. Dualarımız sizinle beraberdir. Allah razı olsun.
Musa bey açıklamalarınızdan dolayı size çok teşekkür ederim. Umarım tez zamanda Doğu Türkistan’da ki zülüm sona erer Müslüman kardeşlerimiz bağımsızlıklarına kavuşurlar.
Değerli Okurlarım,
Gerek Türkiye’de gerekse Avrupa ve Dünyanın değişik yerlerinde bütün zor şartlara rağmen mücadelelerini sürdüren Doğu Türkistan kuruluşlarının faaliyet ve beklentilerini, yetkililerle yaptığımız röportajlarla birinci elden duyurmak istedim.
Zulme rıza zulümdür.
Doğu Türkistan'ın mücadelesi sadece Doğu Türkistan’ın muhacirlerine bırakılamayacak cesamette ve vahamettedir. Onun için vicdan sahibi her birey, Doğu Türkistan mücadelesine katkı sunmak gibi bir vicdani sorumluluk taşımaktadır. Umarım şimdiye kadar sessiz kalanlar da, bu mücadeleye "karıncanın İbrahim’in (as) ateşine su taşıması" gibi gayret ve sorumlulukta olsun.
İnsanların ilgisizliği zalim komünist Çin’i zulüm yapmakta cesaretlendirmektedir.
Sorumluluğumuz büyüktür.
Sorumluluk kuşanmak insani ve dini vecibedir.
Vesselam..

Doğu Türkistan Maarif ve Dayanışma Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Musacan Er, Uluslararası Doğu Türkistan STK'ları Birliği Başkan Yardımcısı Ubulkasim Zerepşan, Doğu Türkistan İnsan Hakları İzleme Derneği Başkanı Abdureşit Eminhacı, Satuk Buğrahan İlim ve Medeniyet Vakfı Başkan Vekili Nizamettin Temkini, Doğu Türkistan Nuzugum Kültür ve Aile Derneği Başkanı Münevver Özuygur, İli Meşrep Uygur Vakfı Başkanı Kudret Gulca ve Doğu Türkistan Yeni Nesil Hareketi Başkan Yardımcısı Merdan Uygur.




