Ardı ardına sıcaklık rekorları kaydedilirken kışa ne oldu?

Kasım ve Aralık ayından sonra kuraklığın hakimiyetiyle kapattığımız 2022’nin ardından 2023 de ilk haftasında aşırı sıcak rekorları kırıldı. Aralık’ta Kuzey Amerika fırtınalarla boğuşurken Ocak başında Avrupa sıcaklık rekorlarına koştu. Türkiye‘de ise günler oldukça güneşli ve birçok bölgede kuraklık hakim.

Nasa ise son on yılda, modern kayıtların başladığı 1880’lerden bu yana en sıcak 10 yılın sekizinin kaydedildiğini bildirdi.   Met Office, yıllık ortalama sıcaklığın ilk kez 10C’yi geçmesiyle 2022’nin Britanya’nın rekor düzeydeki en sıcak yılı olduğunu ve iklim krizinin sıcaklık rekorunun kırılma olasılığını 160 kat artırdığını duyurdu.

İklim bilimci Maximiliano Herrera’nın geçtiğimiz günlerde ortaya koyduğu verilere göre en az sekiz Avrupa ülkesinde en sıcak Ocak ayı yaşanıyor. Bu ülkeler arasında Polonya, Danimarka, Çekya, Hollanda, Belarus, Litvanya ve Letonya bulunuyor.

sıcaklık

İspanya, Noel döneminde mevsim normallerinin üzerinde sıcaklar yaşadı. Fotoğraf: EPA

Ocak başında İspanya’nın kuzeyinde bulunan Bilbao’da sıcaklık 24,9 dereceydi. Polonya’nın Korbielów bölgesinde kaydedilen sıcaklık 19 dereceyken, Çekya’nın Javornik bölgesinde 19,6 derecelik sıcaklık kaydedildi.

Bunun Avrupa tarihinin en aşırı olayı olarak değerlendirilebileceğini belirten Herrera, Avrupa’da yaşanan aşırı bir hava durumu olayının ilk defa Kuzey Amerika’daki en aşırı hava durumu olaylarıyla karşılaştırılabilecek boyutta olduğunu aktardı.

Ocak rekorları – Kaynak: BBC

Kuzey Amerika’da yıkıp geçen fırtınalar

Kuzey Amerika’da da 20 Aralık haftası aşırı soğuklar görüldü. ABD ve Kanada‘da Kuzey Kutbu üzerinden gelen aşırı soğuk ve kar fırtınası hayatı felç etti. Bir milyonu aşkın ev ve işyeri elektriksiz kaldı, birçok eyalette acil durum ve olağanüstü hal ilan edildi.

New York Valisi Kathy Hochul, 1977’deki büyük fırtınadan sonra Buffalo’nun tarihindeki gördüğü en şiddetli fırtınayı yaşadığını söyledi. Vali, bu fırtınanın tarihe geçeceğini vurgulayarak şehrin, “bir savaş bölgesine dönüştüğünü” aktardı.

‘Çok sıcak bir kış geçiriyor olmamızın iklim krizinden başka bir açıklaması yok’

Türkiye‘de ise derin bir kuraklık hakim. Meteoroloji Genel Müdürlüğü’nün verilerine göre; Türkiye’nin birçok bölgesinde Eylül, Ekim ve Kasım’da şiddetli bir kuraklık yaşandı. Kasım’da bu kuraklık derinleşti. Aralık’ta ise Türkiye son 52 yılın en sıcak Aralık’ını yaşadı. Birçok baraj dip seviyesini gördü ve mevcut durumda İstanbul‘un suyunu karşılayan barajların doluluk oranları gün geçtikçe düşmeye devam ediyor:

Kaynak: İSKİ

Türkiye’de kış mevsiminde hakim olan olağan dışı sıcaklıkları İstanbul Politikalar Merkezi İklim Direktörü ve Yeşil Gazete yazarı Ümit Şahin ve İstanbul Teknik Üniversitesi, Meteoroloji Mühendisliği bölümü öğretim üyesi Doç. Dr. Barış Önol‘la konuştuk.

Ümit Şahin, “Çok sıcak bir kış geçiriyor olmamızın iklim krizinden başka bir açıklaması yok” diyerek aşırı hava olaylarının iklim değişikliğiyle, sıcaklıkların artmasıyla görülme olasılığının çok daha fazla artan olaylar olduğunu belirtiyor.

Avusturya, Salzburg yakınlarındaki kayak pistinde seyrek kar yağışı – Avrupa’nın büyük bölümünde hakim olan mevsim normalleri üzerindeki sıcak havanın bir sonucu. Fotoğraf: Matthias Schräder/AP

Şahin, on yılda bir görülen sıcaklık dalgasının şu anda beş yılda bir görülür hale geldiğini hatırlatarak IPCC raporuna işaret ediyor.

IPCC’nin altıncı değerlendirme raporunda kuraklığa ilişkin küresel çapta çok dikkat çeken uyarılar yapılmıştı. Raporda dünyanın hızla karbondan arındırılması durumunda dahi, halihazırda atmosferde bulunan sera gazları ve mevcut emisyon trendlerinin, 2040’a kadar bazı çok önemli iklim etkilerini kaçınılmaz hale getireceği belirtilmişti:

Küresel ısınma, gıda güvenliğini tehlikeye atacak ve ayrıca sıcaklıklara bağlı ölüm, kalp hastalığı ve zihinsel sağlık sorunlarının görülme sıklığı da artacak.

Ümit Şahin de 50 yılda bir görünen sıcak dalgasının 10 yılda bir yaşanmaya başlandığına dikkat çekiyor. Şahin bunun ilave bir risk oluşturduğunu söyleyerek “Bu ilave risk iklim değişikliğinden kaynaklanıyor. Dolayısıyla bu tür sıcaklıkların görülme olasılığı artıyor” diyor.

‘Yazılı tarihin en sıcak yılı’

İskoçyalı meteorolojist Scott Duncan ise 2022’inin yüz milyonlarca Avrupalı için yazılı tarihin en sıcak yılı olduğunu belirterek yılın sıcaklık anomalisinin haritasını paylaştı:

‘Rekorların kırılması anormallikler taşıyor’

Doç. Dr. Barış Önol ise kış ayının daha geç gelmesi veya kış ayına girdiğimiz aralık ayının sıcak geçmesinin çok anormal olmadığını ama günlük ekstremlerin bu kadar yüksek olmasının ve rekorların 3-5 derece birden kırılmasının aslında anormallikler taşıdığını aktarıyor.

Hava koşullarını oluşturan birçok dinamik sistemin aynı anda işlediğini aktaran Önol, “Biz bugün Kuzey Atlantik’te, Arktik bölgede ne olduğunu takip ediyoruz. Hatta şu an Pasifik’te La Nina serisi devam ediyor. Son üç beş senedir üst üste La Nina serisi yaşıyoruz. Bütün bunlar aslında doğal değişkenlik içinde devam eden olaylar. Bunların hepsi bir araya gelip o günkü hava şartlarını oluşturuyor. Bir yandan da iklim değişikliği var. Hepsini birden değerlendirmek lazım” diyor.

Van – Fotoğraf: Necat Hazar – Anadolu Ajansı

Aynı ay içinde çok ciddi rekorların kırılmasının olağandışı olduğunu vurgulayan Önol, “Ama şunu da söylemek lazım; hemen aralık ayının başında, ilk on günde, Avrupa da aşırı soğuktu. Kar yağdı, ciddi soğuklar yaşandı. ABD’de de bir hafta önce aynı şekilde aşırı soğuklar, eksi kırk derece soğuklar görüldü” ifadelerini kullanıyor ve sıcaklığın konumla ilişkisine dair şunları aktarıyor:

Kuzey Arktik havanın çok soğuk olduğu bir bölge. Biz tam orta enlemlerdeyiz. Arktik bölgeyle, Sahra Çölü arasında bir yerdeyiz. Bazen daha güney yönlü akımlar kuvvetli olduğunda Sahra’dan bize çok ciddi anlamda sıcak hava ulaşımı oluyor. Daha sonra dalganın hareketine göre bu sefer soğuk olan kısmına giriyoruz dalganın ve daha Arktik havayı alıyoruz ve bu salınım devam ediyor. Bu salınım ne kadar derinleşirse biz de soğuk veya sıcak havayı o kadar kuvvetli şekilde hissediyoruz.”

‘Kurak bir dönem geçiriyoruz’

Son yıllarda, kuzey kutbu üzerinde oluşan büyük, soğuk alçak basınç bölgesini tanımlamak için kullanılan bir terim olan kutup girdabının (Polar vortex) yavaşladığı ve Arktik havanın daha aşağı bölgelere doğru indiğine ilişkin söylemlere işaret eden Önol, girdap yavaşladığında soğuğun daha aşağı bölgelere kaydığını, Avrupa’da kaydedilen sıcaklıkların da bununla ilgili olduğunu belirtiyor:

“Bu geçen hafta olan olay da o. Bütün güneyli sıcak hava bu enlemlere doğru taşındı; Polonya’ya, Litvanya’ya kadar bir sürü yerde aşırı sıcak havalar yaşandı. Bütün o ayın tüm zamanların rekorları kırıldı. Bu arada biz de tam Avrupa’nın doğusunda olduğumuz için bunlardan hem etkileniyoruz hem de kendi atmosferik şartlarımızı yaşıyoruz. Kurak bir dönem geçiriyoruz. Aralık ayı da bizim için çok sıcak geçti.”

Su kaynakları dip seviyeleri gördü

Meteoroloji Genel Müdürlüğü‘nün verilerine göre; eylül, ekim ve kasım 2022 Türkiye’nin birçok bölgesinde şiddetli kuraklık hakimdi. Ülkenin su kaynakları 2022’de dip seviyeleri görmüştü.

Van Gölü’nde oluşumu binlerce yıl süren ve ‘su altı peribacaları’ olarak nitelendirilen dikitler gün yüzüne çıktı. Van Gölü’nde kuraklık uydu görüntülerine yansıdı, gölün sınırları değişti.

Kuraklığın, artan sıcakların, insan kaynaklı kirliliğin vurduğu tek su kaynağı elbette Van Gölü olmadı. Burdur Gölü’nde alg patlaması görüldü, Arin Gölü yok olmanın eşeğine geldi. İznik Gölü’ndeki bazilika kıyıyla birleşti. Akşehir ve Karataş Gölü meraya dönüştü. Barajlarda da su seviyeleri dibi gördü.

Kaynak: Meteoroloji Genel Müdürlüğü  

İklim değişikliğiyle harmanlanmış mevsim normalleri

Mevsim normallerini sorduğumuz Önol, Dünya Meteoroloji Örgütü‘nün son 30 yılın ortalamasını alarak bu normalleri ortaya koyduğunu ve mevcut “mevsim normalleri” dediğimiz rakamların 1990 ile 2020 aralığı olduğunu belirterek bu aralığın son 20 yılının zaten iklim değişikliği altında olduğunu ifade ediyor.

Sonuç olarak bugünkü mevsim normalleri zaten iklim değişikliğinin yüksek oranlarıyla oluşturulmuş rakamlara işaret ediyor. Önol şunları aktarıyor:

“O normaller dediğimiz şeyin içinde iklim değişikliği de var artık. Normal dediğimiz şeyin içinde zaten iklim değişikliği de olduğu için, iklim değişikliğinin etkisi altında olduğumuz için, zaten daha yüksek sıcaklıklardan çıkartıyoruz sayıyı. Sıcak ortalamadan çıkartıyoruz günümüzü. Ama mesela geçmiş ortalamalar 1951 -1980, 1960-1990 dönemlerine bakacak olursak; hava çok çok daha sıcak.”

Gökçe Barajı - Fotoğraf: DHA

‘Beklenmedik sıcakların, yağışların, fırtınaların daha fazla olduğu bir döneme girdik’

Ümit Şahin Avrupa ve Kuzey Amerika’da kaydedilen aşırı sıcak ve soğuk havalar da dahil olmak üzere küresel sıcaklıklara ilişkin şu değerlendirmelerde bulunuyor:

“Küresel sıcaklıklar arttığında değişkenlik de artar. Çünkü varyans da artıyor. Değişkenlik de artıyor. En basit örneği şudur; mesela dinozorlar zamanında küresel sıcaklıklar bugünkünden 7 ila 8 derece daha sıcaktı. O zaman çok daha sıcak olduğu için atmosferde, çok daha devasa seller, yağışlar, fırtınalar görülüyordu yani bugün bizim hiç görmediğimiz, alışık olmadığımız şekilde büyük fırtınalar görülüyordu. Çünkü değişkenlik ve şiddetli hava olayları ısınan atmosferde daha çok artar, soğuduğunda daha durgun hava koşulları olur.

Biz de atmosfer ısındıkça, küresel ısınma artıkça değişkenliğin arttığı, bu tür beklenmedik sıcakların, beklenmedik yağışların, beklenmedik fırtınaların daha fazla olduğu bir döneme girdik.”

ABD-Kanada sınırındaki Ontario Gölüne dökülen Horseshoe (Atnalı), American ve Bridal Veils adlı şelalelerin oluşturduğu Niagara Şelaleleri soğuk havanın etkisiyle kısmen dondu. Fotoğraf: Lokman Vural Elibol – Anadolu Ajansı )

Sıcaklık artarken… Ufukta yağış var mı?

Önol’a gelecek günlerde bizi nasıl hava koşullarının beklediğini soruyoruz:

“İstanbul’a, ülkeye soğuk havalar genelde şubat ayında geliyor. Karlı zamanlar şubat ayında oluyor. Kar yüksekliği mart başında, şubat sonunda en yüksek noktaya ulaşıyor. O yüzden kuraklık için daha ‘tehlike çanları çalıyor’ demek için erken.

Geçen sene de son yılların en soğuk mart ayıydı. arla birlikte soğuk hava bizi etkiledi ama yağış almamız için de bunlar bize lazım. O yüzden de şu an için daha erken ama kurak gidiyoruz. Zaten kurak bir dönemden geldik. Geçen seneden itibaren… Ama daha önümüzde şubat, mart var. Nisan yağışları var. Bu yağışları görmek lazım.”

Hala umut var

Hava koşullarının ekstrem seyretmesi can kayıplarına, yerinden edilmelere, iklim göçlerine, ekinlerin zarar görmesine, kültür miraslarının tahribatına, mali kayıplara ve kaygılara yol açıyor. Bu başlıkların her biri kendi özelinde dünya ve üzerinde barınan canlılar için oldukça ağır etkilere sahip. Ancak ekstrem hava koşullarının sıklığını ve yoğunluğunu artıran iklim krizine karşı geri dönüş için hala umut var.

İklim krizinin etkisiyle sıklığı ve şiddeti artan aşırı hava olayları ve kuraklık gibi dünyayı tehdit eden olaylara rağmen bilim insanları iklim krizine karşı harekete geçmek için hala zamanın olduğunu ve iklim eylemleriyle önlenebilecek bir krizin söz konusu olduğunu belirtiyorlar. Politika yapıcıların iklim krizine karşı taahhütlerini yerine getirmeleri için ve fosil yakıtı finanse eden şirketlere karşı harekete geçmek için küresel bir eylemlilik ve baskı da söz konusu.

Özel Haber - Cansu Acar - Yeşil Gazete

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.