Forbes Dergisi’nin yayınladığı Dünyanın ilk ona giren milyarderler listesini inceliyorum.

SpaceX ve Tesla CEO'su Elon Musk, “gerçek zamanlı dünyanın en zengin kişileri” listesine göre, 201,7 milyar dolar servet ile yeniden dünyanın en zengin insanı oldu.

Bu sene dünyanın zenginleri şöyle sıralanmış;

1-Elon Musk: 201,7  

2-Jeff Bezos: 193,9  

3-Bernard Arnault: 174,2  

4-Bill Gates: 129,7  

5-Mark Zuckerberg: 122,4  

6-Larry Ellison: 120,2  

7-Larry Page: 116,6  

8-Sergey Brin:112,4  

9-Warren Buffett: 100,9  

10-Mukesh Ambani: 98,3 Milyar Dolar

Bu listelerde Rothschild ve Rockefeller gibi hanedanlıkların adları neden saklanır, orası da bilinmez, diyelim..

İşte bu isimler ve devamındakiler, piramidin en üst sınırlarına yerleşmiş dünya zenginleri.

Hiç birinin bir yakınının öyle koronadan falan öldüklerini de duymadım.

Helal olsun akıllı adamlar ve dengeli besleniyorlar; ki bağışıklık sistemleri de taş gibi sağlam olsa gerek (!)… Falan diye geçiştirelim gitsin, bu kadar basit?..

Şimdi gelelim o “piramit” diye vurgu yaptığım sosyo-ekonomik yapının en altındaki geniş yere, yani bizlerin dünyasına;

Bir korona denilen illetle cebelleşmeye devam ediyor; devletimiz de ne talimat verdiyse kuzu kuzu ve harfiyen uyuyoruz. Uymayanlara da artık neredeyse “cüzzamlı” falan gibi bakmaya başladık gibi.. (yakında böyle olursa şaşmam)..

Bu süreçte toplumu gözlemlediğimde, bazı konuların bariz olarak öne çıktığını görüyorum. Örneğin koronaya karşı mücadelemizdeki müşterek toplumsal tavrımız gibi.

Dün sosyal yaşam ve farklı görüşleriyle düşmanlık noktasına getirilen, yani her konuda ayrıştırılanlar, bugün aynı kalburun içindeler. Ve ilginçtir bu birlikteliği görmek istemiyorlar. Çünkü "Ayrışmak" ruhlarına işlemiş, bunu da anlıyorum.

Ancak sallayanlar, kalburu keyifle sallıyor.

Bilinçsiz ve zayıf kalanlar dökülüyor.

İnsanlık nüfusu da böylece bir şekilde seyreltiliyor.

Dün birbirini (karşılıklı) ötekileştiren bizler, bugün kötü bir kaderin içinde birlikte çırpınıyoruz.

Ne ayrancı ne biracı, ne örtülü ne örtüsüz, ne bakkal ne de marketçi kaldı. Aynı kaderin içinde, bir kurgulanmış çaresizlik ortasında, BİRLİKTEYİZ..

Açıkçası "DİPLERDE VE EŞİTİZ"

Bugün bir kez daha ortaya çıktı ki; piramidin tepesinde kendilerini "İNSANÜSTÜ" özel yaratılmış görenler, dünya toplumlarını (ve tabii ki bizleri de) "GÜDÜLEBİLİR KUZU" ve hatta "TEK TİP KÖLE" olarak görüyorlar..

Habire servet yarıştırıyorlar, dolarlarına dolar katıyorlar. Bizler de seyrediyoruz.

Ve hatta “helal olsun adamlara” falan diye de düşünenlerimiz bile var.

Helal olsun adamlara (?)..

...

Dünyanın bu zıt uçlarını seyrederken, halen cesaretle ve birlikte SORGULAMAYI, insanlık adına bir "MÜŞTEREK PAYDA"da buluşmayı dahi düşünemiyoruz. Neticesinde, toplum olarak daha çok farkındalıklara ve aydınlanmaya ihtiyacımız var gibi geliyor bana..

Unutmayalım ki (ayırabildiğim günde yarım saat olsa da ben dahil) o uyuşturucu gibi "bağımlısı" haline geldiğimiz Face-Book’un patronu Mark Zuckerberg, 122,4 milyar dolar’lık servete ulaştı ve dünyanın en zengin 5. insanı oldu.

Bezdirilmiş, susturulmuş, cesareti kalmamış ve özellikle sosyal medya üzerinden pasifleştirilmiş; hele ki kafasını bilime ve üretmeye yöneltmeyen bir toplum olmak, doğrusu yakışmıyor bize..

Birileri milyarlarca dolarla zenginliklerini yarıştırırken, bu uzun nefesli rehavetimiz nereye kadar?..

"Miskinlik" - "Tembellik" ve "Fakirlik"  kaderimiz olmamalı.

Sonra çocuklar ve torunlarımızın yüzlerine nasıl bakarız?..

Sağlıcakla kalın..

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.