Deprem ve Eğitim..

Eğitim öğrenim insan hayatında çok önemli bir yer kaplar. Her şey onun üzerine kuruludur. Türk Milletinin çırak, kalfa, usta üçlemesi de disiplin, saygı ve tatbikatı gerektirir. Hayali uzaktan tarif ile arabanın arızası yapılmaz. Bu işler internette yemek tarifine de benzemez.

Bunları niye yazıyorsun diyeceksiniz, bu deprem faciasında ne yeri var diyeceksiniz ama bu faciaların da eğitimsizlikten geldiğini hatırlatmak için yazıyorum.

Mevcut hükümetin kendini başarılı saydığı bir inşaat sektörü var. Ama pek çok eksiklikler olmasına rağmen, öğrencilerin zar zor barındığı kredi yurtlar kurumu defalarca âdeta şamar oğlanı olmaya devam ediyor. Evet, öğrenci yurtlarından bahsediyorum.

Pandemi var çık,

Salgın var çık,

Umreden gelenlere karantina olacak çık,

Mülteciler geldi Ensar’dır, sevaptır çık,

Şimdi de deprem oldu mücbir sebeplerden dolayı okullar tatil oldu çık..

Peki, eğitim ne olacak?

Internet ve tablet ile devam.

Peki, öğrencilerin tabletleri var mı?

Internet bedava mı?

Gelişleri gidişleri ne olacak?

Teknik okullarda tatbikat olmadan laboratuvar olmadan eğitim nasıl olacak?

Cevap yok.

Bu badireleri gereğince atlatamayan ve bu öğrenciliği de yeterince görmeyen bir tebaadan, bunların cevabını almak da zaten zor.

KYK’ya giriş bir sözleşmeyle bir akitle oluyorsa, kiracı-ev sahibi anlaşmazlıklarındaki gibi adaleti nasıl uygulayacaksın. Senin yaptığının, ev sahibinin “oğlum gelecek çık” ya da “kızım evlenecek çık” yaklaşımlarından ne farkı var ki.. Oysa adil olmak en çok devlete yakışan bir ünvandır..

1999 yılında çıkan yasa ile 23 senedir adı üzerinde deprem vergisi toplanıyor.

4 Kıl çadırdan viyana kapılarına kadar giden bir ecdadın torunlarına, yedekte, hazırda çadır, su, ekmek, soba gibi ihtiyaç malzemelerini anında temin edemiyorsak, demek ki beceriksizliğimizi örtmek için de depremi nerdeyse “kıyamet” olarak tarif ediyoruz. “Kader” diyoruz, “Fıtrat” diyoruz ve onu da Allah'a mal ediyoruz. Eller ne tedbirler almış, onu öğrenip gözümüzün önüne bakmıyoruz.

Velhasıl EĞİTİM devam etmelidir.

Eğer ki 10 vilayette depremzedeler üzerinde referandum yapılsa “tüm şartlara rağmen çocuklarımız okusun” diye netice çıkar. Bizler Türk Milleti olarak, çocuklarımızın eğitim görmesini ve hatta kesintisiz eğitim görmesini isteyen bir milletiz.