Düzce’de meydana gelen deprem herkesin yüreğini ağzına getirdi.
İstanbul’dan Kırıkkale’ye kadar Türkiye’nin birçok yerinde hissedildi.
Herkes yapılan yorumlardan temennilerini ortaya koydu.
Herkes Yaradan’ın afetlerden koruması yönünde dualarda bulundu.
Ama Depremde asıl amaç ne?
Deprem niye olur?
Yaradan ne ister?
Kullar ne yapar?

Deprem Yaradan’ın kullarına bir ikazıdır.
Yoldan çıkan kullarına karşı bir uyarı mesajıdır.
Demek ki kulların yaşantılarında çizgiden bir çıkış var.
Yaradan’ın emirlerine ve isteklerine bir karşı geliş var.
Yaradan bunu hatırlatmak üzere "Kendinize çeki düzen verin" mesajı gönderiyor.

İşin uzmanları yıllardır fiziksel olarak bir depremin varlığından bahsedip durmaktadır.
Bunları kaale alan ne bir hükümet yetkilisi, Ne de bu sözlere kulak asan insanlar var.

Şöyle etrafınıza bir bakın, 
Müslüman olduğunu söyleyip de Kur’an hükmünü uygulayan kaç tane insan var!
Yönetenden yönetilene;
Faiz yemeyen,
Zina yapmayan,
Kumar oynamayan (devlet eliyle oynatılan Milli piyangolar dahil)
Devletin malını zimmetine geçirmeyen,
Yalan söylemeyen,
Rüşvet, iltimas, zimmet olayından uzak duran,
Adaletin hükümlerini uygulayan
Kul hakkı yemeyen,
Kaç tane insan sayabilirsiniz.
Biliniz ki bunu yapanların hepsi de Allah’a başkaldıranlardır. 
Sorduğunuz zaman herkes "Elhamdülillah Müslümanım" diyor.

Nasrettin hocanın dediği gibi kedi buysa ciğer nerede, ciğer buysa kedi nerede.
Madem ki Müslümanız o zaman yaşantımız nerede,
Madem İslam’ı yaşıyoruz o zaman bu uyarılar neyin nesi.

Eğer bu insanlar Tevbe suresi 70. Ayete baksalardı : 
Onlara, kendilerinden evvelkilerin; Nûh, Âd ve Semûd kavimlerinin, İbrâhîm kavminin, Medyen halkının ve altüst olan şehirlerin haberi ulaşmadı mı? Peygamberleri, onlara apaçık mûcizeler getirmişti. Allâh onlara zulmedecek değildi, fakat onlar kendi kendilerine zulmetmekte idiler” (et-Tevbe, 70) ikazını göreceklerdir.

Herkes şunu çok iyi bilsin ki ;
Küfür, isyan, zulüm ve haksızlık tarihi, ilâhî intikamın dehşetli örnekleri ile doludur. 
Yaradan’a ve peygamberlerin gösterdiği yola muhalefet ve isyan edenlerin, 
Allah’ın emirlerine uyuyormuş gibi görünüp de tam tersini yapanların,
Er geç ilâhî kudretin acı azabı ve çetin tecellîleri ile karşılaşmaları, kaçınılmaz ve değişmez bir ilâhî kânundur. Herkes aklını başına devşirmelidir.
Şüphesiz ki Allah, insanlara hiçbir suretle zulmetmez; fakat insanlar, kendilerine zulmetmektedirler.” (Yûnus, 44)
Televizyona çıkıp her gün yalan söyleyenler,
İnsanların haklarını gasp edenler,
Rüşvet, iltimas, yolsuzluk içinde yüzenler,
Adalet terazisini doğru dürüst işletmeyenler,
Ve kul hakkına tecavüz edenler.
Bilesiniz ki bunlar felaketin habercileridir. Ve bunları siz kendi ellerinizle yapıyorsunuz.
Yaradan bunu bizlere ikaz ediyor ;
Başınıza gelen herhangi bir musîbet, kendi ellerinizle işledikleriniz yüzündendir. (Bununla beraber) Allâh, çoğunu da affediyor.” (eş-Şûrâ, 30)

Titre ve kendine dön..

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.