Bu defa Cumhuriyetimizin 95. Yıldönümü vesilesiyle bu bilgileri bir kez daha toplumumuzla paylaşmak istedim. 

Hemşehrimiz, Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk Türkiye Cumhuriyetini 29 Ekim 1923'te ilan etmesi acaba bir tesadüf müdür? Bize göre bu tarih hiç de tesadüf değildir... Neden mi ?  İzah ediyorum;

Osmanlı İmparatorluğunun kaybedilmiş toprakları üzerinde 31 Ağustos 1913 de "Batı Trakya Türk Cumhuriyeti" kuruldu... Bu Cumhuriyetin kurulmasının asıl amacı, Bulgarlar tarafından işgal edilmiş Trakya topraklarının yeniden kazanılması, Bulgarlar tarafından katledilen Türklerin kurtarılması ve düşmanın İstanbul dahil Anadolu topraklarının işgal edilmesini önlemek için yapılan bir oluşumdu...
 
Batı Trakya Türk Cumhuriyeti 29 Ekim 1913'te Ayestefanos (İstanbul Yeşilköy) Antlaşmasıyla son buldu. Batı Trakya Türk Cumhuriyeti bu antlaşma neticesinde 30 Ekim 1913 de Bulgarlara teslim edildi.. Bu anlaşmada Edirne, Tekirdağ ve Kırklareli Türkiye'ye (Osmanlı Devletine) bırakıldı...

Ama her nedense tarih sayfalarında bu üç ilimizin Bulgar işgalinden Eşref Kuşçubaşı Sencer ve silah arkadaşları tarafından kurtarıldığından, 30 Ekim 1913 tarihinde Batı Trakya Türk Cumhuriyeti topraklarını Bulgarlara vermekle önce Osmanlı'ya daha sonra da Türkiye Cumhuriyeti'ne bu üç ilimizin kazandırıldığından hiç bir şey yazılmıyor ve hiç bir söz dahi edilmiyor....

"Atatürk bundan tam yüz iki yıl önce 27 Ekim 1913’te Binbaşı Mustafa Kemal Bey, Sofya askeri ataşeliğine atandı. Bu görevlerdeyken Mustafa Kemal Bey, 1 Mart 1914’te yarbaylığa yükseldi. Osmanlı devleti 28 Temmuz’da başlayan krizin içinde etkin olarak yerini aldı ve 29 Ekim 1914’te savaşa girdi.
Yarbay Mustafa Kemal Bey’i Sofya’da tutmanın imkanı yoktu, ısrarla cephede görevlendirilmesini istedi ve Çanakkale’de henüz olmayan bir tümenin başına tayin edildi. Tümeni kendisinin tertiplemesi istendi. Ocak sonunda (20 Ocak 1915) on beş aylık ataşe mili-terlik görevi sona erdi."
(Kaynak bilgi: İlber Ortaylı)
 
Türkiye Büyük Millet Meclisinin Oluşumu 23 Nisan 1920’dir. Yani 23 Nisan 1920’de Türkiye Büyük Millet Meclisi açılarak bağımsızlık yolunda büyük bir adım atılmıştır. 23 Nisan, ulusun kendi kendini yönetme yetkisini kullanmaya başladığı gündür.
 
Atatürk’ün desteğini alan “Himaye-i Etfal Cemiyeti” 23 Nisan 1923'te “Yetim ve Öksüz Çocuklar” için yardım toplamaya başladı... Yardım amaçlı rozetler bastırıldı ve bu rozetler çocuklar tarafından satışa sunuldu.
1922’de Ankara'dakiyle 23 Nisan kutlamalarına öğrencilerin de katılması ayrı bir değer kazandırdı. Böylece 23 Nisan da öne çıkmış oldu.

23 Nisan 1925’te yapılan “Çocuk Bayramı Günü” kutlamalarına Atatürk de bizzat katılarak büyük destek verdi. 23 Nisan “Çocuk Günü” 1926’dan itibaren ise “Çocuk Bayramı” olarak kutlandı. 23 Nisan “Çocuk Bayramı” 1927’de coşkulu bir şekilde Atatürk’ün himayesinde yapıldı...
 
1929’dan itibaren 23 Nisan “Çocuk Haftası” olarak kutlandı...

En son 1980 darbesi döneminde Milli Güvenlik Konseyi, bu bayrama resmi olarak “23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı” adını verdi.
 
Batı Trakya Türk Cumhuriyeti'nin yıkılışından 10 yıl sonra 29 Ekim 1923'e Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşu ilan edildi...
 
29 Ekim 1913 Batı Trakya Türk Cumhuriyetinin yıkılışıdır...
29 Ekim 1923 de yeni bir Türk Cumhuriyetinin kuruluşudur...

Acaba bu tarih bir tesadüf müdür?

Ulu Önder Mustafa Kemal ATATÜRK de Batı Trakya'yı Misak-ı Milli Hudutlarımız içinde kabul etmiştir..

O, devletimizin yıkılış tarihini takip eden ilk fırsatta, yine aynı gün tarihiyle Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni ilan etmekle, batıya güzel bir ders de vermiştir. Yani 29 Ekim'lerde yıkılırsak, 29 Ekim'lerde yeniden doğarız..

Böylece 29 Ekim 1923 tarihinde kurulan Türkiye Cumhuriyeti, tarih sayfalarında kurulan Türk devletleri içinde 121. sırada yerini almış oldu...

95. Yıldönümümüz Kutlu Olsun..

 

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
Avatar
Necdet Alper 5 yıl önce

Harika bir yazı,yeni yeni şeyler öğrenmek de çok güzel. Teşekkürler.

Avatar
Cemalsim Cemal Şimşek 5 yıl önce

Harika bir araştırma ve bilgilendirme Tebrikler

Avatar
Kadir Bekler 5 yıl önce

İlk defa böyle bir şeyi okudum. Çok enteresan ve teşekkürler.

Avatar
Erdoğan A. 5 yıl önce

Süper bir tespit. Yüreğinize sağlık sayın hocam..

Avatar
Halil İşgüder 5 yıl önce

Teşekkür ederim .