18 Mart 1915, tarihimizin en önemli zaferlerinden bir gündür.

Tarih takıntısı olmayanlar hariç zaferin ne zaman olduğu çok önemli değildir, ancak zaferin gerçekleşmiş olması çok manidardır.
O veya bugün, güne takılmamalıyız.

Çanakkale’de verilen mücadele, kazanılmış olan zafer bizi ilgilendiriyor.

Her savaşta kahramanlarımız var, Uluabatlı Hasan, Kara Murat gibi Seyit Onbaşı ve nice isimsiz kahramanlarımız..

Tek dişi kalmış batı canavarını kandırılıp Çanakkale’ye cepheye gönderen İsrail Devleti taraftarı Siyonist güruh, bitti yok oldu dediği bir zamanda “Zincirin en zayıf halkasına” dünyadaki bütün gücüyle çullanmasına rağmen mağlup oldu.

“Zaten mağlup olmaya mahkumdular.”

Sadece asker gücüyle değil kimyasal silahlarla da saldırıldı bize.

Çanakkale’de İngilizlerin kimyasal silah kullandığı ispatlandı.

Hatta “Çanakkale Zaferi Kutlamalarımızı” sürekli yapmamız kullandıkları kimyasal silahlarının reklamının da yapılması olduğu söyleniyor...

Ezineli Yahya Çavuş’un arkadaşlarına söylediği şu söz, yıllar sonra Siyonist uşağı Winston Leonard Spencer Churchill’i haklı çıkarmaktaydı.

Ne demiş Yahya Çavuş;
“Arkadaşlar düşman çok, mermi az. Mümkünse bir mermi ile birden fazla düşman öldürün. Allah bizimle beraberdir.”
Churchil, savaştan sonra İngiltere’de bir meydanda konuşması esnasında kendisini sert bir dille eleştirenlere; “Biz Çanakkale’de Türkler’le değil Tanrı ile savaştık,” demiş.

Bu konuda İngilizler ilk çıkan askerlerinin bir bulut içerisinde yok olduğunu, hatta bu olay neticesinde bizden hala tazminat istedikleri bilinmektedir. Çanakkale’de sayamayacağımız kadar alnı-eli öpülesi kahramanımız var.

Bir gün Çanakkale’de şehitlikleri gezerken ailemle Hüseyin Avni Yarbay’ın kabrindeydik.

Yarbay’ın kabri 57. Alay’ın şehitliğinin hemen alt kısmında.

Alay önce komutanının şehadetini görmüş. Ve şehit olduğu yere defedilmiş.

Mezar taşında ilginç bir ifade var, insanların tüylerini diken diken etmekte:
“Savaşın ilk günlerinde şehit edilmesine rağmen savaşın sonuna kadar büyük kahramanlıklarda bulunmuştur.”

Ben daha önce bir tarihçiden dinlemiştim.

Hüseyin Avni komutan, yaralı düşman askerleri arasında gezerken bir tanesi tarafından su içirilirken hançerle ağır yaralanmıştı. Bir çadırda ağır yaralı vaziyette istirahat ederken yanındaki askere seslenip ‘beni ayağa kaldır’ demiş.

Asker umursamamış. Komutan ısrar edince asker bir subaya durumu aktarır, acilen komutanın yanına gelen subay, ‘neden kalkmak istiyorsunuz’ der.

Hüseyin Avni, ‘Peygamber efendimiz geliyor yatarak mı karşılayayım’ der ve kendisini ayağa kaldırırlar.

Komutan oracıkta emaneti Rahman’a teslim eder.

18 Mart 1915 günü en zor şartlarda kazanılan zafer çok ibretliktir.

Bir mermiyle iki kişi vurulur mu?

250 okkalık top mermisi tek başına kaldırılır mı?

Elinde silahı, kursağında gıdası olmadan savaşılır mı?

Şayet “ENFAL SURESİ-17. Ayet’i okursanız olur mu olmaz mı anlıyorsunuz.

18 Mart 1915 Deniz Zaferi’nin şanlı kumandanı Cevat Paşa, Kurmay başkanı Selahattin Adil, ilk şehitlerden Üsteğmen Hasan ve yardımcısı Mevsuf, boğaza mayın döşeyen “Nusrat Mayın Gemisi” nin kumandanı Tophaneli Hakkı, Yüzbaşı Nazım, attığı bir top mermisi ile boğaza bir tesbih gibi dizilen dev savaş gemilerini birbirine çarptıran şanlı asker Mehmet Seyid Onbaşı, tonlarca ağırlığındaki topları kalelerden sahile indirme başarısını gösteren 65 yaşındaki Yüzbaşı Ramazan Ağa, 3. Kolordu Kumandanı Esat Paşa, Cafer Tayyar Paşa, Mareşal Fevzi Çakmak, Tümen Kumandanı Kazım Karabekir, Vehip Paşa Albay Ali Rıza Bey, 25 Nisan sabahı çıkartma yapan ilk Anzak birlikleri ile ilk çatışmaya giren 27. Piyade Alay Kumandanı Yarbay Şefik Aker, din için, devlet için can çekişen millet için son nefesine, son neferine kadar tüm alayını geride bir kişi kalmamacasına feda eden ve kendisi de Rabbine kavuşan 57. Piyade (Şehitler) alayının kahraman kumandanı Şehit Yarbay Hüseyin Avni Bey, anası tarafından genç yaşında bu vatana kurban seçilen Yozgat Sorgunlu Kınalı Hasan ya da, “Düşman taarruza kalkarsa saldırın. Yaralı ya da ölüler ile uğraşmayın. Ölülerin üstüne basın ve ilerleyin. Ben yaralanırsam benim de üstüme basın ve ilerleyin. Zira ben de size öyle yapacağım” diyen kahraman Yüzbaşı Atıf’ı ve Mustafa Kemal ile bu toprakları kanı ile sulayan 250.000 vatan evladını unutmayalım.

Tabi en fazla şehidimiz olan Orhaneli ilçemizi de..

Günümüzde her şehidimiz için hatimler okunup mart ayı içerisinde rahmetle hatırlanıyorlar. İnşaallah bizler de ecdadımıza yakışır evlatlar olalım.

Unutulmasın! “Allah yolunda öldürülenlere ölüler demeyiniz bilakis onlar diridirler. (Bakara-154.)”
Çanakkale zaferimizin yıl dönümünde tüm zaferlerde imza atan bilinen bilmediğimiz tüm ecdadımızın ruhu şad olsun. Allah kendilerini peygamberimize komşu etsin.

Bizleri de layık eylesin Rabbim.

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
Avatar
A. şahiner 4 yıl önce

Yüreğinize sağlık. Her Türk evladının o mübarek yerleri yerine gidip gezmesi gerek.