27 Mayıs 1960 öncesinde basına ağır sansür uygulanmış ve bazı gazeteler boş sütunlarla çıkmaktaydı. İktidarı eleştiren birçok gazeteci hapise atılmış ve iş güvencelerinden yoksundu. Demokrasinin ve hukukun olmadığı toplumlarda bunlar normal sayılabilir.

Milli Birlik Komitesi Hükümeti tarafından 2 Ocak 1961 tarihinde 195 sayılı yasayla Basın İlan Kurumu kuruldu. Ardından 4 Ocak 1961 tarihinde kabul edilen ve basın çalışanlarına bazı haklar ve yasal güvence sağlayan “212 Sayılı Yasa” kabul edildi. 212 sayılı yasa, iş sözleşmelerinin yazılı olarak yapılması, sözleşmelere işin türü ve ücret miktarı yazılması, ücretlerin peşin ödenmesi, gazetecinin kıdem tazminatı gibi basın çalışanlarının sosyal ve yasal haklarını belirleyen hükümleri içeriyordu. 212 sayılı yasa, 10 Ocak 1961 tarihinde Resmi Gazete’de yayınlanarak, yürürlüğe girdi.

212 sayılı yasa ile kendilerine yüklenen sorumlulukları kabul etmek istemeyen Akşam, Cumhuriyet, Dünya, Hürriyet, Milliyet, Tercüman, Vatan, Yeni İstanbul ve Yeni Sabah gazeteleri 10 Ocak 1961 tarihinde; “... Milli Birlik Komitesi tarafından ilan edilen basınla ilgili kanunlar, milletçe girilen bu aydınlık devirde, basını emsali görülmemiş bir tehlikenin içine atmıştır” ortak metniyle çıktı. 212 sayılı yasanın ve 195 sayılı yasanın mesleki sakıncalar doğuracağını iddia eden bu ortak bildiride, 11-13 Ocak 1961 tarihleri arasında üç gün gazete çıkarmayacakları duyuruldu.

Gazete sahiplerinin bu ortak tepkisi karşısında, çalışanlar da bir araya geldiler. İstanbul Gazeteciler Sendikası, çalışanlara ait bir ortak bildiri yayınlayarak, kapanma kararının gazete sahipleri tarafından verildiğini, diğer çalışanların ise bu durumu onaylamadıklarını açıkladı. Gazeteciler aynı gün, sendika önünden başlayan sessiz bir yürüyüş gerçekleştirdiler. Yürüyüş sırasında “Biz çalışan gazeteciler, gazete patronlarının gazete çıkarmama kararına katılmıyoruz. Menderes’e boyun eğenler, hürriyete baş kaldırıyorlar. Babı Ali ağalığına paydos. Biz çalışan gazeteciler, patronlarla değil Milli Birlik Komitesi’yle beraberiz” pankartları taşıdılar.

“Dokuz patron olayı” olarak basın tarihine geçen bu gelişme üzerine gazeteciler, boykot boyunca “Basın Gazetesi” yayınlamaya karar verdiler. Gerekli girişimlerin ardından çalışanların ortak ürünü olan Basın Gazetesi, 11 Ocak günü yayına başladı ve üç günlük boykot sırasında düzenli olarak yayınını sürdürdü. Çalışan Gazeteciler Günü, gazetecilik mesleğinde çalışanları onurlandırmak için bu olayın bir sonucu olarak ortaya çıkan Türkiye’ye özgü bir kutlama günüdür. 10 Ocak 1962 tarihinden itibaren 10 Ocak günü “Çalışan Gazeteciler Bayramı” olarak kutlanmaya başladı ve 12 Mart 1971 muhtırasından sonra “Çalışan Gazeteciler Günü” oldu.

Bugün 212 sayılı yasanın neresindeyiz ve 212 sayılı yasadan haberi olan kaç basın çalışanı var? Milli Birlik Komitesi zamanında askeri yönetim altında dokuz gazete sahibinin yaptığı boykotu, bugün yapabilen var mı? Askeri vesayet diye toplum uyutulurken, 27 Mayıs Devrimi lanetlenirken, bugün yapılanların demokrasi olduğunu söylemek gülünçtür. Askeri vesayetten, sivil vesayete geçildi ve ileri faşizm ile topluma korku salındı.

AKP döneminde sürekli olarak sansüre ve baskıya uğrayan ama seslerini çıkartamayan günümüzün basın emekçileri için 10 Ocak tarihi, önemli bir öğretici niteliğindedir. 60. yılında Çalışan Gazeteciler Bayramı’ndan öğrenilecek çok önemli değerler olduğunu bilmeliyiz. Aydınlık günlerin ve bilinçli toplumun özlemiyle, yandaşlık yapmadan işini gazeteci gibi yapan gazetecilerin 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü kutlu olsun.

10 Ocak 2022

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.