Erol Usta: "Geleceğimiz olan parlak beyinlerimiz adeta avuçlarımızdan kayıp gitmektedir"

BURSA ARENA / Haber Merkezi

Hürriyetçi Eğitim Sen Bursa Şubesi Başkanı Erol Usta, 2021 - 2022 eğitim öğretim sene sonu dolayısıyla bir basın açıklaması yaptı.

2021-2022 Eğitim-Öğretim yılının yine kayıp yıllara yeni bir kayıp yılı olarak eklendiğini; sistemin bilimsellikten uzak, ideolojik saplantılara hizmet eden, adeta "bir şey deneyeceğim" merakının tatmin yerleri haline getirildiğini belirten Başkan Usta, "2012 yılında başlatılan 4+4+4 kesintisiz eğitim fiyaskosunun ardından, üniversite sınavlarına giriş barajı kaldırılmak suretiyle bir +4 yıl daha eklendiğini ve hedeflenenin "diplomalı cahiller" yetiştirmekse yapılanların doğru olduğunu söyledi.

.

Yakıcı sorunlarımızdan birinin de geleceğimiz olan parlak beyinlerimizin adeta avuçlarımızdan kayıp gitmekte olduğunu, yetiştirdiğimiz, eğittiğimiz, geleceğimiz olan gençlerimizi ülkemizde tutmak için hiçbir gayret sergilenmemediğini, her taleplerinde kendilerine sallanan parmaklardan, nobran dilden, ayar üstüne ayar verilmekten yorulan, sıkılan evlatlarımızın dışarıya itilmekte olduğunu ve artık kendi ülkelerinde kendilerine bir gelecek göremediklerini vurgulayan Başkan Usta'nın açıklamaları şöyle devam ediyor:

"Kamu istihdamında ayırımcı yaklaşımlardan derhal vaz geçilmeli ve ehliyet liyakat durumlarına göre adil yönetim sergilenmelidir. Bu sağlanmadığı takdirde zeki, çalışkan neslimiz yabancı ülkelerin hizmetinde gelecek inşa edecektir. Bu durum geleceğimiz açısından büyük bir felaketin ön habercisidir.

Okullarımız ciddi imkânsızlıklar içinde boğuşmaktadır. Kimse kafasını kuma gömmesin. Çeşitli bahaneler altında okus pokus numaralarıyla başka başka yerlere kaynak aktarımına yol verilmemelidir. Okullar tamamen kantin gelirleri ve veli bağışlarına mahkûm hale getirilmiştir. Ben görmedim sen yapmadın riyakârlığı artık sonlandırılmalı ve okullarımıza ihtiyaç duyulan ödenek ayrılmalıdır.

Öğretmeni ispiyonlama, tehdit etme, ayar verme aracı halini alan şikâyet hatları acilen kapatılmalıdır. Eğitim çalışlanlarımızdan müşteri memnuniyeti yaklaşımı istenmektedir. Bu durum cahilin ehliyete tahakkümünü doğurmaktadır. Bu mantıktan derhal vaz geçilmeli. Veli öğrenci dalkavukluğu derhal sonlandırılmalıdır.

Olumlu olarak değerlendirebileceğimiz konu ise sayın bakanın bütün eğitim çalışanlarına verdiği başarı belgeleridir ki bunların devam etmesini bekliyoruz.

MEB İŞ-KUR İLE PROTOKOLÜNÜ İHTİYACA GÖRE YENİDEN DÜZENLEMELİDİR

Okullarımız Eylül ayının başında açıldığı halde Kasım ayı gibi görevlendirmesi yapılan temizlik ve güvenlik görevlilerinin Haziran 10 itibariyle görevlerinin sonlandırılmasıyla eğitim öğretim aslında zımnen sonlandırılmaktadır. Hâlbuki okullarımızda yaz okulları, destek eğitim kursları devam ettirilmektedir. Kurumlarımızın temizliği ve sair işleri nasıl giderilmesi umulmaktadır. Sigortasız işçi mi çalıştıracaklar? Çalışanların ücretlerini nasıl karşılayacaklar? Protokoller yaz okulları ile destek eğitim kurslarını da kapsayacak şekilde tam yıl esaslı protokoller oluşturulmalıdır.

.

86 BİN ÜCRETLİ ÖĞRETMEN YERİNE, 86 BİN KADROLU ÖĞRETMEN ATAMASI YAPILMALIDIR.

Okullarımızda yaklaşık 86 bin ücretli öğretmen görevlendirilmiştir. Devletin ucuz maliyetle eğitim verme yaklaşımı çürük bir yaklaşımdır. Yüzbinlerce atanmayı bekleyen öğretmen adayları varken, hala anayasal suç olan angarya iş yaptırma mantığı eğitime yaklaşımın da göstergesidir. Eğitim öğretim tasarruf yapılacak, kara geçilecek yerler değildir. Asgari ücretin neredeyse yarısına ücretli öğretmen çalıştırmak yasak savmaktan ibarettir. Bunun yerine ihtiyaç kadar yeni kadrolar açılmalıdır.

PROJE OKULLARI UYGULAMALARINDAN DERHAL VAZ GEÇİLMELİDİR.

Milli Eğitim bakanlığının hangi ihtiyaca matuf olduğu bilinmeyen proje okulları adı altında öğretmen idareci kadrolarını kendinden menkul kriterlerle kişisel makam dağıtma yerleri, yandaş istihdam merkezlerine çevirmiştir. Bu okullar eğitimin hangi derdine devadır, başarı düzeyleri nedir? Bu okullarımızda hangi değerli projeler hayata geçirdi? Eğitimimize nasıl olumlu katkıları oldu? Üniversite sınavlarındaki başarı ortalaması nasıldır? Bütün bu soruların muhataplarının cevapları nelerdir? Vergililerimizle çalışan devlet aygıtında bu kadar keyfilik, hesap vermezlik fazla değil midir? Bu kurumlar derhal gerçekçi bir zeminde eğitimin hizmetine çekilmelidir.

ÖĞRETMENLİK MESLEK KANUNU BEKLENTİLERİ KARŞILAMAKTAN UZAKTADIR.

Yıllardır beklenilen öğretmenlik meslek kanunu maalesef öğretmenlerin beklentilerini karşılamaktan oldukça uzaktır. Yığınla birikmiş sorunlarına bir nebze olsun deva olması umulan kanunun hayal kırıklığı olmuştur. Yine öğretmen kariyer basamakları uygulaması kesinlikle hakkaniyetli değildir. Beklenilen 10 yılını doldurmuş bütün öğretmenlerimizin uzman 20 yılını doldurmuş her öğretmenimizin de başöğretmen statüsü kazanmasıdır. Öğretmen arkadaşlarımız zaten mesleğe başlama kadroları uzmanlıklarına göredir. Öğretmen ünvanlını alan herkes zaten kendi alanında uzmandır. Sınıf öğretmeni, Fizik öğretmeni, matematik öğretmeni, müzik öğretmeni gibi her biri birer uzmanlık gerektirir. Atamaları da uzmanlıklarına göre yapılmaktadır. Her alanın sınavı da kendi uzmanlık alanında değerlendirilmektedir.

Eğitim çalışanlarının ekonomik koşullar karşısında ezilmeden yaşayabileceği mali ve sosyal haklarını hak ettiği seviyeye çıkarılması zorunluluktur. Gerçek enflasyon kayıplarının her ay yansıtılması gerekliliktir, keyfiyete bırakılamaz.

Ben yaptım uyun mantığına karşı eğitimin bütün sendikalarını sonuç alınıncaya kadar mücadeleye davet ediyorum. Biz almadan bize verilmeyeceği artık nete gelmiş, aşikâr olmuştur.

.

PLANSIZLIĞIN ÖNGÖRÜSÜZLÜĞÜN MALİYETİ ARTMAKTADIR

2017'de ''Hiçbir öğrenci istemediği okul türüne gitmeyecek'' ve yine “sınav mınav yok kaldırıldı her isteyen istediği okulda okuyacak” denilerek TEOG kaldırılmış, LGS getirilmişti. Bırakın istenilen okulda okumayı, şimdilerde veliler çocuğum bari açıkta kalmasın bir yere yerleşe bilecek mi paniği yaşamaktadır.

Başbakan düzeyinde 2020 yılında bütün okullarımız tekli eğitime geçecek sözü verilmişken şimdilerde neredeyse ikili eğitime geçmeyen okulumuz kalmadı.

Pandemi sürecinde hiç olmazsa okullarımızı gözden geçirme şansımız varken 2 yıl gibi uzun bir süreyi kulakları üzerine yatarak geçiren bakanlık, plansız programsız okulları yıkmak, güçlendirmek gerekçesiyle adeta bir okulun diğer okula sığınarak eğitim yapmaya gayret ettiği bir yıl geçirdik.

Eğitim tamamen iç dinamiklerle yönetilmelidir. Dış dizaynlar, müdahaleler ciddi kargaşalara sebep olmakta ve milli eğitimin temel hedeflerini tehdit etmektedir."

bursaarena.com.tr

 

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
Avatar
Cafer Genç 2 yıl önce

Ne olduğu belli olmayan, günü kurtarma amaçlı ucube bir eğitim sistemi, geleceğimizin ümitsizliğine sebep olmaktadır. Sınava, nota vs kurgulanmış sistem, "4 şıktan doğru olanı bul" anlayışı ile ezberci, ruhsuz, duygusuz, testkolik, maddeci, mekanik, mankurt öğrencilerin yetişmesine sebep olmaktadır. Eğitimimiz perişan haldedir, yerlerde sürünmektedir. Elinden tutup kaldırmak için "bana göre, benim için eğitim" sistemi gereklidir. Eğitim, siyasilerin uzanamayacağı yerde olmalıdır..
Güzel tespitler için teşekkürler Erol başkanım. Kolay gelsin, başarılar diliyorum...