Hiç balık görmeyen bir şehrin adamı, başka bir sahil şehrine gider. Kıyıda bir satıcıya rast gelir. Merak eder yanaşır. Satıcı bir tüm balık bir de sadece balığın başını satmaktadır. Balık görmeyen adam sorar;

- Balık kaça, balığın başı kaça ?

- Balık 10 lira, balığın başı 20 lira..

- Niye böyle farklı?

- Balığın başı zekayı açıyor.

- İyi o zaman bana bir tane balık başı ver,

Adam parayı öder, balık başını alır ve yer. Sonra satıcıya dönerek,

- Ya ben niye balığı tüm alıp da yemedim, der

- Haa bak şimdi akıllanmaya başladın..

..

İnsan kazığı yiyince akıllanıyormuş demek ki. Victor Hugo “Musibet, zekayı eğitir" diyor.

Yediğimiz kazığın acısı aklımızı başımıza getiriyor bir anda.

..

Biz anlatmak istediklerimizi yıllardır anlatamıyoruz.

Kur’anın anlattıklarına yıllarca kayıtsız kalmışız.

Eskiler de öyle der, “Bir musibet bin nasihattan evladır.”

Musibet başımıza gelince görüyoruz hakikat yollarını.

Ne kadar eksik kaldığımızı o an acı bir tecrübeyle yaşıyoruz.

Akıl ile almadığımızı acı ile anlıyoruz. Şair ;

“Nus ile uslanmayana etmeli tekdir,

Tekdir ile uslanmayanın hakkı kötektir" derken anlatılmak istenen de bu olsa gerek.

Fakat asıl sorulması gereken soru şu olmalı :

- Neden belaya müstehak kalıyoruz?

Hintli Müslüman Filozof Beydeba bu soruya şöyle cevap veriyor ;

“Kesin anladım ki kişiyi dünyada musibete duçar eden şey, sonu gelmez ihtiraslar ve aç gözlülüktür. Dünyaya aşık olan daima musibet, meşakkat ve koşuşturma içinde olacaktır.."

..

Bunları her afetten sonra yaşadığımıza şahit olduk mu olmadık mı?

Gölcük depreminden sonra bir bardak suyun 50 liraya satıldığına,

Elazığ depreminden sonra kiraların 3-4 misli arttığına,

Corona ile 50 kuruşluk maskenin 15 liraya satıldığına,

İnternet üzerinden satışların nasıl 10-15 misli arttığına..

..

Bu musibetler karakteristik özelliklerin ortaya çıkmasına neden oluyor.

Samuel Smiles de aynen öyle diyor “Musibet karakterin imtihanıdır”

Yüzde 99’u Müslüman dediğimiz bir ülkede insanların hiç de Müslüman gibi davranmadıklarını görüyoruz. Fırsatı nasıl ganimete değiştirdiklerini görüyoruz. Oysa ki, kafir dediğimiz Avrupa ülkelerinde insanların temel ihtiyacı olan malzemelerin daha da ucuzlatıldığına şahit oluyoruz.

Bu inançtan önce bir karakter meselesi olduğunu görüyoruz.

Gelin;

İnançlarımız tekrar gözden geçirelim,

Aldığımız tedbirleri tekrar gözden geçirelim,

Kısacası yarın ölecekmiş gibi yaşantımızı tekrar mercek altına alıp muhasebe edelim.

..

Hz Peygamberimiz bir hadisi şerifinde şöyle diyor; “Başımıza gelen herhangi bir musibet kendi ellerimizin yaptığı işler yüzündendir"

Şura suresi 30. Ayette de Yaradan şöyle buyuruyor; “Başınıza her ne musibet gelirse, kendi yaptıklarınız yüzündendir. O, yine de çoğunu affeder.."

..

Elimizdeki tesbih, avucumuzdaki kına, ağzımızdaki çekirdek, dudağımızdaki telefon, kulağımızdaki kulaklık, ateşe koyduğumuz tencere, içindeki pirinç, salladığımız kaşık, dişimizdeki implant, kızımıza aldığımız bebek oyuncak, oğlana aldığımız oyuncak araba, yazdığımız kalem, çizdiğimiz defter, hanımın boynundaki inci, dedenin sakat aracı, ebemin sırtındaki ipek, bindiğimiz araba Çin malı.

Buğday, şeker, doğal gaz, S-400'ler Rusya’dan.

Patriot, askeri malzeme ABD’den.

Tıbbi malzeme, yan sanayi ürünleri, sanayi malzemeleri Avrupa’dan.

Etler Sırbistan’dan, Bakliyat Kanada’dan,

Kahvaltılık peynir, yağ Hollanda’dan.

İnandığımız din, şeyhlerden ve müritlerinden…..

Artık :

Fert olarak,

Millet olarak,

Devlet olarak, kendimizi gözden geçirmeliyiz.

Kişilerin uydurduğu dine değil, Kur’an'ın gösterdiği İslam’a sarılmalıyız,

Ahlaki, kuralları ve adaleti tesis etmeliyiz, Eğitimi birinci plana almalıyız,

Yerli malları haftasını ve yerli üretime dönük alanları acilen açmalıyız.

Tekrar tekrar nüksedecek Korona'dan kaçmak için bunlar acilen gereklidir.

“Başımıza gelen belalar yüzünden başkasını suçlamak, bilgisizin yapacağı bir iştir. Yalnız kendini sorumlu saymak ise gözü açılmak üzere olan birinin işidir.." (Epictetos)

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.