Üçüncü yazımızın başında bay Harari ve bay Ren ilk açıklamalarını değerlendirecekler.

Bay Harari konuşmuş ardından bay Ren sözünü tamamlamıştı.

Satranç devam ediyor.

Moderatör Zanny Minton Beddoes, bay Ren’in giriş açıklamasını bay Harari’ye soruyor.

Bay Ren atom bombası ve aynı enerjinin farklı kullanılması örneğini verdi. Teknolojinin insanlığa faydalı olduğunu siz ve salondaki izleyicilerimizde eminim biliyordur. Harari için Al ve biyoteknoloji, teknolojik gelişmelerden çok farklı ve tehlikeli mi?’

Bay Harari: ‘Atom bombası örneği güzel bir örnek. Bu silah büyük bir tehdit ve caydırıcı bir güç. Gücü elinde bulunduran, soğuk savaş döneminde bile karşı tarafa kurallar koyucu ve caydırıcı olanın kendisi olduğunu ilan etti. Al ve biyoteknolojiler atomik gücün aksine açık tehdit değiller. Atom bombasını kullandığınız yer onlar için dünyanın sonu anlamına geliyor. Fakat Al teknolojisi ile insanları yok etmeden dünyayı ele geçirebilirsiniz. Bu bizim için tehlike arz eden bir durum. Dünyaya hükmetmeyi istemenin cazibesi büyük.’

Beddoes araya giriyor. ‘Washington veya Pekin'de böyle bir düşünce olduğunu mu söylüyorsunuz?’

Bay Harari: ‘Hayır Pekin ve San Francisco. Washington yönetimi olan biteni tam olarak anlamış değil. San Francisco Washington’la iş birliği yapmak istiyor, çünkü yönetimin desteğine ihtiyaç duyuyor.’

Beddoes tekrar sözü bay Ren’e veriyor. ‘Bay Ren, otoriter bir rejim olan Çin'in, Profesör Harari'nin dediği gibi, gelecekteki toplumları ve bireysel özgürlüğü şekillendirebilecek teknolojilerin elinde bulunduruyor olması bir tehdit unsuru mudur? Amerikalılar neden endişe ediyor? Endişelenmekte haklılar mı?’

Bay Ren: Bay Harari, ABD hükümetinin AI'yı gerçekten anlamadığını söyledi. Bence Çin hükümeti de bunu tam manasıyla anlamış değil. Eğer iki ülke gerçekten yapay zekayı geliştirmek istiyorsa, temel eğitime ve temel araştırmalara daha fazla yatırım yapmalılar. Çin yönetimi endüstriyel çalışmalara ağırlık veriyor ve bu minvalde mühendis yetiştiriyor. Yapay zekayı geliştirmek için çok fazla matematikçi, fizikçi, biyolog, kimyager bilim adamları lazım. Ayrıca çok sayıda süper bilgisayar, süper bağlantı ve süper depolama gerektirir. Çin bu alanlarda işin oldukça başında sayılır. ABD fazla endişe duyuyor bence. Kendileri ilerledikleri sektörde başkalarının az da olsa bir şeyler yapmalarından huzursuz oluyorlar. Al’ın tüm insanlara fayda sağlamak için kullanılması gerektiğini öğrenmeleri gerekiyor diye düşünüyorum. Sayın Harari’nin dediği gibi sınırların birlikte belirlenmesi gerektiğine inanıyorum. Böylelikle sürecin nasıl geliştiği tespit edilebilecektir. Teknolojilerde bazı etik problemler olduğunu sanıyorum.

Ayrıca sayın Harari’nin düşündüğü gibi yirmi otuz yıllık sürede hatta daha sonra da insanları tehdit edici olaylar gerçekleşmez. Bence Al teknolojisi ile üretim dönüşümü ve artışı ile servet kazanımı artacak. Servet artışı karşısında hükümetler sosyal çatışmaları önleyici çalışmalar yapmalı.’

Beddoes, ‘ Sizce ABD Çin’i tehdit olarak abartıyor olabilir öyle mi? Dünya teknolojide iki kutuplu hale mi geliyor? Huawei ABD’de kara listeye alındığı için neler yaşadı?

Bay Ren: ‘Huawei, bir şirket olarak ABD'nin hayranıydı. Firmamız kurulduğundan beri, şirketi nasıl yöneteceğimizi öğrenmek için onlarca ABD danışmanlık firması tuttuk. Artık tüm yönetim sistemimiz ABD şirketlerine çok benziyor. Gelişmemize katkısı olduğundan dolayı ABD bununla gurur duymalı. ABD'nin yönetim uygulamalarının ne kadar başarılı bir şekilde ihraç edilebileceği konusunda bir modeliz. Bu açıdan bakıldığında, ABD'nin Huawei'nin dünyadaki konumu ve büyümesi hakkında çok fazla endişelenmesi gerektiğini düşünmüyorum. Şirketimiz on yıl önce fakirdi. Ancak şu anda bizim için alınması muhtemel tedbirlerden etkilenmeyeceğimizi düşünüyorum. Diğer sorunuz dünyanın iki teknoloji ekosistemine dönüşeceğini düşünmüyorum. Bilim reeldir ve sadece bir gerçek vardır. Herhangi bir bilim adamı gerçeği keşfettiğinde, bu tüm dünyaya yayılacaktır. Ancak teknoloji dünyaya yayılırken bilimin farklı uygulamalarını teşkil eden çeşitli buluşlar olacaktır. Rekabetin sosyal ilerlemeye faydası olacaktır. Dünyanın standartları dayatması gerekmiyor ve bilim ile teknolojinin temeli birleştiği için dünya teknolojik olarak bölünmez diyorum.’

*

Bay Harari tarihçi olmasına rağmen geçmişle değil gelecekle ilgilenmeye ve kendi kontrolleri dışında gelişen her sektörden de endişe duymaya devam edeceklerine vurgu yapıyor. Aynı seviyede olanları bile tehdit olarak göreceklerini mesafeli davrandıklarını/davranacaklarını belirtiyor. Ve bay Ren’e soruyor, ‘Al ile dünyayı ele geçirecek misiniz?’

Harari’nin daha ilginç soruları da var.

Bay Ren bir fırtına atlattıklarını biyoteknolojik güçte belli bir noktada olduklarını deklare etti. Kasırgalara hazırlıklı olduklarından bahsetti. ‘Biz çalışmalarımıza devam edeceğiz siz de devam ediniz’ mesajını verdi.

Bay Harari’yi daha fazla endişelendiği soru, bir sonraki yazımıza sarktı. Bakalım bay Ren buraya kadar verdiği gibi diplomatik bir dille mi soruları yanıtlamaya devam edecek?

Heyecanla aktarıp analizimize devam edeceğiz!

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.