Lozan barış mı hezimet mi ?
 
Anarşinin zirve yaptığı, hergün sağdan soldan onlarca Türk gencinin öldüğü 1970’li yıllarda; zamanın Başbakanı Süleyman Demirel, ortaya bir laf atardı, basın başta olmak üzere tüm millet günlerce o lafı tartışırdı.. Akıllarda ne terör kalırdı, ne anarşik olaylar, hergün onlarca ölen gençlerimiz.. Adam, tüm olumsuzlukları Millete kısa yoldan unutturur, o günü hatta o haftayı kurtarır giderdi..
 
Birkaç örneği mi ?
“Yollar yürümekle aşınmaz..”
"enflasyon düşüyor domatesten biberden buluyorlar, çıkıyor benden buluyorlar..”
"dün dündür, bugün bugündür.."
"benzin vardı da biz mi içtik..?"
 
*****
Cumhurbaşkanlığı internet sayfasını arada bir izliyorum.  Haber çok manidar olduğu nedeniyle biraz önce birkez daha baktım;
 
Tarih 24.07.2016
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Lozan Barış Antlaşmasının 93. Yıldönümü vesilesiyle yayınlanan beyanatı.. Özellikle çarpıcı cümlelerini izleyelim; “Bugün, Cumhuriyetimizin kurucu belgesi olan Lozan Barış Antlaşması’nın imzalanmasının 93. yıldönümüdür.
Aziz milletimizin inanç, cesaret ve fedakârlıkla elde ettiği zafer, Lozan Antlaşması ile diplomasi ve uluslararası hukuk alanına taşınarak tescil edilmiştir.
Bu anlaşma, yeni kurulan devletimizin tapusu niteliğindedir.
Lozan Antlaşması’nın içeriği, bu anlamda başta milli irade ve demokrasi olmak üzere Türkiye Cumhuriyeti’nin sahip olduğu temel ilkelerin değeri, bugünlerde çok daha iyi anlaşılmaktadır.
../... Bu düşüncelerle, Lozan Barış Antlaşması’nın 93. yıldönümünde, Cumhuriyetimizin banisi Gazi Mustafa Kemal başta olmak üzere, anlaşmanın mimarı olan tüm devlet adamlarımızı rahmetle anıyorum.”
 
*****
Ve tarih 29.09.2016
Beştepe'de muhtarları ağırlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın konuşmasından çarpıcı birkaç cümle; 
"Tarihte bize ne yaptılar. 1920'de bize Sevr'i gösterdiler, 1923'te Lozan'a bizi razı ettiler. Birileri de Lozan'ı zafer diye yutturmaya çalıştı. Herşey ortada.
İşte şu an Ege'yi görüyorsunuz değil mi? Bağırsan sesinin duyulacağı adaları biz Lozan'da verdik. Zafer bu mu..?
Oralar bizimdi. Oralarda bizim camilerimiz, mabetlerimiz var ama şu anda hala Ege'de kıta sahanlığı ne olacak, havada, denizde ne olacak bunları konuşuyoruz, hala bunun mücadelesini veriyoruz.
Niye..? İşte o anlaşmada masaya oturanlar sebebiyle. O masaya oturanlar, o anlaşmanın hakkını vermediler. Veremedikleri için şimdi onun sıkıntısını biz yaşıyoruz.."
 
*****
Oltaya (pardon ortaya)  ilk gelen Yunanistan Başbakanı Aleksis Çipras, pürtelaş ve anında tepkiyle aldı sazı eline; “Lozan Antlaşması’nı tartışmaya açmak ikili ilişkiler için tehlikeli olabilecektir..”
 
Peşinden  Yunanistan Dışişleri Bakanlığı’ndan ismi verilmeyen bir yetkili; “Lozan Antlaşmasına saygı duyulması gerekir. Lozan ve diğer uluslararası hukuka dayalı antlaşmalar uygar dünyanın gerçekleridir..”  
 
Cumhurbaşkanının bu son açıklaması ülkemizde de muhtelif yankılara vesile oldu ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu da geç kalmadı; “Sayın Cumhurbaşkanının, muhtarlarla yaptığı toplantıda, Lozan Anlaşması'nı bizim tarihimize uygun olmayan bir dille eleştirmesini ben içime sindiremiyorum. Bu parlamentoyu parlamento kılan da Lozan Antlaşması, T.C. nin varlık nedeni olarak saydığımız Lozan Antlaşması’nın bizim tarihimizde özel bir yeri vardır. Lozan Antlaşması büyük imkansızlıkların yaşandığı bir süreç içinde, batının dize getirildiği anlaşmadır aslında. Türkiye’nin varlık nedenidir../..”
 
*****
Şimdi;  Erdoğan’ın Lozan’la ilgili sitayişle bahsettiği 24 Temmuz açıklamasından sonra, aradan daha iki ay geçmişken ortaya sürdüğü bu tam aksine ve son derecede çarpıcı Lozan hakkında konuşmasını anlayamadı toplum.. Herşey bir yana 29 Eylül 2016 tarihinin Lozan Antlaşmasıyla ne ilgisi vardı ?  
 
Yani bu işin içinde başka işler vardı aynanın ötesinde..
Ve merhum Demirel’in kamuoyunu boş bırakmamak yönünden ustalığını bu yazımın giriş konusu yapmakla hata etmedim sanırım.. Zira  Erdoğan’ın bu açıklamalarını izlerken aklıma gelen ilk konu doğrusunu söylemek gerekirse bu espriler oldu.. "Usta’lık, Demirel’den Erdoğan’a boşuna miras kalmadı herhalde.." dedim kendi kendime..   
 
Bu manidar konuşmasının en az 3 - 4 nedenini tahmin etmek hiç de zor değil aslında.. Şimdi Lozan’ı anlayacağız diye; devletimiz adına imza atan merhum İsmet İnönü’yü ve Dr. Rıza Nur ile 30’un üzerindeki delege heyeti üyelerini kabirlerinden çıkartıp  “anlatın bakalım”  diyecek halimiz de yok..
 
En kolayı Erdoğan ve danışmanlarına bakıp da niyetleri konusunda isabetli bir empati yapmak.. Bu tür bir yaklaşım bizi genelde yanıltmıyor; hem de oluşturulan bu tür gündemlerde kaybolmamak yönünden yararlı oluyor..   
 
Ben yine de içimden gelen bir sese kulak vermek istiyorum..
Osmanlı'nın son devresi ve dağılışı ile T.C. Devletinin kuruluşundan itibaren kaybettiğimiz toprakları, özellikle ortadoğu yönünden gözden geçirmekte fayda var.. 500 yıl yönettiğimiz Musul, Kerkük ve o bölgedeki benzeri yerler gibi..
 
Bugün Lozan'dan başlanır  konuşulmaya, fakat hesapların nerelere ulaşacağı da belli olmaz..; Suriye ile ilgili tezkerenin uzatılmasını ve "Musul'un etnik kökenlere ayrıştırılarak bölünmemesi için elimizden geleni yapacağız.." gibi  vurguları dikkate almak gerek.. Bakarsınız "dünya beşten büyüktür" gerçekten.. Ne dersiniz..?
  
Haydi bu olası hesapları da konuşun biraz..
Ya da bağrışın ve figan edin Milletçe; Lozan barış mı, hezimet mi..? diye..
 

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
Avatar
İsmet Yıldırım 8 yıl önce

...::: Musul ve Kerkük'te yapılacak olan "referandum"la silahsız, savaşsız Hatay'ın Türkiye topraklarına katıldığı oluşumun benzeri bir imkan yaratılabilir mi ? Bekleyip, göreceğiz..

Avatar
Atila Altınok 8 yıl önce

Unutkanlık desem değil...Danışmanlar desem deģil...Kim yaptı bu saptırmayı.!?Bu büyük bir aldatma yine yanilttılar..Bilhassa küçük düşürmek için hazırladılar o camdan ki konuşmayı...Aman dikkat Fetocular tan temizlenmemiş...(!)..