24 YIL ÖNCE TÜRKÜN BİR BAŞBUĞU VARDI.

YIL 1997, GÜNLERDEN 4 NİSANDI...

Bazı günler ve olaylar vardır ki, hafızalarda derin izler bırakırlar. Bunların unutulması mümkün değildir. İşte, Turan ülküsünün lideri, Türkün Başbuğu Alparslan Türkeş de, milletinin gönlünde taht kurmuş, unutulmamış ve hafızalarda derin izler bırakmıştır.

Aradığımız, özlediğimiz ülkü liderinin yokluğunda, ölüm günü, gönüllerde doğum günü olmuştur.

31 Mart 1997 günü, Alanya'da katıldığım, Anadolu Lisesi Müdürlerine verilen seminer bitmişti. Müdür hemşerim İdris Kansu ile dönerken Isparta Eğirdir'deki aile dostumuz Süleyman Sabah'a uğradık, ailece misafiri olduk. Geç saatlere kadar sohbet ediyorduk.

Haberlerde, alt yazı olarak “Alparslan Türkeş'in vefat haberi” veriliyordu. Donduk kaldık, sustuk, bir müddet konuşamadık. Tavlayı kapattık ve cenaze törenine yetişmek için hemen Bursa'ya yola çıktık, Kar yağıyordu, zor şartlarda sabaha karşı Bursa'ya geldik. Aynı gün 5 arkadaş organize olduk, bir arabayla cenaze töreni için Ankara'ya gittik. Müthiş bir kalabalık vardı. Hava soğuktu ve kar yağıyordu. “Gitme, bizi öksüz bırakma, biz sensiz ne yaparız...” diyenlerin gözyaşları damlıyordu. Tekbir seslerine, morarmış elleriyle dua edenler, titreyen sesleriyle “amin” diyorlardı. Kar ile veya kar suyuyla abdest alanları görüyordum. Yanımdaki arkadaşım Vahdi Açıkyürek belli etmemeye çalışıyordu ama hastaydı, üşüyordu, titriyordu. Ben bir aparmandaki dairelerin bütün zillerini çaldım. 5. kattaki beyefendi balkona çıktı. Abdest almak istediğimizi söyledim. “Gelin” diye işaret etti. Sıcak su ile abdest aldık. Vefa adına, bu muhteşem törene katılmanın onuru ve gururu ile Başbuğumuz Alparslan Türkeş'i son yolculuğuna uğurladık.

Türkün Başbuğu Türkeş'e Allah rahmet eylesin, Ruhu şad olsun, kabri nurla dolsun. Rabbim cennetinin hikmetini, rahmetini, bereketini nasip eylesin...

Mirasın olan davamızı, ülkü erleri,

-her şeye rağmen-

hedefe ulaştıracaklardır.

Ülkün ve ülkücüyüm diyenlerin, bıraktığın gibi yaşıyorlar, sen rahat uyu Başbuğum,

Bu duygu ve düşünce ile Türk milliyetçiliği fikrinin, vatan, millet, milli-manevi değerleri sahiplenme davasının ve Turan ülküsünün lideri Başbuğ Alparslan Türkeş’e vefatının 24, yıldönümünde rahmet, minnet ve özlem duygularıyla seslenmek istiyorum:


SELAM SANA BAŞBUĞUM...

15 yaşındaydım.

Gençliğimi nasıl yaşayacağımı,

Milli ve manevi değerlerimin neler olduğunu,

Vatan, millet ve bayrak sevgisini,

Onurlu ve gururlu olmayı, dik durmayı,

Aç ve uykusuz günleri umursamamayı,

Taş medresenin, bedel ödemenin ne olduğunu,

.

İnsan olarak olgunlaşmayı, gönül ve dava adamı olmayı, mütevaziliği,

Uğrunda ölünecek değerlerimin varlık sebeplerim olduğunu,

Yılmamayı, yorulmamayı, yıkılmamayı,

İnanmayı, güvenmeyi, kararlı olmayı,

Dostluğu, vefayı, vicdanı, ahlaklı olmayı, sahiplenmeyi, paylaşmayı,

Hayatın anlamını, insanlığın amacını sen anlattın, ben öğrendim,

Şuurumu, ruhumu, gururumu tanıdım, özümüm ve sözümün asaletini anladım.

Kısacası, insan olmanın erdemleri adına ne öğrendiysem senden öğrendim....

Ellerinden öpmüştüm. Tok sesinle “SAĞOL EVLADIM” demiştin

Her yıl seni anıyorum, seni arıyorum, huzuruna geliyorum, yattığın vatan toprağını öpüyorum.

SENSİZLİK ÇOK ZORMUŞ, BUNU DA ÖĞRENDİM.

ÖĞRETTİKLERİN, EMEKLERİN İÇİN TEŞEKKÜRLER BAŞBUĞUM...

*********

Ülkücülük, Türk Milliyetçiliği davasıdır. Milli ve manevi değerleri sahiplenme fikridir. Turan (Türk Birliği) ülküsüdür.

Ben ülkücüyüm ve ben Türkeşciyim...

Neden mi? İşte, ALPARSLAN TÜRKEŞ’İN SÖYLEDİĞİ SÖZLERİNDEN BAZILARI:

*Hepiniz birer Türk Bayrağı’sınız. Bayrağı lekelemeyin, kirletmeyin yere düşürmeyin.

*Bölünme kabul etmez, kutsal bir bütün halinde Büyük Türkiye’yi yeniden inşa edeceğiz...

*Emirlere mutlak itaat lâzımdır. Laubali, gevşek, disiplinsiz, metotsuz kimselerle dâvamız yürümez. Her şeyde örnek olmak lâzımdır.

*Cesaret, yüreklilik, atılganlık olmayan hiçbir dâva başarıya ulaşamaz.

*Kendinizi küçük görmeyiniz. Sizler büyük kuvvetsiniz. Vazifenizi hiçbir zaman unutmayınız. Kuvvet birliktir.

*Dokuz Işık demek, Türk Ülküsü demektir. Fikir, iman, ülkü aşkı ... İnsanları güçlü yapan bunlardır.

*Türk töresi, Türk ülküsünün ayrılmaz parçasıdır. Ülküsüz insan çamurdan farkı olmayan bir varlıktır.

*İslamiyeti ele alıp Türklüğü inkâr etmek ihanettir. Bunun tersi de aynı derecede gaflet ve ihanettir.

*Türkün en önemli vasfı teşkilâtçılığıdır. Türk Töresinin bir şartı da yüksek vazife duygusudur.

*İnsanlar; yoksulluğa, açlığa, susuzluğa tahammül ederler. Fakat adaletsizliğe, hor görülmeye, aşağılanmaya ASLA müsaade, müsamaha etmezler.

*Ahlâkçılık anlayışımız, Türk Ahlâkı ve Müslümanlık inancından meydana gelmiştir.

*Millete hizmet yolunda şahsi menfaatlerden, şahsi zevklerden feragattir, vazgeçmektir. Kişiler kendilerini millet için feda ederler.

*TÜRKLÜK bedenimiz, İslamiyet ruhumuzdur. Ruhsuz beden ceset olur.

*Türkçüler Günü olan 3 Mayıs (1944) komünizme karşı Türkçü gençlerin bir uyarma yürüyüşüdür.

*Gençliğimizi büyük bir savaş beklemektedir. Bozgunculuğa, tembelliğe, ahlaksızlığa, cehalete, yalancılığa karşı büyük bir savaş.

*Ülkücüler, insanlık âlemi içinde ne uşak olmayı, ne de başkalarını uşak olarak kullanmayı kabul etmeyen şerefli bir bayrağın taşıyıcısıdır.

MEVZU VATANSA HEPİMİZ ÖLELİM,

MEVZU MAKAMSA HEPİNİZ ÖLÜN...

Alparslan TÜRKEŞ

...

Yandı yürekler yandı,

Yağan kar ile sönmez.

Milyonlar hep birlikte,

Diyor, “Başbuğlar Ölmez...”

...

"Sende bütün umutlar,

Göğe yükselsin tuğum...

Haykırıyor Bozkurtlar,

Selam sana Başbuğum..."

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.