Hasetlik gösterenlerin hikayesidir.

Elinde imkân varken kullanmayanların davet ettiği bir sonuçtur,

Akıl ile hareket etmeden duygularla yol almanın sonucunda,

Kendi fikirsizliğimiz yüzenden Allah’ın gazabını davet etmektir,

Ba’de harab-ül Basra.

Basra'ya yolu düşen fakir bir derviş karnını doyurmak için kimin kapısını çaldıysa eli boş kalmış. Sadece bir kasap ona bir parça çiğ et vermiş. Ancak derviş eti pişirmek için ateş bulamamış. Ateş yakmak için kimden yardım istedi ise onu terslemiş. Bunun üzerine derviş "Allah'ım Basra halkının hayırsızlığından ve cimriliğinden sana sığınırım. Bana şu eti pişirecek bir parça ateş lütfet " diye yalvarmış.

Tam o sırada Basra'da büyük bir yangın çıkmış. Herkes sağa sola kaçışırken dervişi, yangın alevlerinden istifade yaktığı ateşle eti kızartıp, karnını doyurmanın telaşı içindeyken, ona önceden yardım etmeyen Basralılar, "Sonunda aradığın ateşi bulmuşsun" derler. O da bunu söyler;

“Ba’de harab-ül Basra..” (Basra harap olduktan sonra..)

Elinde imkânı olanlar ola ki bir hasislik yapıp da

Bu imkânı kullanmaktan kaçınmasın.

Zamanında kullanılmayan imkân çok büyük felaketlerin gelmesine sebebiyet verebilir.

Karşınızdaki bir insanın,

Bir toprağın,

Bir vakanın,

Belki de size çok ihtiyacı var.

Ancak bu muhtaçlığa geç kalmamak lazım.

Değilse iş işten geçtikten sonra atacağınız bir adım hiçbir işe yaramayacaktır.

Bugünü çok iyi değerlendirmek lazım.

Bugünün işini yarına bırakmamak lazım.

Yarın kimseye garanti değil.

Kimsenin yarına çıkması için elinde bir ruhsatı yoktur.

Hasan-ı Basri hazretleri;

“Dünya üç gündür... Dün, bugün ve yarın... Dün geçti... Yarının geleceği belli değil... Öyle ise, bugünün kıymetini bil...” diyor.

Bugün buna en çok ihtiyaç hissedilen de VATAN’dır.

VATAN bir sevgilidir.

Bugün sana en çok ihtiyaç hissettiği bir gündür.

Yanlış kararlar alıp yanlış yola sokanlar var ise,

Ona engel olacağın gün bu gündür.

Yarın çok geç olabilir.

İyi şeyler yapmak isteyip de ona engel olmak isteyenler var ise,

Onun yanında yer alacağın gün bugündür.

Yarın çok geç olabilir.

Yarın geldiğin zaman bir harabeyle karşılaşabilirsin.

Çocuklarına, torunlarına bırakacağın bir şey kalmayabilir.

Bu nedenle hemen harekete geçmek lazımdır.

Horatius;

“Anı yaşa, yarın da gelip geçecek; dün olacak” diyor.

Bu noktada Anadolu’da kullanılan bir söz vardır.

“Anan ölenden sonra baban hayrını görsün”

Elinde bir imkân var ise anan ölmeden bu imkânı kullanacaksın.

Öldükten sonra kullanılan imkân hiç kimsenin işine yaramaz.

Sevgili de böyledir.

Bugün gösterdiğin kızgınlık,

Yarın gönlünü almak istesen de bulamayacağın bir gün olacaktır.

Toprağını sararsın da istediğin cevabı bulamazsın.

Mevlana hazretleri ne güzel demiş.

“Her gün bir yerden göçmek ne iyi.

Her gün bir yere konmak ne güzel.

Bulanmadan, donmadan akmak ne hoş.

Dünle beraber gitti, cancağızım,

Ne kadar söz varsa düne ait.

Şimdi yeni şeyler söylemek lazım..”

“Ba’de Harab-ül Basra” demek istemiyorsanız.

Bu günü çok iyi değerlendirin.

Sevdiklerinize değer verin ve bunu da gösterin.

Müslüman bugünün işini yarına bırakmaz.

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.